'Ar' damarımız ne zaman çatladı?

Hacer ALKAN hacer1@internethaber.com

"Kol kırılır yen içinde kalır"dı... "Kan" içen "kızılcık şerbeti içtim" derdi... "Haya" vardı, yokluğu-yoksulluğu anlatmaktan "ar" edilirdi... Evdeki sırlar dışarıya, konuya-komşuya dökülmezdi...
Ya şimdi...
O komşu televizyonu açıyor...
Oturup yan dairesindeki hayatı izliyor...
Ne kadar sır, ne kadar kirli çamaşır varsa hepsine 70 milyonla birlikte tanık oluyor...

Türk ailesi nasıl böyle şov malzemesi haline geldi?
Komşusuna, ailesine bile derdine açmayı "ar" bilen o ailelere ne oldu?
Söyler misiniz bana ne zaman çatladı "ar" damarımız?..
Ben bir ipucu vereyim...
Şu özel kanallar çıkalı beri...

Hafta içi ekranı açıyorsunuz...
Bismillah demeden başlıyor...
Önce sabah kuşağındaki sözüm ona eğitici kadın programları...
İnsanlar "özel" hayatlarını, aile sırlarını dökmek için yalvar yakar oluyorlar...
Mikrofonu eline geçiren...
Hiç "ar" etmeden, "hayasızca" en mahrem sırlarını ortalığa saçıyor...

Sabah kuşağındaki programlara bir bakın;

10.00-Arım balım Peteğim (Show)
10.30-Sabahların sultanı (Seda Sayan Kanal D)
10.15-Siz mutlu Lerzan mutlu (FOX)
10.55-İtirazım var (atv)

Bu dört programın temel malzemesi sıkı aile dramları...
Aldatma, tecavüz, kaçırma gibi aksiyonlar en makbulleri.
Hele çocuk da varsa "reytinge" doyum olmuyor...

Bunlar tam bitiyor ardından 2 kadın programı daha başlıyor;

14.30-İnci Ertuğrul-Sizin sesiniz (Star)
14.50-Esra Ceyhan ile (Kanal D)

Malzeme yine aynı...
"Ar" etmeden hayatını anlatacak insanlar...
Bir psikolog oturtuluyor baş köşeye...
Makbul olan kişi de Prof. Dr. Arif Verimli...
Ben anlamıyorum vallahi...
Arif Verimli'nin işi gücü yok mu?
Ne zaman TV'yi açsam mutlaka bir kanalda boy gösteriyor.
Neyse...

Öğle saatlerini İnci Ertuğrul ve Serap Ezgü ile bilgilenerek(!) geçiren ekran tutkunları öğleden sonra şu programlara takılıyor;

15.45-İkbal'le hayatı paylaşmak (Kanal 7)
16.45-Şebnem Kısaparmakla paylaştıkça (Fox)
16.45-Serap Ezgü ile biz bize (Show)

Bu programlarda işin biraz daha "sulu" bölümü makbul...
Yine aile sırları ortalığa saçılacak ama biraz daha "dramatik" yaşamlar olacak... Herkesi ağlatacak, "duygu sömürüsü" yapmaya müsait aileler tercih sebebi... Çocuklar bu programların baş aktörü...
Hele tatlı ve sempatik çocuklarınız varsa tamamdır...
O çocukların üzerinde öyle bir "reyting tepinmesi" yapıyorlar ki sormayın!

Şebnem Kısaparmak'ın programında rastladım...
2 küçük çocuk... Biri kız biri oğlan..
Kız çok tatlı ve çok da güzel konuşuyor...
Maksat çocuklara yardım sağlamak (bu tür programların maskesi)
O gün yardım yağdı çocuklara...
Tabii ki reyting de yağmış olmalı ki ertesi gün yine bu çocuklar...
Sonraki gün yine aynı iki küçük...
Geçen hafta her gün bu çocuklar ekrana çıktı, yetmedi akşam bir programı daha var oraya da çıkardı...
Bilmiyorum bu hafta da var mıydı?
Kimbilir belki "reyting kadrosuna" almışlardır...

Neyse...
Sözün özü dostlar...
Türk ailesini bu kanallar yoldan çıkardı, "şovmen" yaptı...
Ne "ar" kaldı, ne "haya"...
Eskiden yoksulluğun da bir onuru vardı...
Kalmadı...
Şimdi makbulü bu "ar"sız programlara" kapağı atmak...
"Ar" yapmadan anlatıp, yokluktan kurtulmak...
Bedeli "ar damarını" çatlatmak olsa da...