Arap mankenler moda endüstrisinde giderek büyüyen bir yer ediniyor ve dünyanın Arap kadınlarıyla ilgili algısını değiştiriyor. Hind Sahli Faslı. Son birkaç yıldır mankenlik yapıyor ve Marc Jacobs, Kenzo ve Vera Wang gibi isimlerle çalıştı. Sahli başarısını birkaç şeye bağlıyor, "Modada yeni şeylere sahip olmayı seviyorlar. Yeni olan her şey iyi" diyor. Ancak Arap dünyasındaki çeşitlilik ve Arap kültürü de moda endüstrisinin ilgisini çekiyor. Sahli, "Tasarımcılar ve fotoğrafçılar, hepimizin aynı olmamasını seviyor. Çok büyük bir kültürden geliyoruz. Kültürümüz diğerlerinden çok farklı, pek çok farklı şeyden ilham alabiliyoruz" diyor. Muhafazakâr bir kültürden gelen Sahli'nin mankenliği seçmesine farklı tepkiler gelmiş. "Genelde olumlu tepkiler aldım. Çoğu kişi Faslı bir manken olmasının iyi olduğunu düşünüyor. Ayrıca genç kızlar bana Facebook'ta nasıl işe başladığımı soruyorlar. Sadece bir kaç olumsuz tepki aldım, ama aldırmıyorum. Yaptığım işten memnunum" diye konuşuyor. Moda dünyasında öne çıkan tek Arap manken Hind Sahli değil. Tunuslu Hana bin Abdülselam da başarıyı yakalayanlardan. Abdülselam kozmetik devi Lancome'la sözleşme imzaladı. İngiltere'deki Müslüman Kadınlar Birliği'nin Direktörü ve kadın hakları savunucusu Şaheste Gohir, Batı'da Müslüman Arap kadınlarla ilgili klişe bir imaj bulunduğunu ve Arap mankenlerin bu algıyı değiştirebileceğini söylüyor. Gohir, 'Bu kesinlikle devrimci ve cesur bir meslek seçimi. Özellikle de dünyanın o kesiminde çok gelenekçi bir yapı olduğu düşünüldüğünde. Hep sınırları, tabuları aşacak bir ilk insan gerekir. Sınırların aşılması diğer kızlara da ilham verir" diyor. Moda eğilimlerini izleyen WGSN şirketinden Lauretta Roberts, Arap mankenlerin kullanılmasının moda dünyasında bir çığır açtığını söylüyor. Roberts'a göre, Arap mankenlerin çıkışlarında rol oynayan bir başka unsur da para, bir başka deyişle Orta Doğu ve Asya pazarlarının yükselişi. Lauretta Roberts, "Tasarımcılar ve markalar para neredeyse, oraya gider. Şu anda da Arap ülkelerinde çok miktarda para var. "diyor.