Artık depremlerin tarihi öngörülebilecek
Abone olTürkiye’nin deniz tabanında sismik araştırmalar yapan ilk ve tek gemisi Koca Piri Reis ile artık, günlük hava tahmin raporu alır gibi, depre...
Türkiye’nin deniz tabanında sismik araştırmalar yapan ilk ve tek
gemisi Koca Piri Reis ile artık, günlük hava tahmin raporu alır
gibi, deprem tahmin raporları alacağız.
Türkiye’nin deniz tabanında sismik araştırmalar yapan ilk ve tek
gemisi Koca Piri Reis’in rotası, felaketin yaşandığı 17 Ağustos
depreminin 14. yıldönümü haftasında Marmara Bölgesi’ne çevrildi.
TÜBİTAK destekli proje ile depremlerin önceden bilinirlik yönünün
araştırmasını yapacaklarını söyleyen Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz
Bilimleri Teknoloji Enstitüsü’nden Prof. Dr. Günay Çiftçi, “Nasıl
günlük ve haftalık hava tahmin raporları yayınlanıyorsa, zaman
içerisinde de deprem tahmin raporları yayınlanabilecek” dedi.
Denize kıyısı olan Avrupa ülkelerinin deprem kuşağı haritasının
tespiti için 2008 - 2010 yılları arasında Marmara Bölgesi’nde bir
araştırma yaptıklarını, projenin Türkiye ayağını ise aynı bölgede
bulunan Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde yürüttüklerini belirten
Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri Teknoloji Enstitüsü ve
Jeofizik Mühendisleri İzmir Şube Başkanı Prof. Dr. Günay Çiftçi,
tüm çalışmaların can damarında olası depremlere karşı önceden
haberdar olmak olduğunu söyledi. Prof. Çiftçi; “2008 - 2010 yılları
arasında Marmara Bölgesi’nde bir çalışma yaptık. O çalışmada bir
tanesi AB Denizaltı Gözlem İstasyonları projesiydi. O projenin
amacı Avrupa denizlerindeki olası tehlikelere karşıydı. Bu projenin
diğer bir ayağı ise Marmara’da beklenen İstanbul depremiyle ilgili
olarak yapılan bir çalışmaydı. Bu çalışmalar Marmara Bölgesi’nde
var olan Kuzey Anadolu Fay hattının kuzey kolu üzerindeydi.
Biliyorsunuz ki bin 500 kilometre uzunluğunda olan bir fay hattı.
Bu Marmara’da Yalova’da bulunan Çınarcık’tan girip Ganos tarafından
devam eden fay, kuzey kolu olarak yani ana kol olarak tabir
ediliyor. Yaklaşık 2 milyon yıllık bir geçmişinin araştırılmasına
yönelik bir araştırma bu. 14 gün süre ile Marmara Denizi’nde bu
alanla verileri toplayacağız. Marmara Bölgesi hem nüfus hem sanayi
olarak en çok yoğunlaşan alanlar. Söylediğimiz gibi Gemlik
Körfezi’nden, Mudanya’dan, Bandırma’ya uzanan deniz araştırmasını
Piri Reis olarak yapacağız” dedi.
“NOBEL ÖDÜLÜ ALIRIZ”
14 gün sürecek olan araştırmanın TÜBİTAK tarafından desteklenen bir
proje olduğunu ve 12 bilim adamının yanı sıra söz konusu çalışmaya
California Üniversitesi’nden Dr. Cristopher Sorlien ile Rhode
Island Üniversitesi’nden Dr. Milen Cormier’ın da yer aldığını
kaydeden Çiftçi, depremlerin önceden bilinirliğine yönelik yapılan
araştırmaların ve incelemelerin gelişen teknoloji ile vücut bulmaya
devam ettiğini ifade etti. Gelecek yıllarda depremin önceden
tespiti ve risk derecesine göre uyarısının yapılabilirliğinin
mümkün olduğunu aktaran Çifçi, şöyle konuştu:
“Yakın tarihlerde bir olası depremin olduğunu söylesek herhalde
Nobel ödülü alırız. Ama şunu söylemeliyiz ki bütün bu çalışmalar
bunları anlamaya, tespit etmeye yönelik. Bildiğimiz bir şey var ki
bu deprem olacak ve bundan kaçış yok. Kesin olan bu. Ne zaman
olacağı konusunda da daha önce yapılan bu depremin önceden haber
vermeye yönelik çalışmalar. Yine değişik çalışmalar var tabii ki,
depremin önceden tespit edilmesine yönelik, haber etmeye yönelik.
