Askerden Çiller'i kızdıracak lakap
Abone olBir dönemin önemli siyasetçilerinden Nahit Menteşe, Kenan Evren ve dönemin komuta kademesi hakkında ağır ithamlarda bulundu.
Generallerin dönemin Başbakanı Tansu Çiller'e 'Fadime'
dediği ortaya çıktı.
Türk siyasetinin duayen isimlerinden Nahit Menteşe, 12 Eylül darbesi öncesinde sıkıyönetimin görevini yapmadığını belirterek, çarpıcı açıklamalarda bulundu:
“Çorum’da, Maraş’ta darbeye zemin hazırlamak için
Alevileri ve Sünnileri karşılıklı tahrik ettiler. Kızılay’da
bombaları Genelkurmay, Evren patlatıyordu.”
11 defa bakanlık koltuğuna oturan Menteşe, yakın tarihe ışık
tutacak anılarını Aksiyon Dergisi Ankara Temsilcisi İdris Gürsoy’a
anlattı.
GENERALLER ÇİLLER'E 'FADİME' DİYORDU
“Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamını asker
istedi” diyen Menteşe, Başbakan Çiller’e
generallerin kendi aralarında 'Fadime' diye hitap ettiğini ilk kez
açıkladı. Menteşe’nin Gazeteci Gürsoy’un sorularına
verdiği bazı cevaplar şöyle:
-12 Eylül öncesi AP genel sekreteriydiniz. Darbenin
geldiğini gördünüz mü? Neden tedbir almadınız?
-11 Eylül günü ben buradaydım( Meclis). Biz darbeyi nasıl
önleyebiliriz? Seçime gitmek suretiyle. Kumanda zinciri kurulmuştu
asker içinde. Bir arkadaşım telefon etti, İzmit’ten. ‘Nahit, Saltık
Paşa geldi, kumanda zincirini kurdu’ dedi.
-Ne demek kumanda zinciri?
-Şu; yukarıdan aşağıya bütün askerin tasdikini alıyor. İhtilale
karar verilmiş, demek.
-Saltık’ın özelliği neydi?
-Amerika’daydı, Evren Türkiye’ye getirdi ikinci Genelkurmay başkanı
yaptı ve bütün bu görevleri ona verdi. Bu ittifakı Saltık
sağladı.
(…)
-Darbeyi önceden haber aldınız, Evren’i neden hemen
görevden almadınız?
-Ne olurdu? İhtilal daha öne alınırdı. Evren de bunu söylüyor.
Zincir kurulmuş. Önleyemezdik.
-Darbeye doğru bazı olaylar var. Terör tırmanıyor mesela.
Bunların arkasında ne vardı?
-Asker. Tabanı tutabilmek için mesela Kızılay’da bombalar
patlatıyorlardı. Vecdi Gönül Ankara valisi, ben genel sekreterim,
bazı olaylar sebebi ile ihbar ediyoruz. Sıkıyönetim komutanı Nihat
Özer katiyen üzerine gitmiyor. Adana’da, Diyarbakır’da böyle.
-İstanbul’da yüz yerde bomba patlamış. Araştırmadınız mı bu
nasıl oluyor diye?
-Milli Eğitim'e, müsteşara telefon ettim, buraya kadar gelebilir
misiniz? ‘Efendim arabalarımız bağlı, her tarafta bombalar
patlıyor.’ dedi. Ben o zaman ‘bu iş bitecek herhalde’ diye
düşündüm. İki milletvekilimiz hakkında gensoru görüşmesi vardı.
Korkut Özal grubunu davet ettim. MSP’nin o grubunu ikna ettik fakat
Kızılay’da bomba hareketleri devam ediyor. Kimse çıkamıyor,
gidemiyor. 11 Eyül günü açtım telefonu Demirel’e. Son bakanlar
kurulunda Demirel. ‘Efendim Sezgin’le, Kıratlıoğlu’nu kurtaracağız
ama devleti kurtaramayacağız’ dedim. Akşamüzeri konuta gittik.
İhsan Sabri Bey, Evren’le konuşmuş. ‘Paşam ihtilal mı
yapıyorsunuz?’ demiş. ‘Yok öyle şey’ cevabını almış.
EYLEMLERİN ARKASINDA EVREN VARDI
-Terör eylemlerinin arkasında kim vardı?
-Bu eylemlerin arkasında yine silahlı kuvvetler var. Kim kumanda
zinciri kurdu ise onlar, yani Evren var.
-Asker mi patlatıyor bombaları?
-Tabii, tabii.
-Sıkıyönetime rağmen olayların sürmesinin sebebi
ne?
-Sıkıyönetim yani asker görevini yapmıyor.
-Maraş ve Çorum olaylarının arkasında kim var?
-Alevi, Sünni ortamı teşvik eden gizli güçler, sırtlarını okşuyor,
sokak hareketlerini meydana getiriyorlar. Kendiliğinden olmaz. Bu
böyledir. İhtilali organize edenler bunları planlıyorlar. Şartları
olgunlaştırmaya çalışıyorlar.
DENİZ GEZMİŞLERİN İDAMINI ASKER İSTEDİ
-İdamlar konusu nasıl gelişti?
-İdamları Anayasa Mahkemesi iptal etti. Askerde büyük tepki meydana
geldi. İdamları asker şiddetle istiyordu. Meclis kararı tasdiktir,
kararı veren mahkemedir. Benim de yüreğim yanıyor. Keşke idam
olmasaydı, Menderes’in idamına nasıl karşı gelmişsek bunda da
istekli değildik ama parlamento baskı altınaydı. Üçe üç gibi
bağırma diye bir şey yok. Bunlar bir takım solcu yazarların
uydurmaları. Adam kaçırmalar, banka soymalar buna alışık değil
ülke. O zavallılar böyle bir ortamda asılmış oldular. Asılmayanlar,
kelleyi kurtaranlar şimdi konuşuyorlar. CHP’de idamlara açıktan
karşı çıkan da vardı ama o kadar güçlü bir şekilde değildi
tabii.
Röportajın tamamına Aksiyon dergisinin son sayısından
ulaşılabiliyor.