Arafat yalnız bırakılıyor
Abone olYaser Arafat'ın otoritesi giderek zayıflıyor, siyasi gücü sönüyor ve Arap dünyasındaki taraftarları da azalıyor.
Filistin Parlamentosu'nun Mahmut Abbas'ı hükümet başkanlığına
seçmesiyle Ortadoğu'da yeni bir sayfa açılırken, bu seçim aynı
zamanda Yaser Arafat için de sonun başlangıcı oldu. Bir zamanlar,
Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek, Yaser Arafat'ı hemen her hafta
kabul ederdi. 1990'lı yılların sonlarında Arafat'ın siyasi ağırlığı
doruk noktasına ulaşmış, Hüsnü Mübarek de barış arayışının en
önemli arabulucusu olmuştu. Kanlı ama başarısız geçen İntifada
hareketiyle onu izleyen kısa ve sonuçları şimdiden kestirilemeyecek
olan Irak savaşı her şeyi değiştirdi. Yaser Arafat'ın siyasi
otoritesi her geçen gün biraz daha zayıflıyor. Hüsnü Mübarek de
artık eski dava arkadaşı uğruna macerayı göze almıyor. Tam aksine,
Mısır artık Ortadoğu'daki realiteleri dikkate almak durumunda.
Ortadoğu'daki diplomatik girişimler artık Saddam Hüseyin'i deviren
ABD'nin tekelinde. Başkan George W. Bush, Saddam'dan sonra
Arafat'ın da gitmesini istiyor. Washington'a göre, Filistin
liderine barış arayışında artık rol düşmüyor. ABD'nin baskısıyla
Kahire yönetimi de Arafat'ı etkisiz kılma çalışmalarına yardımcı
oldu. Hüsnü Mübarek, Arafat'ı Başbakan Mahmut Abbas ve kabinesinin
üstün yetkilerini tanımaya zorlamak için Filistin topraklarına elçi
gönderdi. Mısır gizli servisinin Arafat'ı yola getirmek için ne
gibi yöntemlere başvurduğu dışa sızdırılmadı. Son müttefikini
kaybetti Ancak istihbarat başkanı Süleyman'ın Filistin liderine
Arap aleminde taraftar ve hamisi kalmadığını, Kahire'de bile dost
kapısı çalamayacağını açıkça bildirdiği tahmin ediliyor. Yaser
Arafat, Suudi Arabistan, Ürdün ve Suriye'den destek umamayacağını
zaten sezmişti. Filistin lideri, Ürdün açısından güvenlik riski
oluştururken, Suriye ona hain, Suudi Arabistan ise parya gözüyle
bakıyor. Arafat için en ağırı, 1990'lı yılların ortalarında eski
gerilla liderine popülarite kazandırıp onun uluslararası platforma
çıkmasına yardım eden Hüsnü Mübarek'i kaybetmek oldu. Batının
takdir duyduğu Mısır Devlet Başkanı, Filistin liderinin en önemli
diplomatik dayanağıydı. Ama kendini her yandan emniyete almak
isteyen Yaser Arafat'ın Arap aleminde bir dostu daha vardı: Saddam
Hüseyin. Aralarında resmi temas yoktu, ama İntifada hareketine
Saddam'ın büyük para yardımı yapmasına Arafat göz yummuştu. İntihar
saldırısında ölenlerin ailelerine para yardımı yapan eski Irak
lideri, Filistin terörünün sponsorluğunu üstlenmişti. Saddam
Hüseyin'in devrilmesiyle, Yaser Arafat militan kanattaki son
müttefikini de kaybetmiş oldu. Filistinlilerin müzakere pozisyonu
hiç şimdiki kadar zayıf olmamıştı. Filistinliler zaaflarından
faydalanma fırsatını kaçırmayacak olan İsrail Başbakanı Ariel Şaron
ile masaya oturacaklar. Artık Kahire'de de nüfuz sahibi bir
dostları olmayacak. Çünkü Hüsnü Mübarek, savaş sonrasının
bilinmezlik ortamında koltuğunu kurtarma mücadelesi veriyor.