Dünyada da bu konuda teknolojik cihazlar geliştirilmeye devam
ediliyor. O kadar büyük bir enerji açığa çıkıyor ki, mutlaka bunun
yer içerisindeki elektriksel, kimyasal parametreleri değiştiren
olaylar söz konusu oluyor. Bu kadar büyük bir enerji açığa çıkarken
yer bunun belirtilerini veriyor. Hep söylenen gibi kümes
hayvanlarının, evcil hayvanlarının huzursuz olması. Bu da oradaki
bir değişime işaret ediyor. Zaman gelecek nasıl hava tahmin
raporları nasıl günlük ve haftalık yayınlanıyorsa, zaman içerisinde
deprem tahmin raporları da olacak. Çünkü o kadar büyük enerjiler
açığa çıkıyor ki bunun zaman içerisinde elde edilen verileri
bilgileri buna yönelik tahminler yapmaya götürecektir. Ama bu tür
bilimsel çalışmalarla ancak aydınlığa kavuşturulacaktır.”
EN SON VAN DEPREMİ YAŞANDI
Prof. Çiftçi ayrıca, Marmara Bölgesi’nde var olan KAF hattının
dünyanın en hızlı hareket eden ve en aktif sağ-yanal atımlı
faylarından biri olduğunu, bin 500 kilometre uzunluğunda olan fayın
üzerinde tarihte 6,0 ile 8,0 büyüklüğü aralığında depremlerin
meydana gelerek çeşitli can ve mal kayıplarına yol açtığını
hatırlattı. Olası bir Marmara depreminde de felaketin aynı büyüklük
aralığında olacağına dikkat çeken Çifçi, son olarak şunları
söyledi: “Kesin olarak bildiğimiz bütün bir şey var ki -bütün
jeofizikçilerin, yer bilimcilerin- beklenen bir deprem var. Nereden
biliyor? Basında hep pek çok yer bilimci bunu söylemiştir. 1999
yılında Çınarcık’ta, Kocaeli depremi oluştu oraya kadar kırıldı.
1912 yılında Tekirdağ açıklarındaki en son olan deprem de 1850-1766
yıllarında olan depremlere baktığınız zaman hatta son 500 yıllık
periyotlara baktığınız zaman buradaki enerjinin artık biriktiği
yönünde. Bunun kırılması her an söz konusu. Bütün bu çalışmalar da
bunu daha fazla anlamaya yöneliktir. Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın
özelliği, baktığınız zaman hep oluşan depremler hep 7 ve 7
üzerindeki büyüklükteki depremlerdir. Burada geçmişteki olan
olaylar gelecekte olacakların habercisidir.”
KAF ÜZERİNDE YAŞANAN DEPREMLER
Öte yandan, Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde tarihte meydana gelen
depremler ve ölçekleri ise sırasıyla şu şekilde:
1939 Erzincan 8.3, 1942 Niksar-Erbaa 6.9, 1943 Tosya-Ladik 7.0,
1944 Bolu-Gerede 7.5, 1949 Karlıova 7.9, 1951 Kurşunlu 6.8, 1957
Bolu- Abant 6.8, 1966 Varto 6.6, 1967 Bolu- Mudurnu 7.0, 1971
Bingöl 6.8, 1992 Erzincan 7.0, 1999 İzmit Depremi 7.4, 2010 Elazığ
6.0 ve 2011 yılında ise Van’da 7.2.
(İHA)