Aslı Baş davasında 5. duruşma
Abone olMankenler Kraliçesi Aslı Baş’ın ölümüyle ilgili davanın beşinci duruşması görüldü.<br/>Manken Aslı Baş, işadamı Ahmet Bayer’in Yalıkavak bel...
Mankenler Kraliçesi Aslı Baş’ın ölümüyle ilgili davanın beşinci
duruşması görüldü.
Manken Aslı Baş, işadamı Ahmet Bayer’in Yalıkavak beldesindeki
tatil köyü içindeki villasının 6.5 metre yüksekliğindeki terasından
düşerek yaşamını yitirmişti. Soruşturmanın ardından Muğla
Cumhuriyet Savcılığı, Ahmet Bayer ve iki oğlu hakkında TCK’nın
82/1. maddesini içeren ’Kasten Öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış
müebbet hapis, yanlarında çalışan M.U.’nun TCK’nın 281. maddesini
içeren ’delilleri karartmak ve ortadan kaldırmak’ suçundan 7.5 yıl
hapis cezası istemiyle dava açtı.
Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada mahkeme heyeti,
ODTÜ’den üç bilim adamının ve İstanbul Teknik Üniversitesinden bir
ekibin olay yerinde inceleme yapmasını ve rapor hazırlamasını
istemişti. ODTÜ’lü bilim insanlarının hazırladığı raporda ‘Aslı
Baş’ın intihar etmediği, atıldığı” yönünde rapor hazırladı.
İstanbul Teknik Üniversitesinin raporunda Aslı Baş’ın intihar
ettiği belirtildi. Mahkeme heyeti, her iki raporla ilgili iki
taraftan da ek rapor istedi. Ek raporlar mahkemeye ulaştı. ODTÜ’nün
raporunda Aslı Baş’ın intihar etmediği, atıldığı belirtilirken,
İstanbul Teknik Üniversitesi’nin raporunda ‘intihar’ denildi.
Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 5. duruşmada mahkeme
heyeti ODTÜ ve İstanbul Teknik Üniversitesinden gelen raporların
İstanbul Adli Tıp Kurumunda incelenmesine ve detaylı bir rapor
yazılmasına karar verdi. Mahkeme, 26 Temmuz tarihine ertelendi.
Hakan Bayer’in tutukluluk halinin devamına baba Ahmet Bayer ve oğlu
Volkan Bayer’in tutuksuz yargılanmalarına karar verdi.
Yargıya güvenim sarsıldı
Mahkeme çıkışı gazetecilerin sorularını cevaplandıran işadamı ve
tutuksuz sanık Ahmet Bayer, şöyle konuştu:
“Benim yüce yargıya karşı güvenim sonsuzdu. Fakat artık bu güvenim
sarsıldı ve yıkıldı. Yaşadığım ve gördüklerim beni gösteriyor ki,
ülkemizde bilirkişi terörü yargıyı gütme kararı gelmiş. Uzmanlık
alanları diplomaları ve belgeleri yetersiz olduğu için bilirkişi
dedikleri adalet komisyonunca iptal edilen bir aile şirketinin
uydurma raporuna istinaden ülkemizde gencecik ve suçsuz insanlar
tutuklanıyor. Aylarca incelenip ek raporların yazılması için
hapiste tutuklu olarak bekliyorlar. Haklarında oğlumu suçlayacak
tek delil yok. Tek bir görgü tanığı yok, buna rağmen oğlum 9 aydır
içeride tutuklu. Ben bu bilirkişilere soruyorum. Vicdanınız rahat
mı, benim oğlum suçsuz hapiste yatarken geceleri rahat uyuyabiliyor
musunuz?"
"Adalet gecikiyor"
Aslı Baş ailesinin avukatı Faruk Zorba, mahkemenin artık
sonlandırılmasını isteyerek, “Hadise 1,5 saniye süren bir
hadisedir. Aslı’nın düşmesi. Bununla ilgili adli merciler
tarafından görevlendirilmiş üç bilirkişi olayın intihar olmadığını,
Aslı Baş’ın atıldığını söylemişlerdir. Buna rağmen bir türlü tatmin
olunamadı. Bu raporlarda özellikle son OTÜ raporunda çok açık ve
net bir şekilde hesaplama yapılmış olmasına ve olayın intihar
olmasının mümkün olmadığı ifade edilmesine rağmen tekrar İstanbul
Adli Tıp Kurumu’na raporun gönderilmesini biz yadırgadık. Bu süreç
geciken adaleti doğurmaktadır. Benim müvekkillerim bu aşamadan
sonra kızlarının katilleri ile yüz yüze gelmek istemektedir. Biz
adaletin bir an önce tecelli etmesini ve tamamlanmasını
istiyoruz”
"İtiraz edeceğiz"
Aslı ailesinin diğer avukatı Fahri Sefa Küpçü de, dosyanın İstanbul
Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesine tepki göstererek “Uzman bilirkişi
olarak bir kişiden rapor alıp, mütalaa alıp dosyaya sunulmuştu. Bu
kişi mahkeme tarafından da dinlendi. Bu kişi daha önce Adli Tıp
Morg İhtisas Daire Başkanlığı yapmış Prof.Dr. Gürsel Çetin’dir.
Dosyanın tekrar oraya gönderilmesi ciddi şüphe çekici bir
harekettir. Doğru değildir. Bununla ilgili itirazımızı mahkemeye
sunacağız” dedi.
(İHA)