Türkiye de bordrolu 3 bin, tescilli 15 bin, kayıt dışı 50 bin
kişi fuhuş yapıyormuş.
Ohooooo…
Yalana bak yalana…
Sadece magazin sayfalarına bir iki hafta bakman yeter; bunun
yalan ya da en azından fazlaca iyimser bir yaklaşım olduğunu
anlaman için.
Çünkü sevgili üstüne sevgili değiştiren değiştirene…
Neymiş çapkınmış.
Neymiş playboymuş.
Mesela birisinin eski sevgilisi; başka birisinin yeni sevgilisi
ile öpüşürken görülmüş.
Ne kadar masum değil mi?
Öpüş öpüşebildiğinle, seviş sevişebildiğinle…
Sadakat; ne tende, ne dudaklarda ne de akıllarda…
Beğenin beğenmeyin, size ters gelsin ya da gelmesin; sokakta üç
kuruşa geçim derdi ile fuhuş yapanlara baktığımız ya da
yaklaştığımız gibi mi bakıyoruz magazin fahişelerine.
Birine beğeni ve hoşgörü, ötekine tu kaka…
Peki ya günlük yaşantımızın fahişelerine ne demeli?
Merhabamız olan, arkadaşımız olan ve çapkınlık hikâyelerini
dinlediğimiz erkeklere…
Ya da namus timsali olup, erkeklere mavi boncuk dağıtan amiyane
tabirle gösterip gösterip vermemeyi marifet sayan kadınlara…
Neymiş ülkemizde bordrolu 3 bin, tescilli 15 bin, kayıt dışı 50
bin kişi fuhuş yapıyormuş.
Breh breh…
Hadi fuhuş kelimesi ağır kaçar; cinsel tatminleri uğruna önüne
gelenle sevişenlere ne diyeceğiz?
Makam ve mevkileri kullanıp, sekreterlerine ya da çalışanlarına
tacizde bulunan ya da onlarla birlikte olan sözde namuslulara…
Patronuna yakınlık gösteren, patronunun zafiyetlerini kullanan
kadınlara…
Üç kuruş para veya mevkilerini korumak için karaktersiz ama
etkili yetkililere bedenlerini cömertçe verenlere…
Ucuz olmuş tenimiz.
Ucuz olmuş dudaklarımız.
Hem öpmeye, hem yalana önce biz yakıştırmışız çünkü.
Neymiş Türkiye de bordrolu 3 bin, tescilli 15 bin, kayıt
dışı 50 bin kişi fuhuş yapıyormuş.
Yok ya!
Ar damarsızlar ne oluyor?