Arınç'tan CHP'ye televole uyarısı!
Abone olODA TV muhabiri İklim Bayraktar'ın iddiaları ile çalkalanan CHP'ye Arınç'tan ağır eleştiriler geldi.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Odatv
muhabiri İklim Bayraktar'ın gündeme getirdiği taciz iddialarıyla
ilgili olarak, ''Anamuhalefet partisinde bir güven bunalımı,
liderlik bunalımı var. Parti içerisindeki ilişkilere bakarsanız
geçmişten bu yana bunlar neredeyse magazin basınının diline düşecek
şeyler'' dedi.
Arınç İzmir Polisevi'nde gazetecilerin sorusu üzerine ''CHP'deki
taciz iddialarını" değerlendirdi. Son olaylarda AK Parti'nin bir
ilgisinin olmadığının herkes tarafından bilindiğini belirten Arınç
şunları söyledi:
''Bu nereden bakarsanız bakınız çok çirkin bir
olaydır. Sayın Deniz Baykal ile ilgili, Muharrem İnce ile
ilgili, Gürsel Tekin ile ilgili söylenenler, nereden bakarsanız
entrikadır, komplodur, birileri aleyhine yapılabilecek skandal
hazırlığı vesairedir. Baykal'ın komplo kasetle ilgili olarak genel
başkanlıktan ayrıldığını biliyoruz. Bunun arkasından Sayın
Kılıçdaroğlu gelmişti. Şimdi 'Büyük balık', 'Küçük balık'
laflarıyla yine birisi hakkında bir kaset hazırlanacağı, bunun için
malzeme istenildiği söyleniliyor. Sayın bayan,
Kılıçdaroğlu'na bu düşüncesini aktardığı zaman, eğer doğruysa
Kılıçdaroğlu, 'Ben sana malzeme vermem, kendi imkanlarınla yap'
diyor. Yani kesinlikle böyle 'Hukuk dışı, kanun dışı bir şeyi ben
duymamış olayım, bu konuda hiçbir şekilde izin vermiyoruz ve sizi
ihbar edeceğiz' demesi gerekirken, 'Ne halin varsa gör, kendi
imkanlarınla bunu yap' demesi, bunun Baykal aleyhine veya bir
başkası aleyhine 'Varan 2' olarak kullanılabileceği sözleri, dehşet
uyandıran sözlerdir.
Bir anamuhalefet partisinde bir güven bunalımı, bir liderlik
bunalımı var. Parti içerisindeki ilişkilere bakarsanız geçmişten bu
yana bunların neredeyse magazin basınının diline düşecek
şeyler.''
O BALIK AK PARTİ'Lİ DEĞİL CHP'Lİ!
Arınç, Bayraktar'ın yapacağı hazırlığın AK Parti'li birisiyle
ilgili olmadığını, taciz iddiasının eski CHP Genel Başkanı
Deniz Baykal ile ilgili olduğunu belirtti. Olayın bir an önce yargı
süreci sonunda açığa çıkarılmasını isteyen Arınç, şöyle devam
etti:
"Ben yıllardır siyasette bulunan bir insanım. Siyasetçilerin örnek
insan olması, topluma güven vermesi gerekir. Hukuk devletinden yana
tavır alması gerekir. Rakiplerini bir şekilde gayriahlaki ve kanun
dışı işlerle refüze etmeye çalışması yok etmeye çalışması hiçbir
zaman kabul edilemez. Görülüyor ki bir kasetle genel
başkanlıktan uzaklaştırılan Sayın Baykal olayıyla yine bir başka
kasetle başkasının önünü veya arkasını kesme çabalarına şahit
oluyoruz. Doğrusu işin CHP'yle ilgili boyutundan fevkalade endişe
ve üzüntü duyuyorum. Adeta yüz kızartıcı şeyler
anlatılıyor. Bütün bunların, bilgisi olanların her şeyi samimi
olarak ortaya koymasıyla, bir yargı süreci sonunda açığa
çıkarılmasını isterim. Bu Türk siyaseti ve siyasetin geleceği
bakımından da fevkalade önemlidir.''
GENEL BAŞKAN HER TALEBİ KABUL ETMEZ
CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun Soner Yalçın'a, ''Yalçın kayalar gibi
güçlü bir insan" sözleriyle sahip çıktığını hatırlatan Arınç
randevular konusunda dikkat uyarısı yaparak şunları söyledi:
''Zaten İklim isimli bayanın söylediğine göre de Soner Yalçın
kendisini görevlendirerek Kılıçdaroğlu'na göndermiş Sayın Baykal'la
40 dakika görüşmüşler. Kılıçdaroğlu'yla konuşmuşlar. Her genel
başkan her randevu talebini kabul etmez. Özellikle gazetecilerle
röportaj konusunda biraz seçici davranır. Ama bu bayan rahatlıkla
genel merkeze de rahatlıkla Sayın Baykal'ın odasına da girebiliyor.
Demek ki Soner Yalçın'a duyulan sevgi ve güven, onun tarafından
gönderilen birisine de aynı şekilde duyulmuş demek.''
GAZETECİLİK NEDENİYLE TUTUKLANMADILAR
Yargı sürecinin hep birlikte beklenmesi gerektiğini ifade eden
Arınç, şöyle dedi:
''Gazeteci sıfatı hiç kimseye suç işleme imtiyazı vermez dediğimiz
zaman eleştirilmiştik. Şimdi ortaya çıkan iddialara baktığımız
zaman bu kişilerin gazetecilik faaliyeti yapmadıkları görülüyor.
Tevkif müzekkeresinde 'terör örgütüne yandaşlık veya evrakta
sahtecilik' suçlamaları var. Gazeteciler suç işlemez düşüncesiyle
veya onlar hakkında bir yargı süreci başladıktan sonra 'Türkiye'de
basın özgürlüğü kalmadı' diye ortaya çıkanlar bu olaydan ders
almalılar. Soner Yalçın ve onunla bağlantılı olan kişilerin
bir faaliyet içinde olmadıkları tam aksine MİT mensubunun da
kendilerine belge ve bilgi sağlamasıyla adeta bir komplo kuran bir
yönetim haline geldiklerini gösteriyor.
ŞİVAN PERVER VATANSEVER BİR İNSAN
Perver'in Türkiye'deki demokratik açılımın çok önemli sonuçlar
vereceğine, ülkenin birlik ve bütünlüğü için buna ihtiyaç olduğuna
inandığını dile getiren Arınç, yurtdışında bir konser vereceği ve o
konsere de Türkiye'den belli sanatçıların katılmasını arzu
etmesinin ardından Perver'in tehdit edildiğini anımsatarak,
''Şivan'ın başına gelmedik kalmadı. Başka yazar ve sanatçılarla
birlikte tehdit edildi. Hatta bu tehditler çok daha ileri götürüldü
ama o vatanperver bir insan. Bu tehditlere karşı durdu ve bu
tehditleri yapanları da çok ağır bir şekilde eleştirdi. Umarım
Şivan'ın Türkiye'ye gelmesi de Türkiye için yurtdışında bir konser
vermesi de en kısa sürede gerçekleşir'' dedi