Arınç'tan ilginç 'başörtüsü' yorumu!
Abone olDevlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, parti olarak başörtülü milletvekili adayı gösterilmesi konusunda bazı kaygıları, endişeleri olduğunu söyledi
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 12
Haziran'da yapılacak olan genel seçimler öncesi AK Parti'nin
programları ve siyasi gündemi meşgul eden tartışmalı konular
hakkında ilginç açıklamalarda bulundu.
Dün son yolculuğa uğurlanan Necmettin Erbakan'ın mimarı olduğu
'Milli Görüş' için 'Milli Görüş'ü hiçbir zaman anlamağını'
söyledi.
Seçimlerin yaklaşmasıyla yeniden gündeme gelen 'türbanlı
milletvekili adaylığı' konularına ise Arınç biraz mesafeli bir
yanıt verdi. Merve Kavakçı örneğini anımsatan Arınç, 'henüz erken'
mesajı verdi.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na da yüklenen Arınç,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 2012'den sonra yeniden aday
olmayacağı açıkladığı yönündeki iddialara "Meraklısı değiliz"
sözleriyle yanıt verdi.
Arınç, KanalTürk televizyonunda yayımlanan "Merkez
Siyaset" programında, gazetecilerin gündeme ilişkin
sorularını yanıtladı.
Kendisinin adil düzeni anlatmaktan hep kaçındığını söyleyen Arınç,
"geçmişte milli görüşü nasıl anlattığına" ilişkin
soru üzerine, şöyle konuştu:
MİLLİ GÖRÜŞÜ ANLAYAMADIM
"Bir türlü anlayamadım, bir türlü çözemedim ama bir
hedef var, adil düzen kurulacak. Adil kelimesi bile insanlara
yetti. Haksızlıkların önlenmesi...
Erbakan Hoca onu simge olarak aldı, kendine göre bir
ambalaj yaptı ve halkın önüne onu getirdi. Sonraları konuşmamaya
başladı. Hatta adil düzenden hiç bahsetmedi 3-5 sene sonra. Hem
konjonktürü iyi tanımaya çalışan hem de kitleleri belli hedeflere
doğru yönelten bir siyaset anlayışı vardı. Benim geçmişte milli
görüşü nasıl anlattığım da zaten kasetlerde vardır."
ÖRNEK ALINABİLİR
Erbakan ailesinin örnek alınabilecek bir aile olduğunu dile getiren
Arınç, "O bizim hocamızdır. Davasından hiç fedakarlık
etmedi. Kendi düşüncesinin dışında olanları yanlış buluyordu. Bu
yanlışlıklarla Türkiye’nin çok şey kaybettiğini düşünüyordu. Milli
görüşün bütün sorunları çözeceğine inanmıştı. Dışa yaptığı
konuşmaların dışında, biz onun evlatlarıydık, o da bizi yavruları
gibi görüyordu. Duasını hiç üzerimizden eksik etmiyordu, biz buna
inanıyoruz" dedi.
"ÇOK MERAKLISI DEĞİLİZ"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, "son kez milletvekili
adayı olacağı" açıklaması ve CHP Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu’nun bu konudaki değerlendirmelerinin anımsatılması
üzerine Arınç, Erdoğan’ın bunu ilk defa ifade etmediğini,
Kılıçdaroğlu’nun ise bunu istediği gibi anlamaya çalıştığını
söyledi.
Erdoğan’ın "siyaseti bırakmayı" hiçbir zaman
söylemediğine ve parti tüzüğünde olan bir maddeyi hatırlattığına
dikkati çeken Arınç, AK Parti’de 3 dönem
milletvekilliği yapan bir kişinin ara vermesi gerektiğini
vurguladı. Arınç, "Bu bizim için de geçerli. Benim de
üçüncü dönemim olacak. Hatta bir gazete kendine göre hesaplar
yapmış ’aslında üçüncü dönem bitti, bu dönemde aday
olamazlar’ diyor. Çok meraklısı değiliz ama AK Parti’de 3
dönem milletvekilliği yapmış olmak hem de 3 dönem üst üste, bu eğer
kısmet olur da bu dönemde de tekrar seçilirsek bundan sonraki
seçimlerde artık aday olamayacağımız anlamına gelir. Bundan da
şikayetçi değiliz" diye konuştu.
Siyasetin mutlaka parlamentoda yapılmadığını dile getiren Arınç,
çok geniş bir alanda siyasi düşüncelerini ifade etme imkanı
olabileceğini söyledi.
Arınç, "(Sayın Başbakan) Hani bunu Cumhurbaşkanlığı
noktasında mı düşünüyor, başkanlık noktasında mı derseniz, onlar da
konuşulabilecek şeyler. Ama kendisi bunu ’siyasetin her
alanında mutlaka biz bulunabiliriz’ diye ifade ediyor.
