Arınç'tan ses kayıtlarına çarpıcı açıklama

Abone ol

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, ülke gündemini bir hayli mesgul eden ses kayıtlarıyla ilgili, dikkat çekici açıklamalar yaptı.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, gündeme damga vuran tapelerle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. "Bir adam yolda giderken, Hz. İsa'ya rastladım dese ne olur"... "Her gün 10 kaset çıkarıyorlar. Çok şükür yel kayadan hiçbir şey koparamadı"... dedi.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, İznik İlçesi'ne bağlı Boyalıca Beldesi'nde futbol sahası açılışına katıldı. Açılışta konuşan Arınç, "Gençlerimize iyi eğitim verebilirsek, cehaletten kurtarabilirsek, geçmişte ve bugün çektiğimiz sıkıntıları çekmeyiz. Bugün genç yaşta sokaklarda savaş haline getiren birbirine silah sıkan, fırsat bulursa her yeri tahrip etmeye kalkan zararlı düşüncelere sahip ve maalesef batılın, yanlışın arkasından giden gençlerimiz de var. Hem vatanperver, hem milliyetçi, hem kimseye zarar vermeden, iyi ahlaklı gençler olurlarsa, birbirinin kafasına kurşun sıkmak yerine birbirlerini kucaklarlar. İlim, zeka, ahlak olursa, iyi bir eğitim almış olurlarsa tahrip edenler değil, her şeyi tamir edenler olurlar. Yanlışları düzeltirler. Maalesef pek çok anneler babalar çocuklarının bir şekilde elinden gittiğini görüyor. Onların yanlış işler yaptığını görünce de üzülüyor. Gençliğimize sahip çıkmamız lazım. Biz kavga, çatışma istemiyoruz. Bilimle, birbirimizi anlayarak ve dinleyerek, okuyarak ülkemize hizmet etmek istiyoruz. Çocuklarımız da böyle yetişmeli. Büyük Atatürk 'ün de güzel bir sözü var; 'Ben sporcunun zeki ve ahlaklı olanını severim' dedi. Hakikaten de çocuklarımız bir taraftan iyi eğitim alırken, bir taraftan da spor yaparlarsa, inşallah iki taraflı kazancın içerisine girerler" dedi.

ARINÇ'TAN HZ. İSA İLE İLGİLİ İLGİNÇ ŞAKA

Bülent Arınç daha sonra Elbeyli Beldesi'ne geçerek, burada yaptırılan spor salonunun açılışını yaptı. Arınç son olarak İznik İlçesi'ne giderek, DSİ tesislerinde ilçedeki muhtarlar ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile bir araya geldi. Burada bir konuşma yapan Arınç, İznik İlçesi'nin tarihi önemine dikkat çekerek, ilçenin bir marka olması gerektiğini belirtti. İznik'in tarihiyle, çinisiyle, gölüyle de herkesin ziyaret ettiği bir ilçe olması gerektiğine vurgu yapan Arınç şunları söyledi: "Size bir tüyo vereyim. Bundan iki ay önce Bosna Hersek'e gitmiştim. Sonra Mostar'a gidelim dediler. Mostar'a gittiğim de bu kez farklı bir şey gördüm. İtalyan ve İspanyol turistler çok. Özel havaalanı var ve özel uçaklar da geliyorlar. 'Ya bunlar neden bu kadar çok geldiler' dedim. Sokaklar onlarla dolu. Uyanığın bir tanesi Mostar'a gidip geldikten sonra demiş ki, 'Ben Hz. Meryem'i Mostar'da gördüm. Hacı olmak isteyen oraya gitsin'. Dolmuşlar uçaklara hala geliyorlar. Şimdi bizden de bir adama çıkar bir tarafta bir şey söyler. 'İznik'te ben de şunu gördüm. Yolda giderken, Hz. İsa'ya rastladım' dese ne olacak sanki! İznik'e herkes gelir. Latife ediyoruz tabi."

SAYIN BAHÇELİ HEM SAF, HEM AKILLI

Başbakan Erdoğan'ın her seçime girerken siyasi parti liderlerine meydan okuduğunu belirten Arınç, "Benim Başbakanım, Genel Başbakanım Sayın Recep Tayyip Erdoğan şunu söylüyor; 'Benim partim ikinci partim olursa, ben genel başkanlığı, siyaseti bırakırım.' Meydan okuyor; 'Ben ikinci parti olursam, giderim' diyor. Diğer partilerin genel başkanlarının başları önde. Cevap bile veremiyorlar. Adam üçüncülüğe razı. Dördüncülüğe razı. 'Yüzde 10 alsam, yeter' diyor. Geçenlerde sayın Bahçeli, -Allah söyletti tabi- insan saf ve temiz olunca bazen Allah söyletiveriyor. 'Sayın Tayyip Erdoğan, sen yüzde 51 oy almış adamsın. Yüzde 50'ye düşersen, sen kayıptasın' dedi. Çok akıllıca bir şey. Hem saf, hem akıllı. Elhamdülillah, yüzde 50 alacağımıza inanmış. Mesela ben sayın Kılıçdaroğlu 'na dedim ki, 'Sizin birinci parti olma iddianız yok. İktidar olma iddianız da yok. Arada bir şeyler saçıp savuruyorsunuz ama kimse de inanmıyor. Siz derseniz ki 'ben bu seçimlerde yüzde 30'un altında kalırsam, genel başkanlığı bırakırım' Sizi tebrik ederim. Bir hedef koymuşsunuz. Çok da yüksek değil, adam bize yüzde 50'yi veriyor. Vallahi 4 aydır buna bir cevap alamadım. Bahçeli'yi çok severim. Bahçeli'ye iltimas geçtim. 'Senin hedefin en fazla yüzde 20 olmalı. Sen demelisin ki yüzde 20'nin altında oy alırsa bu parti. Ben genel başkanlığı bırakırım.' Ama yüzde 20'nin üzerinde oy alırsan, ben seni tebrik edeceğim. 4 aydır bir yanıt alamadım. O bize yüzde 50 veriyor. Ben ona yüzde 20 veriyorum, o ise 'daha aşağısı olmaz mı' diyor. Cevap verin. Siyaset iddia işidir. siyasetini iddialı yapacaksın" dedi.

