Asalanın avukatı kin kustu
Abone ol"Ermeni soykırımını tanımayan suçludur" diyen yasanın mimarı Deveciyan ilk kez konuştu.
Türkiye'yi ayağa kaldıran "Ermeni soykırımını tanımayan
suçludur" diyen yasanın mimarı, bir zamanlar ASALA davalarında
avukat olarak görev alan diasporanın en güçlü ismi Patrick
Deveciyan ile Milliyet gazetesi yazarı Ece Temelkuran röporrtaj
yaptı. İşte söyleşinin tamamı:
Türkiye'deki Ermeniler bu yasadan rahatsızlar. Diasporanın
baskısıyla çıkarılan bu yasanın bütün diyalog yollarını kapatmakla
birlikte Türkiye'de yaşayan Ermenileri de kurban ettiğini
düşünüyorlar. Yasanın Ermenistan'dan da çok destek aldığı
söylenemez. Ne dersiniz? Diaspora sadece kendisi için çıkardığı bu
yasayla diğer Ermenileri kurban mı etti?
'Yasa, güvenliğimiz için'
Bir yıl öncesine kadar bu yasanın çıkmasına ben de
karşıydım. İfade özgürlüğünü zedeleyecekti. Ama Lyon'da Türk
milliyetçilerinin yaptıkları gösteriler, oradaki Ermeni anıtının
çalınması, fikrimi değiştirdi. Türkiye aktif bir reddetme
politikası yürütmeye başladı. Ermeni anıtlarına karşı saldırılar
yapıldı. Bunları Bozkurtlar yaptı. Türkiye diplomasisi de bu
saldırıların Türk halkı tarafından onaylandığını ve desteklendiğini
açıkladı. O saldırılardan sonra ifade özgürlüğü tartışmasına
giremezdik. Güvenliğimiz söz konusuydu. Fransa'daki Ermenilere
yapılacak saldırılara karşı güvenliğimizi sağlayacak bir
düzenlemeye ihtiyaç vardı.
Artık ifade özgürlüğünün birincil önemde olmadığını
söylüyorsunuz ama bu yasaya sizin getirdiğiniz, savunduğunuz ama
kabul edilmeyen bir istisna vardı. Bilimsel çalışmalar hariç
tutulacaktı. Bu istisnayı kabul ettiremediniz mecliste.
O istisnanın senatodan çıkması için elimden geleni
yapacağım. O konuda senatoda fikir birliği oluşacağını düşünüyorum.
Çünkü bilimsel çalışmaların özgürlüğünü korumak gerekiyor. Böylece
Türkiye ile Fransa arasında bir fark olacak! Çünkü biliyorsunuz
Türkiye'de TCK 301 var!
Evet, ben dahil birçok insanın karşı çıktığı ve aceleyle
çıkarılan bir madde. Ama siz bu yasa için uzun süre uğraştınız.
Üstelik teknik olarak çıkması çok zor bir yasa
için.
'Zaten 90 yıldır bekliyoruz'
O kadar uzun süre sayılmaz. Fransa'nın soykırımı
tanıması için üç yıl uğraşmıştık. Bu yasa için de bekleyebiliriz.
Üstelik biz zaten 90 yıldır bekliyoruz.
"Biz" diye konuşuyorsunuz. Diaspora bu kadar "homojen" mi
sizce? Bütün diasporanın bu yasayı desteklediğinden emin
misiniz?
Diaspora homojen değilse bile eğer sert Türk
milliyetçileri yaptıklarına devam ederlerse, olacak. Kaldı ki
Türkiye de dışarıdan homojen görünüyor. Kültürel farklılıkları
devlet politikasıyla homojenleştiren bir politikası var. Üstelik
Türkiye Ermenistan sınırını açmamakla bu konudaki tavrını açıkça
ortaya koyuyor.
Bunlar dialoğu imkânsızlaştıran şeyler, haklısınız. Ama
çıkarmaya çalıştığınız yasanın o "sınırı" daha da sertleştireceği
ortada.
Buna inanmıyorum. Ben, Türkiye'nin ancak aşırı
baskılarla değişebileceğine inanıyorum. Ve yeniden ekleyeyim, biz
doksan yıldır bekliyoruz!
Doksan yıldır hayaletlerle yaşıyorsunuz. Fransız düşünür
Baudrillard'ın bu konuda bir cümlesi var: "Ermenilerin durumu çok
özel. Onlar yaşadıklarını ispatlamak için öldüklerini ispatlamak
zorundalar." Ne dersiniz, öyle mi?
Tıpkı Yahudiler gibi. Bu, çok büyük bir travmadır.
Ben ne zaman torunuma baksam onun yaşındaki çocukların bir zamanlar
sadece Ermeni olduğu için öldüğünü düşünüyorum. Bu her gün yaşaması
imkânsız bir acıdır.
Ama bu imkânsız acıyla yaşıyor hatta hayatınızı bunun
üzerine kuruyorsunuz bir bakıma. Kişisel olarak sormak istiyorum.
Bazen yorulduğunuzu hissetmiyor musunuz?
Yoruldum... (Deveciyan duraksıyor) Evet. Hem de
çok... (Ünlü "kartal" bakışlar nemleniyor) Ama bu benim görevim!
Ben bir yüzyıl daha halımın altında kadavralarla yaşamak
istemiyorum!..
Konuşma bitiyor ama karizmasıyla ünlü Deveciyan'ın gözlerindeki nem
asılı kalıyor. Tam çıkacakken Deveciyan diyalog için çalışan
insanlara ne kadar kıymet verdiğini anlatıyor, benim ne kadar
kıymetli bir iş yaptığımı... Durdurup gülüyorum:
Gözyaşları gerçek mi?
"Ancak Bay Deveciyan, siz benim işimi çok
zorlaştırıyorsunuz!"
Çıkıyoruz. Deveciyan'ı iyi tanıyan, deneyimli bir gazeteci olan
mihmandarım Isabelle bile şaşkın. "Gözleri doldu, gördün mü?" diye
soruyor.
O zaman düşünüyorum: Yasa çıkaracak kadar sert olan bile
ağlayabiliyorsa acaba diaspora bize anlatıldığı gibi bir şey değil
mi? Bize gösterilen öfke ve inat resminin ardında ne var? Diyaloğa
hiç yanaşmayanlar ne gizliyorlar içlerinde? Bunun için konuşmalara
daha da sert olanlarla devam etmek gerekiyor...
Röportaj: Ece Temelkuran
Kaynak:www.milliyet.com.tr