Keşke bunu başka siyasetçiler de söyleyebilse. Yani yıllarca
milletvekili olmayı bu prestiji kazanmayı, bunun üzerine bir güç
inşa etmeyi düşünen insanlar da var Türkiye’de ama biz bir
sınırlama koyduk. Aynı şekilde belediye başkanları için de. Bu
belki siyasette gelişmenin, daha da büyümenin, daha da gençleşmenin
önünü açmak gibi olumlu bir strateji" dedi.
Arınç, yenilere, gençlere, hayatın her alanından partiye
katılacaklara mutlaka imkan sağlanması gerektiği belirtti.
YENİ ANAYASA
Bülent Arınç, seçimden önce anayasa taslağı açıklayıp
açıklamayacakları konusunda, yeni bir anayasa konusunda bir
çalışmaları olduğunu söyledi.
Bir seçim beyannamesi, programı hazırladıklarını anlatan Arınç,
bunun adının "2023 Hedefleri" olduğunu ve 15-20
gün içerisinde bunun netleşeceğini sandığını ifade etti.
Başbakan Erdoğan’ın, siyasi partilerin, sivil toplum örgütlerinin
hazırlıklarını yapması ve seçimin ardından daha katılımcı bir
yöntemle yeni anayasa hazırlanması yönünde çağrıda bulunduğunu
anımsatan Arınç, şöyle konuştu:
"Seçim beyannamemizde veya siyaset programımızda yeni bir
anayasada düşündüğümüz konular sayılabilir ama ’bizim yeni
anayasamız bu olacaktır, oyunuzu buna göre verin’ şeklinde
zannetmiyorum. Eğer böyle bir gelişme olursa o benim
için yeni bir gelişme olur. Benim bildiğim bir siyasi
program hazırlıyoruz. 2023’e odaklanmış, toplumsal barış, ekonomi
ve diğerleri. Bunu açıklayacağız belki de nisan ayının başlarında.
Ama yeni bir anayasa, ’bizim hazırlığımız budur’
diye takdim edilecek mi derseniz onu sanmıyorum
şimdilik."
LİSTEDE BAŞÖRTÜLÜ ADAY VAR MI?
HABERİN DEVAMINI OKUMAK İÇİN DİĞER SAYFAYA
GEÇİNİZ...
Bülent Arınç, başörtülü aday konusunda da bir başörtülü adayın
seçilmesinin ardından parlamentoda karşılaştığı olumsuz tavrın
bilindiğini söyledi. Arınç, şöyle devam etti:
"Türkiye’nin geldiği noktada artık başörtülü bir
hanımefendi de siyaset yaparken milletvekili de olmalı mı, yeminini
etmeli ve fiilen de milletvekilliğine görev olarak devam
etmeli mi derseniz şahsi kanaatimi söylüyorum
'evet', bu mutlaka olmalı. Ama parti olarak böyle bir aday
şimdi gösterilmeli mi? çünkü aday gösterirseniz seçilecektir ve
parlamentoya girecektir bu konuda hemen ’evet
diyemiyorum'. Bazı kaygılarım, endişelerim
var."
MERVE KAVAKÇI'YI HATIRLATTILAR
"Gerçekleşebilirliği ve bu defa Merve Kavakçı gibi bir
fiyasko olmadan gerçekleşebileceği konusunda kuşkunuz olduğu için
mi daha zamanı değil diyorsunuz" ve "endişe ve
kaygılarınızdan kastınız" sorularına Arınç, "Hemen
hemen onu söylüyorum. Zamanı gelmeden çiçek bile açmıyor. Hayatın
bir gerçeği bu. Ama olmalı" karşılığını verdi.
Kavakçı aday gösterildiğinde çok olumlu düşündüğünü, o dönem
yaşananları çok yakından bildiğini, üzüntü verici şeyler
yaşandığını dile getiren Arınç, "Ama şimdi Türkiye’de yeni
bir tartışma konusunu 3 ay sonra ortaya koymak ne kadar akılcı bir
davranış olur derseniz, benim bu konuda endişelerim var. Karar
vermek çok zor ama bu olmalı. Bir gün mutlaka olmalı ve her şeyin
bir ilki var. Bunun Türkiye’de ne laiklikle ne rejimle hiçbir
ilgisi de yok ama Türkiye’de geleneksel korkular, vehimler,
sıkıntılar var. Siyaseti güçleştirmemek adına biraz daha beklenmesi
gerekir diye düşünüyorum" dedi.
CUMHURBAŞKANIN GÖREV SÜRESİ
Arınç, cumhurbaşkanının görev süresi konusundaki tartışmalarda çok
taraf olduğunu, hem kendi kanaatini açıkladığını hem de
tartışmalara temas ettiğini söyledi.
