ARINÇ’TAN ÇEKİLME YORUMU VE MUHALEFETE ELEŞTİRİ
Abone olBaşbakan Yardımcısı Bülent Arınç, PKK’nın çekilme sürecine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu ve muhalefet partilerini eleştirdi.<br/>16. ...
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, PKK’nın çekilme sürecine
ilişkin önemli açıklamalarda bulundu ve muhalefet partilerini
eleştirdi.
16. Uluslararası Bayındır Çiçek Festivali’ne katılan Başbakan
Yardımcısı Bülent Arınç, festivalin açılışı sonrasında basın
mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Kandil’de Murat
Karayılan tarafından PKK terör örgütünün 8 Mayıs 2013 tarihinde
geri çekilme süreci açıklamasını değerlendiren Arınç, gelinen
süreçte hassasiyetle çalışıldığını belirterek herkesi süreçte sağ
duyuya davet etti. Terör örgütünün çekilme sürecine ilişkin ilk
olarak 28 Aralık 2012 tarihinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan
tarafından kamuoyuna açıklandığını hatırlatan Arınç, şöyle
konuştu:
“28 Aralık’tan bu yana yaklaşık dört ay geçti. Dört aydır
söylediğimiz şudur; terörün sonlanması için örgütün eylem
yapmaması, eylemcilerin silahlarını bırakarak topraklardan dışarı
çıkmasıyla silahların susmasıyla ve eylemcilerin dışarı çıkmasıyla
artık fikirlerin ve siyasilerin konuşmaya başlaması ve bu sürecin
çok zorlu olduğunu bilerek hassasiyetle süreci takip etmemiz olup
başarısızlığa itecek sözlerden davranışlardan kaçınmamız
gerektiğini ifade ettik. Bildiğiniz gibi Sayın Başbakanımız 28
Aralık tarihinde Öcalan’la MİT aracılığıyla görüşmeler yapıldığını
bundan sonraki süreç başarıya ulaşırsa Türkiye’nin 30 yıldan fazla
acısını çektiği terör sorununun çözülebileceğini ifade
etmişti.”
"ATEŞKES BİZİM SEÇTİĞİMİZ BİR TABİR DEĞİLDİR"
Arınç, daha sonra BDP’li milletvekilleri bazen ikişerli bazen
üçerli gruplar halinde Öcalan ile görüşmeler yaptıklarını, onun
mesajlarını Kandil’e ve yurtdışına götürdüklerini, oralardan
aldıkları yanıtlarla bugünkü noktaya gelindiğini belirterek, şöyle
konuştu:
“Bunun öncesi Türkiye’de eylem yapılmamasıdır. Ateşkes tabirini
kullanmıyorum bu bizim seçtiğimiz ve kullandığımız bir tabir
değildir. Ancak eylemsizlik süreci bizin için çok önemlidir. Dört
aydır Türkiye’de örgüt eylem yapmamaktır. Bunun arkasından
Türkiye’de sayılarını iki binden fazla olduğunu bildiğimiz silahlı
eylemcilerin topraklarımızı terk etmesi ve silahlarıyla birlikte
topraklarımızdan ayrılmasıdır. Dünkü açıklamalar gösteriyor ki
Öcalan’ın talebine uygun olarak Kandil’deki örgüt silahlarıyla
birlikte Türkiye’den ayrılacağını bu sürecin de 8 Mayıs’ta
başlayacağını ifade etmiştir. Sonra kendilerine göre başka
noktaları da ifade etmişlerdir. Bugün gelinen noktayı süreç içinde
çok önemli bir nokta olarak görüyorum ve yine hassasiyetle sürecin
tamamen sürecin başarıya ulaşması için hassas olmamız gerektiğini
sabote edilecek eylemlerden davranışlardan ısrarla kaçınmamız
gerektiğini söylüyorum.”
"ELEŞTİRENLERİ MAZUR GÖRÜYORUM"
Arınç, bazı siyasetçilerin olumsuz tavır takındıklarını ve yüksek
sesle eleştiride bulunduğunu söyleyerek söz konusu girişimleri
maruz gördüğünü ifade etti. 40 yıldır siyasetin içerisinde olduğunu
açıklayan Arınç, Türkiye’de herkesin her kesimde terörün sonlanması
konusunda hemfikir olduğunu belirtti. 40 yıldır siyasetin içinde
olduğunu anlatan Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:,
"Gençlik kollarından başladığım ve şimdi geldiğim nokta itibariyle
40 yıldır biliyorum ki sivil asker Türkiye’de söz sahibi olan
herkes bu sürece uygun olarak terörün sonlanmasını arzu etmiştir.
