Aşkta kazanma vakti
Abone olHer zaman kaybeden taraf mısınız? Üzülmeyin şimdi kazanma sırası sizde.
Aşkta kaybetmemek için ilk kural, aşık olduğunuzda
'görme duyunuzu' yitirmemeniz. Yıllar sonra,
"Ah ben bunları nasıl fark edemedim" diyenlerden
olmamak için lütfen iki gözünüzü birden yummayın. En büyük
hatalardan biri bir insana kayıtsız şartsız bağlanmaktır.
Aşk acısı çekenlerin en yoğun hataları; kaybetmeyi en başta
kabullenmeleri. Aşk bir 'sığınak' da
değildir. Ama birçok insan, bazı şeylerden kaçmak istediğinde
kendine bir aşk buluyor ve yanılıyor.
Yeni bir aşk geçmiş yaraları iyileştirebilir. Ama onu gerçekten bir
merhem olarak kullanıp, "İyi ki sen varsın, yoksa bugün ben
yoktum" gibi itiraflar, aşkı yavaş yavaş törpülemeye
başlar.
Israr ve yapışkanlık... Aşk bunlardan hiç
hoşlanmaz. Elinizde olana yapışır ve her ne olursa olsun ilişkiyi
sürdürmeye çalışırsanız, baştan kaybedersiniz. Bir rüya ya mı
aşıksınız, yoksa gerçek olan bir şeye mi? Karar verin.
Aşk, dedektifliği kaldırmaz. Elinizde bir büyüteç,
onu inceleyip, kusur arama işleminden vazgeçin. Önce dürüstçe şuna
karar verin: Bu insanın düzelmesini kendi iyiliğiniz için
mi istiyorsunuz, onun iyiliği için mi? "Aşık olduğum kişi şöyle
olmalı" formülleriyle her gün kusur düzeltme memuru gibi
hareket ederseniz, o aşkın vay haline!
Aşkı cinsellikle ayırt edebiliyor musunuz? Aşk
öncelikle yürek ve beyin işidir. Birçok şeyi günlerce paylaştıktan
sonra cinselliği denemek daha anlamlı. Cinselliği çoğu kez bir
kısır döngü içinde yaşamak yerine, sevildiğinizi veya sevilebilir
olduğunuzu hissedin, hissettirin.