Bunun farklı şekilde anlaşıldığını ifade eden Arınç, "Bu
konuya tekrar girmek istemiyorum çünkü benden başka da kimse bu
konuda şöyle olmalı demiyor. Herhalde haziran seçimlerinden sonra
cumhurbaşkanlığı seçimi konusunu da parlamento
olarak ya da Yüksek Seçim Kurulu görevlendirmek suretiyle belki ama
daha çok parlamentoya düşen bir görevdir, çözmüş olacağız. Yani şu
anda var olan veya birilerinin zihninde olan kararı bir parlamento
kararı ile de tekrarlamış olacağız" diye konuştu.
Konunun yoruma bırakıldığını, şimdi de yorumların birbirine
karıştığını dile getiren Arınç, "Sayın Cumhurbaşkanımızın
hem bizzat şahıslarını rencide etmemek açısından hem de Türkiye’nin
gündemine yeni bir tartışmayı koymamak açısından şu anda
cumhurbaşkanlığı süresini konuşmanın bence de bir faydası yok.
Önümüzdeki iş 12 Haziran’da yapılacak parlamento
seçimleridir" dedi.
"KÜRTÇE SAVUNMAYA İZİN VERİLMELİ"
KCK yargılamalarının sürdüğünü, sanıkların "Kürtçe savunma
ve sorgu" isteğine karşı Mahkeme başkanının izin vermemesi
nedeniyle bugüne kadar gelindiğini ifade eden Arınç, kendisinin 25
yıl ceza avukatlığı yaptığını, "ben Kürtçe biliyorum,
Türkçe bilmiyorum" diyen insanlar için bütün mahkemelerin,
savcıların Kürtçe tercüman bularak savunmaları aldığını, bunun
bugüne kadar sorun olmadığını söyledi.
KCK yargılanmalarındaki sorunun söz konusu kişilerin, poliste ve
savcılıkta savunma ve ifadelerini Türkçe verip, mahkeme önünde
"ben Türkçe bilmiyorum, Kürtçe yapmak istiyorum"
demelerinden kaynaklandığını ifade eden Arınç, şöyle devam
etti:
"Mahkemenin bakışı da bunlar Türkçe de biliyor, Kürtçe de
biliyor. Orada Türkçe yaptığına göre burada mutlaka Türkçe yapması
gerekir şeklinde bir kanaat var. Doğrudur, yanlıştır şeklinde
söylemiyorum. Ben şu açıdan meseleye bakıyorum; savunma hakkı
kutsaldır. Bizim hukukumuzda savunma hakkı kutsaldır, savunmayı
kısıtlayacak her hareket bozma sebebidir. Yargıtaya temyiz edilen
bir dava sonucunda Yargıtay esastan şunu her zaman
verebilir ’savunma için gösterdiği deliller yeterince
incelenmemiş ve savunma hakkı kısıtlanmıştır.’ Ters düz
eder gönderir. Bu şekilden bozma değildir, esastan bozmadır. Eğer
burada bir sanık ’ben savunma hakkımı kullanıyorum ve bunu Kürtçe
yapmak istiyorum’ diyorsa bence mahkeme başkanının buna izin
vermesi gerekir. Altında üstünde başka bir şey aramaya da gerek
yok. Çünkü savunmaya müteallik hiçbir şey gözardı
edilemez."
Ceza hukukunda son noktaya kadar delil getirmenin mümkün olduğunu
anlatan Arınç, "Savunma noktasında bir kısıtlama söz
konusu. Savunma hakkı açısından kişilerin bildiği dilde savunma
yapmasına izin vermek lazım. Bunu siyasi açıdan söylemiyorum.
Bildiğim kadarıyla üzerinde cübbe taşımış, savunma yapmış bir insan
olarak söylüyorum. Çünkü sanık ceza alacaktır veya beraat edecektir
sonunda. Ceza alacaksa savunma hakkı kısıtlandığı açısından temyize
gittiği takdirde burası olmasa bile belki Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi bu yargılamanın adil olmadığı kanaatine
varabilir" diye konuştu.
Arınç, KCK’nın önemli bir yapılanma olduğunu iddianameden
anladığını söyledi.
Son olarak Bakan Arınç, kendisine yönelik suikast girişimi
iddiasının hatırlatılması üzerine, soruşturmanın 1.5 yıldır devam
ettiğini belirterek, "Sonu hayır olsun inşallah. 1.5 yıl
oldu, nereye gidiyor diye konuşmuş değilim. Eğer konuşma olsa
dünyayı başımıza yıkarlar. Soruşturma henüz neticelenmedi"
ifadesini kullandı.