Aşkın güzelleştirdiği kadın
Abone ol42 yaşına rağmen güzeliğine güzellik katan Julia Roberts, Lancome'un yeni yüzü olmaktan dolayı çok mutlu.
Aşık olmanın en güçlü güzellik iksiri olduğuna inanan
oyuncu, güzellik anlayışı ve özel hayatı ile ilgili bilinmeyenleri
ilk kez Marie Claire ile paylaşıyor.
O hala özel bir kadın... Bunu 42 yaşında
Lancome'un yeni yüzü olarak bir kez daha kanıtlıyor ve müthiş bir
özgüvenle gülümsüyor. Otuzlu yaşlarını sürerken kendisine yapılan
bu tarz teklifleri hiç düşünmeden reddettiğini söyleyen güzel
oyuncu, güzellik kavramının zihninde yıllar içinde oturduğunu dile
getirerek; "Artık deneyim sahibi, olgun bir kadınım ve
kendimi çok daha çekici hissediyorum" diyor.
Hayat neşesinin, kendini mutlu hissetmenin ve aşık olmanın en güçlü
güzellik iksiri olduğuna inanan Julia Roberts, gerçek bir sinema
ikonu. Esprili, muzip, sıra dışı ve gizemli...
Mesleğindeki en büyük başarısının da duyguları yüzüne bütünüyle
yanzıtabilmesine bağlıyor. Roberts, uzun süren sessizliğinin
ardından Lancome kampanyalarının yanı sıra Ryan Murphy
yönetimindeki Eat, Pray, Love adlı filmle de karşımıza çıkmaya
hazırlanıyor. İnatçı kişiliği ve kararlılığı ile tanınan
Roberts'ın, şöhretini yardım kuruluşlarına destek amaçlı kullanması
da Lancome'un değerleriyle birebir örtüşüyor.
Lancome'un yeni yüzü olmak neler hissettiriyor
size?
Bu benim için hedefi 12'den vurmak gibi, zira olgun, zarif
görünümlü ve deneyimli kadınların timsalidir Lancome. 40'lı
yaşlarımda modellik yapmak da hayatıma eğlence ve yenilik kattı. Bu
teklif bana daha önceleri getirilseydi bugünkü kadar zevk
alamayabilirdim. Bir tür meydan okuma gibi algılıyorum. Artık çok
daha özgüvenli bir kadınım çünkü. Lancome benim için hep özel bir
marka olmuştur... Lancome; Isabella Rossellini'dir, Lancome;
zarafettir. Ona müşteri olarak da hap sadık kaldım. Ürünlerini
kullanmaya başladığınız anda hayatınızın değişmez bir parçası
oluyorlar. Bu sadakattir! Sadakatin de hayatın en temel taşlarından
biri.
Cilt bakım ürünlerinde genellikle hangi özellikleri
arıyorsunuz?
Hafiflik ve kolay uygulanabilme... Cildimde katman oluşturan ya da
'Acaba nasıl uygulanıyor?' diye soracağım ürünleri sevmiyorum.
Cilt bakımınızı önemseyen biri misiniz? Günlük bakım
rutininizin içinde neler yer alıyor ve hangi ürünleri
kullanıyorsunuz?
Zamanımın büyük bir kısmını evde geçirmeme rağmen mutlaka güneş
kremi kullanırım. Göz kremleri de benim için gittikçe daha fazla
önem taşımaya başladılar. Eğer zamanım varsa boynuma da
nemlendirici uyguluyorum ve masaj yapıyorum. Makyaj için ise her
zaman Juicy Tube! Sonrasında da maskara! Ben eyeliner kullanmayı da
çok severim. Doğru uygulayabildiğimde kendimi Sophia Loren gibi
hissediyorum.
Bugüne kadar size verilen en büyük güzellik sırrı
neydi?
Kirpikleri kıvırmak ve kaşlara çeki düzen vermek. Özellikle kaş
şekli ifadenizi anında değiştirebiliyor. Ancak ben insanın kendini
mutlu hissetmesinin çok daha önemli olduğunu düşünüyorum çünkü
hissettiklerimiz tamamıyla yüzümüze de yansıyor!
Sizce önemli olan güzellik midir yoksa zarafet
mi?
İkisi de birbirini tamamlıyor. Güzelliği hayat neşesi olarak
görüyorum, zarafet ise sakin ve güvenli bir duruş demek. Anouk
Aimee gibi... O tarz kadınlar kim olduklarını ve nerede
bulunduklarını asla unutmazlar. Kendileriyle de barışık
görünürler.
Görünüşe göre Fransız kadınlarından hoşlanıyorsunuz...
Peki, Fransız
dokunuşu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bunu tanımlamak imkansız gerçekten! Bu tamamıyla Fransız olmakla
ile ilgili bir olgu. Kendileri; 'je ne sais quoi' dedikleri şeye
sahip.