Askeri savcıdan Çiçek'e ağır darbe
Abone olAskeri savcının Albay Dursun Çiçek ile igili iddianamesi hazır! İddianamede Çiçek için ağır suçlamalar yer alıyor.
Genelkurmay Askeri Savcılığının, ''İrtica ile Mücadele
Eylem Planı'' başlıklı yazıyla ilgili olarak, Deniz Piyade Kurmay
Kıdemli Albay Dursun Çiçek hakkında açtığı davanın ilk duruşması 20
Temmuz Salı günü yapılacak.
Çiçek hakkında yürütülen soruşturmayı tamamlayan Askeri Savcılığın
hazırladığı iddianame, Genelkurmay Askeri Mahkemesince
kabul edildi. Askeri Mahkeme, duruşmanın birinci
celsesinin, 20 Temmuz Salı günü, saat 14.00'te görülmesini
kararlaştırdı.
Albay Çiçek, halen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen
''İrtica ile Mücadele Eylem Planı'' davasında da tutuklu sanık
olarak yargılanıyor.
EYLEM PLANI'NA AĞIR SUÇLAMALAR
Askeri Savcılığın hazırladığı iddianamede, Çiçek'in, 12 Haziran
2009'dan önceki bir tarihte ''İrticayla Mücadele Eylem
Planı'' başlıklı yazıyı hazırlamak suretiyle görevi kötüye
kullandığı'' ve ''hazırladığı yazıyı belirlenemeyen bir şekilde
bazı kişiler aracılığıyla basında yer alarak, aleniyete kavuşmasını
sağlamak suretiyle, astlık-üstlük münasebetlerini zedelemeye, amir
veya komutanlara karşı güven hissini yok etmeye matuf olarak alenen
tahkir ve tezyif edici fiil ve hareketlerde bulunduğu'' öne
sürülüyor.
Çiçek'in, bu suçlamalarla Askeri Ceza Kanununun 144. maddesi
delaletiyle Türk Ceza Kanununun (TCK) 257/1'inci, Askeri Ceza
Kanununun 95/4'üncü ve TCK'nın 53. maddesi uyarınca toplam 1 yıl 6
aydan 6 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması, bazı
hakları kullanmaktan yoksun bırakılması ve Askeri Ceza Kanunu'nun
30. maddesi uyarınca Türk Silahlı Kuvvetlerinden (TSK) çıkarılması
talep ediliyor.
''YAZININ, ÇİÇEK TARAFINDAN HAZIRLANDIĞI...''
İddianamede, ''İrticayla Mücadele Eylem Planı'' başlıklı yazının
''kim tarafından, ne amaçla, ne zaman ve nerede hazırlandığının
tespitinin önem kazandığı'' belirtildi.
Çiçek'in, ''İrticayla Mücadele Eylem Planı''
başlıklı yazıyı hazırladığı iddialarını, ilk baştan itibaren
istikrarlı bir şekilde inkar etmesine karşın, yazının 4'üncü
sayfasında 'Dursun Çiçek, Dr.Dz.P.Kur.Kd.Albay' şeklindeki imza
blokunun üzerinde yer alan imzanın Dursun Çiçek'e ait
olduğunun Adli Tıp Kurumu Başkanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü
Kriminal Polis Laboratuvarları Dairesi Başkanlığı ve Jandarma Genel
Komutanlığı Kriminal Daire Başkanlığının raporlarıyla belirlenmiş
olması karşısında, yazının Çiçek tarafından hazırlandığının kabulü
gerektiği sonucuna varıldığı'' kaydedildi.
''ÇİÇEK, ERZİNCAN'A GİTMEDİ''
''İrticayla Mücadele Eylem Planı'' başlıklı yazıda öngörülen
faaliyetlerin Erzincan'da uygulanmış olabileceği iddialarının
Askeri Savcılığın görev alanı dışında kaldığı belirtilen
iddianamede, bununla birlikte yazıda yer alan planın varlığı ve
uygulamasının yapılıp yapılmadığının belirlenmesinin, soruşturmayla
doğrudan ilgisi bulunması nedeniyle Çiçek'in 2009'da Erzincan'a
gidip gitmediğinin araştırıldığı bildirildi.
Çiçek'in izinlerine ilişkin yazılar, izin belgeleri, Genelkurmay ve
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Karargahı'na giriş çıkış kayıtları,
kullandığı cep telefonuna ait iletişim kayıtları, THY'nin cevap
yazısı, yurt dışına giriş-çıkışına ilişkin yazı ve Kara Kuvvetleri
Komutanlığının 3. Ordu Komutanlığında 13-14 Ocak 2009'da düzenlenen
İç Güvenlik Seminerine Çiçek'in katılmadığına ilişkin cevap yazısı
birlikte değerlendirildiğinde, şüpheli Çiçek'in, 2009'da iddia
edilen tarihlerde ve bu tarihler dışında herhangi bir tarihte
Erzincan'a gitmediği, Erzincan Orduevi'nde veya başka bir yerde
konaklamadığının sabit olduğu kaydedildi.
İHBAR MEKTUBU
İddianamenin, ''Delillerin değerlendirilmesi ve olaylarla ilgili
kabul'' başlıklı bölümünde, ''subay olduğunu söyleyen bir kişi
tarafından özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilliğine
gönderilen tarihsiz, kimlik ve imza bulunmayan 5 sayfalık ihbar
mektubu ve ekindeki belgelerin özelliklerinin ve delil olma
vasıflarının incelenmesi gerektiği'' belirtildi.
Mektubunun sonunda, ''Sayın Savcım, tanık olarak çağırmanız
durumunda da gelmeye hazırım'' ifadesini kullanan
ihbarcının, bugüne kadar ortaya çıkmaması nedeniyle kimliğinin
belirlenemediğine ve iddialarıyla ilgili olarak ifadesinin
alınamadığına dikkat çekilen iddianamede, ''Mektubunda, Bilgi
Destek Dairesinde görevli olduğunu söyleyen ihbarcı subayın, Askeri
Savcılıkta yapılan soruşturmalar da dahil olmak üzere, Genelkurmay
Karargahının çeşitli birimlerine ait, ancak özel bir araştırma ve
çalışma sonucu tespit edilebilecek, normal koşullarda değil bir
subayın, komuta makamlarında bulunan komutanların dahi tamamına
sahip olmasının mümkün olmadığı ayrıntılı bilgilere sahip olması
dikkat çekmektedir'' değerlendirmesinde bulunuldu.