Yani eylem yapılmaması, silahların bırakılması, Türkiye
topraklarını terk etmek ve artık çözüm sürecinin nihayet bulacağı
noktada örgütün silahlardan ve eylemlerden arındırılmış bir noktaya
gelmesiydi. Başbakanımızın büyük dirayeti ve cesareti ile başardığı
ve sürdürdüğü bu sürecin bu noktaya doğru hızla evrilediğini
görüyoruz. Türkiye’de tüm siyasetçiler tüm bürokratlar tüm
Türkiye’yi yönetme iddiasında olanlar böyle bir sürecin başarıya
ulaşmasını samimi olarak arzu etmişlerdir. Şimdi sürecin
ilerlediğini gördükçe belki bazı siyasetçilerin olumsuz tavırlar
takındığını yüksek sesle eleştirilerde hatta hakaretlerde
bulunduğunu görüyoruz. Bunları mazur görüyorum.”
"HERŞEY DÜŞÜNÜLMÜŞ VE PLANLANMIŞTIR"
Bir basın mensubunun "Murat Karayılan tarafından Kandil’de yapılan
dünkü açıklamada, silah bırakmanın Öcalan’ın serbest kalmasına
bağdaştırılması var. Silahları alarak gitmeleri, sınırda olası
karşılaşmaları doğurur mu?" sorusuna sürecin planlı olarak
işlediğini ifade ederek yanıtlayan Arınç, “Herşey düşünülmüş ve
planlanmıştır. Dünkü açıklamalarda bir unsur, soru cevabın içinde
gizlidir. Soru, silahlı unsurlar Türkiye’ye nasıl geldilerse o
şekilde, bilinmiş yollardan terk edeceklerdir. Bunu hükümetimiz ve
Milli İstihbarat Teşkilatımız bilir. Gereken tedbirleri alır ve
bunun gerçekleşip gerçekleşmediği konusunda mutlaka, kendi
tedirlerini alır. Silahlı kuvvetlerimizi veya topyekün güvenlik
güçlerimizi ifade etmek gerekirse, onlar da kendilerine tevdi
edilmiş olan görevlerini büyük bir dikkat ve itina ile yaparlar.
Burada karmaşık birşey yok. Silahlı unsurların Türkiye’yi terk
etmesinden söz ediliyorsa, artık silahlı mı silahsız mı diye
sormaya gerek olmaz. Yani militanlar, eylemciler, teröristler, siz
hangi ismi takarsanız takın, ’Türkiye’yi terk edecekler mi’
denilseydi, silahlı mı silahsız mı’ demenize gerek olurdu. Ama
söze, silahlı unsurlar ’Türkiye’yi terk edecekler’ denilirse bunun
silahları ile birlikte olacağını veya silahların bir şekilde
bırakılacağını anlamış olmamız gerekir. Onun arkasından
söylenenler, örgütün yönetici kademesinde bulunanların kendi iç
bünyelerine yönelik söylediği sözlerdir. Biz işin o tarafı ile
ilgili değiliz" ifadelerini kullandı.
Hükümetin yaptığı, hükümetimizin takındığı tavra bakmak gerektiğini
anlatan Arınç, şöyle konuştu:
"Yoksa 30 yıldan beri silahları ile birlikte masum insanların
kanına girmiş bir örgüttün, bugün ’Silahlarımızı bırakıyoruz,
gidiyoruz’ dedikten sonra, herhalde el sallamalarını beklemiyoruz.
Onlar da yıllardan beri eylemcilerine, militanlarına güven
veriyorlar, destek veriyorlar. Hedef gösteriyorlar. Onları tatmin
etmek amacıyla başka sözler ve argümanlar kullanmış olabilirler. Şu
an geldiğimiz noktada, Türkiye’de herkesin büyük bir memnuniyet
duyduğunu ve adeta Bayındır’daki çiçek festivali gibi, herkesin bir
hıdırellez yaşadığı bir ortamda, rengarenk çiçeklerle bir huzur,
güvenlik ve barış ortamının Türkiye’ye yansıdığını düşünüyorum.
Bence işin sonuna bakalım. İşin sonuna kadar hükümetimiz büyük
vakar ve hassasiyetle devam edecek.