ÇOK ŞÜKÜR, YEL KAYADAN HİÇBİR ŞEY KOPARAMADI

Bu seçimde Ak Parti Hükümeti olarak ciddi bir imtihan verdiklerini söyleyen Arınç, Ak Parti'nin Türk siyasi tarihinde 11 yıl tek başına iktidar olan siyasi parti olduğunu belirtti. Bu seçimde oy oranlarının artacağını vurgulayan Arınç, sözlerine şöyle devam etti:

"Ancak bundan memnun olmayanlar var. 'Bu Hükümet canımızı çok sıktı. Artık yeter. Bu hükümet düşsün, bitsin. Türkiye ne olursa olsun' diyenler var. Adeta sigarasını yakmak için komşusunun evini ateşe veren insanlar gibi, 'Türkiye batarsa batsın ama bu hükümet de bitsin' diyenler var. 'Bu hükümet artık gitsin' diyenler çok çirkin yollara başvurmaya çalışıyorlar. İftirayla, yolsuzluk söylemleriyle, bir takım uydurulmuş kasetlerle Başbakanın ve hükümetimizin yolsuzluğun içinde bulunduğunu söylüyorlar. Geçmişte de buna benzer iddialar, başka siyasetçiler için yapılmıştı. Onlar da yıkılıp gitmişlerdi. Çünkü en tesirli yol, bir insanın namusuna, ahlakına, aile hayatına dil uzatmaktır. Anadolu tabiriyle belden aşağıya vurduğunuz zaman insanlara zarar verebilirsiniz. Çok şükür, neredeyse üç ay oldu. Her gün 10 kaset çıkarıyorlar. Her gün yolsuzluk iddiasını, koskoca bir ana muhalefet partisinin lideri, konuşulacak sanki başka bir şey yokmuş gibi ağızını doldura doldura hakaret ediyor. Başbakanımızı suçluyor. Sonrada siyaset yaptım zannediyor. Çok şükür yel kayadan hiçbir şey koparamadı. Ak Parti düne göre daha güçlü, hükümetimiz düne göre çok daha güçlü. Açık yürekli olalım. Hepimiz insanız. Hepimiz hata yapabiliriz. 'Beşer, şaşar' demişler. Hata yaparsak, Ahirete ait bir şey varsa, Allah bunun hesabını görecek. Kul hakkıysa, o kulla hesaplaşmamız, helalleşmemiz lazım. Devlete ait bir işte hata yapmışsak, rüşvetti, zimmetti, menfaat temin etmek gibi bunların da hesabı, yargı önünde verilir. Yargı 'sen suçlusun' derse, ondan sonra biz, o adamla irtibatımızı keseriz, onun suçlu olduğuna inanır, onu siyasetten ederiz. Ama sadece ağız doldura doldura hakaret edilir ve hiçbir delil gösterilmezse, daha yargılama bile başlamamışsa, daha iddianame bile ortada yoksa, bu yapılan yanlışa millet karşı durur. Heybesinde küfürden başka bir şey olmayan adam saatlerce bu hakaretlerine devam ediyor, tencere dibin kara, senin ki ondan kara. Sen kimsin ki bu yolsuzluk iddialarını, ülkenin namuslu, haysiyetli bir başbakanına söylüyorsun. İnsanın utanması, biraz edepli olması gerekir. bu seçimler belediye başkanı seçimi olmanın yanı sıra hükümetimize olan güvenin, Başbakana olan güvenin devam edip, etmediğini de gösterecek. birileri oyun ediyor. Ben inanıyorum ki Anadolu'muzun insanı, bu ülkenin Başbakanına karşı bu iftiraların hiçbirisini kabul etmeyeceklerdir. Sen istediğin kadar hakaret et, bende sana misliyle iade ediyorum. Biz bu ülkede cebimizi, kasamızı doldurma peşinde değiliz. Geçmişte bunu yapanların partisi bile kalmadı. Kendilerinin de sokağa çıkacak yüzü kalmadı. Ama biz her gün sokaktayız."

Günün Önemli Haberleri