Arınçtan Kılıçdaroğluna düello yanıtı
Abone olBaşbakan Yardımcısı Bülent Arınç, CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun düello çağrısına yanıt verdi.
İNTERNETHABER
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, CHP Grup
Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "dengi" olmadığını, dengi
olmayan bir kişiyle ekran önüne çıkıp, tartışmayacağını belirterek,
"Bu bir siklet, denklik meselesidir. Kılıçdaroğlu benim
sikletimde değil. Benimle tartışması gereken kişi, olsa olsa Sayın
Baykal olabilir. Sayın Baykal ile arzu ettiği takdirde ve uygunsa,
biz bir konuyu karşılıklı olarak, görüşüp, tartışabiliriz"
dedi.
Arınç, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla parlamento
muhabirlerini ziyaretinde, yaptığı açıklamada, CHP Grup
Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu'na gazetecilerin, kendisiyle düello
yapıp yapmayacağını sorduğunu, Kılıçdaroğlu'nun da "Neden olmasın,
kendisi kabul ediyorsa ben varım" açıklamalarının, gazetelerde yer
aldığını anımsattı.
Gazetecilerin, bir haftadır kendisinden cevap beklediğini ifade
eden Arınç, Kılıçdaroğlu'nun, iki ana konuda, düşüncelerini almak
için kendisine soru sorduğunu kaydetti. Arınç, "Düello kelimesi,
kendisinin bana teklif ettiği bir şey değildir. Siz söylüyorsunuz,
o da üzerine atlamış vaziyette"dedi.
Arınç, geleneklerinde düellonun bulunmadığına işaret ederek,
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kimseyle düello etmeyi düşünmem, Türkiye'de de bunu
düşünen bir insan olduğunu zannetmiyorum. Belki biz birisiyle bir
konuyu tartışabiliriz. Bu filan olabilir, falan olabilir. Düello
birbirini yok etmektir. Avrupa'daki örneklerine bakarak söylüyorum;
önce davranan, diğerinin hayatına son verir. Artık Avrupa da bunu
terk etti. Biz kimseyi yok etmek için dünyaya gelmedik.
Fikirlerimiz, düşüncelerimiz farklı olabilir, bu farklılıkları
göstermek için tartışabiliriz. Onun da iyi bir zamanda, iyi bir
mekanda olması lazım.
Aslında ben Sayın Kılıçdaroğlu ile bu konuştuğumuz konularda
tartışmak niyetinde değilim. Ondan, fikirlerinden, düşüncelerinden
korktuğumdan değil. İnandığım doğruları her yerde müdafaa
edebilecek bir noktadayım. Bir defa Sayın Kılıçdaroğlu, benim
dengim değil. Dengim olmayan bir insanla, ben ekran önüne çıkıp,
tartışmam. Bu bir siklet, denklik meselesidir. Kendisi, partisinin
grup başkanvekilidir. AK Parti'de grup başkanvekilleri var, kim
kabul ederse, onunla istediğini tartışabilir. MHP'de iki tane grup
başkanvekili var, istediğiyle konuşabilir. Olsa olsa benimle
tartışması gereken kişi, Sayın Baykal olabilir. Sayın Baykal ile
arzu ettiği takdirde ve uygunsa, biz bir konuyu karşılıklı olarak,
görüşüp, tartışabiliriz. Fikirler ortaya çıkar, bu fikirlerden de
hem biz hem toplum yararlanabilir. Ama inanıyorum ki kendisinin de
böyle bir ihtiyacı, düşüncesi yok."
Ziyaretinin sebeplerinden birisinin, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler
Günü olduğunu ifade eden Arınç, medyadan sorumlu başbakan
yardımcısı olarak gösterildiği için kendisinin de bir mesaj
yayımlayarak çalışan gazetecilerin bu gününü kutladığını
söyledi.
Çağdaş bir ülke olabilmenin, daha ileriye gitmenin,
demokratikleşmenin, en büyük dinamosunun basın, gazeteciler ve
basın hürriyetinin sağlanması olduğunu belirten Arınç,
gazetecilerin çağdaş imkanlarla, bugünün koşullarına uygun, hem
özlük haklarıyla hem de bunu muhafaza altına alacak güvencelerle
güçlendirilmesi gerektiğini bildirdi.
Arınç, 1961 yılında çıkarılan 212 sayılı kanunla, bu konularda bir
adım atıldığını hatırlatarak, şunları söyledi:
"AK Parti iktidarı döneminde en başarılı kanunlarımızdan birisi,
2004 yılında çıkarılan 5187 sayılı Basın Kanunu'dur. Bu kanun en
özgürlükçü kanun olarak biliniyor. Mutabakatla çıktı.
Parlamentomuzdan, diğer siyasi partilerin de desteği ile çıktı.
2004'den buyana da Basın Kanunu üzerinde çok şükür ki çok fazla
eleştiri yapılmadı ve benimsendi. Şimdi bundan sonraki gayemiz,
çalışan gazetecilerimizin çok daha iyi şartlarda görev
yapabilmeleri ve genelde basın özgürlüğünün önünde engeller varsa
bunların kaldırılmasıdır."
İSRAİL YANITI
Arınç, İsrail ile ilişkiler konusunda da bir soruya, "İlişkilerde
bir olumsuzluk yayandığı görülüyor. İsrail çok partili bir
koalisyon ile yönetiliyor ve aşırı unsurlar da var. Ben diplomat
değilim. Ama bu konuda İsrail'e hükümetimiz, Dışişleri Bakanlığımız
uygun bir yanıtı mutlaka verecektir. Türkiye ile ilişkilerin bozuk
olmaması hem bölge hem de dünya barışı için gereklidir. Biz sadece
İrail'in yaptığı yanlışlıklara, sebephsiz güç kullanımına,
kadınların , çocukların bundan zarar görmesine ilişkin tepkimizi
gösteriyoruz. Bunu yalnızca biz değil, bir çok ülke gösteriyor.