MHP’YE ‘ZAMAN TÜNELİ’ BENZETMESİ
Sürecin desteklenmesi konusunda özellikle muhalefet partileri CHP
ve MHP için özel bir adım atılmayacağına da açıklık getiren Arınç,
herkesin kendi tavrını belirleyerek hareket ettiğini dile getirdi.
CHP’nin iç politika içerisinde yaşanan karışıklık üzerinden MHP’ye
de sert eleştirilerde bulunan Arınç; sözlerini şöyle sürdürdü:
“Herkes kendi tavrını takip ve tayin edecek. Ben özellikle
Cumhuriyet Halk Partisi’ne, ne yaptığnı bilemez durumda olan
CHP’ye, kendi iç sorunları ile bayağı kavgalı olan, bir taraftan
destek veriyor gibi görünüp öbür taraftan da kösteğin en büyüğü
olmaya gayret eden CHP’ye sadece şunu söylüyorum: Siz MHP
değilsiniz. En azından, Türkiye’nin bu sorunu ile yüzleştiği
zamanlarda, çözüm önerileri veya tekliflerinizin olduğunu, zaman
zaman raporlar yazdığınızı biliyorum. Siz de böyle bir çözümü,
böyle bir süreci bekliyordunuz. Bugün sadece AK Parti başarıya
ulaşacak ve AK Parti bundan kredi kazanacak diye hasis bir
düşünceye sahipseniz, bundan vazgeçin. Bu Türkiye’nin, 75 milyonun,
bütün siyasi partilerin sahip çıkması gereken bir konudur."
MHP’yi biraz anlayabildiğini belirten Arınç, "Onların söylemleri 30
yıldır değişmedi. Zaman tünelinde kaldılar. Şiddet çağrıştıran ve
hakaret ifade eden cümlelerle hükümeti karalamaya çalışıyorlar.
Onlar da Musa Serdar Çelebi’nin yaptığına baksınlar. Büyük Birlik
Partililerin yaptığına baksınlar. Onlardan da sürece çok açık bir
destek olmasa bile hükümete en azından hakaret etmiyor ve bu süreci
köstekleyecek bir davranışta bulunmuyorlar. Bağırmalarınız,
çağırmalarınız boşa. Bir taraftan sayın Bahçeli bildik sözleri
konuşurken, bir taraftan ekrana çıkardıkları iki kişinin, insanları
kahkahayla, üzüntüyle bir tarafa savrulan iki arkadaşımızın
davranışlarından vazgeçmelerini istiyorum. Profesör etiketli olmuş
ama sadece kendisi gülüyor ve çevresindekileri güldürüyor. Öbürü de
avazı çıktığı kadar cıyak cıyak bağırıyor. Söylediklerinde hiçbir
hikmetli söz yok. Söylediklerinin bir gram faydası yok. MHP bu
olmamalıdır. MHP sürece destek olmasa bile köstek olmamalıdır.
Çünkü bu hepimizin şansıdır. Türkiye’nin şansıdır. Bunun başarıya
ulaşması Türkiye’nin uçması demektir. Türkiye’ye huzurun gelmesi
demektir” dedi.
"FENERBAHÇE BENFİCA’YI GEÇER"
UEFA Kupası Yarı Final maçında Fenerbahçe ile Benfica
karşılaşmasını da değerlendiren Arınç, kanaryayı tebrik ettiğini
söyleyerek iftihar ettiğini dile getirdi. Beşiktaşlı olduğunu ancak
bu tarz maçlarda milli takım ruhu ile hareket ettiğini kaydeden
Arınç şunları söyledi: “Fenerbahçe’yi candan kutluyorum. Akşam
izledim. Futbolunu da çok beğendim. Bir Beşiktaşlı olarak hasis
değilim. Ben milli takım ruhu ile hareket ediyorum. Hangi takımımız
yurt dışında mücadele ediyorsa, ben onun formasını giyerim. Doğrusu
böyle bir başarılı bir futbol oyununu Fenerbahçe’den beklemiyordum
ama akşam hepsi mükemmeldi. Herhalde penaltı kaçmasaydı 2-0
olmalıydı. Direklere gelen topların sayısı 5-6’yı buldu. Penaltı da
bunlardan birisiydi. Bu oyunu tekrarlarsa Benfica’yı geçeriz ve
finale doğru gideriz. Bütün Fenerbahçelilere tebriklerimi
sunuyorum, iftihar ediyorum.”
(İHA)