Anzaklar bu kez uslu durdu
Abone olÇanakkale'de dedelerini anmaya gelen anzaklar dua etti. Bu kez geçen yılların aksine barlara gitmediler.
Çanakkalede Anzak Çıkarması'nın 93'üncü yıldönümü, Gelibolu
Yarımadası Tarihi Milli Park Alanı'ndaki Anzak Koyu'nda Şafak
Ayini'yle anıldı. Çıkarmanın 93'üncü yıldönümünde yine Gelibolu'ya
koşan 10 bin Anzak torunu, savaşta hayatını kaybeden ataları için
dua etti.
Avustralya ve Yeni Zelanda hükümetlerinin daha disiplinli
davranmaları için uyardığı Anzak torunlarının, geçen yıllardakinin
aksine bu yıl barlara gitmediği ve taşkınlık yapmadığı dikkati
çekti.
Arıburnu önünde düzenlenen Şafak Ayini töreninde Türkiye'yi
Çanakkale Vali Yardımcısı Ali Partal temsil ederken, törenlere Yeni
Zelanda Dışişleri Bakanı Winston Peters, Avustralya Savunma Bakanı
Joel Fitzgibbon'un yanısıra Avustralyalı ve Yeni Zelandalı
askerlerle Anzak torunu katıldı. Şafak Ayini için Anzak Koyu'na
akşamdan gelen Anzak torunları uyku tulumlarının içinde tören
saatine kadar uyudu. Ayin öncesi Avustralya Kraliyet Hava
Kuvvetleri Bandosu ile Yeni Zelanda Ordu Bandosu tarafından müzik
dinletisi gerçekleştirildi. Avustralya Muhafız Birliği üyeleri ve
Yeni Zelanda Silahlı Kuvvetleri üyelerinden oluşan Merasim
Kıtası'nın saat 05.30'da alana gelmesiyle şafak ayini başladı.
Atatürk'ün 1934 yılında Anzak annelerine hitaben yazdığı, “Uzak
memleketin toprakları üstünde kanlarını döken kahramanlar; burada
dost bir vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükun içinde uyuyunuz.
Sizler Mehmetçikle yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan
evlatlarını harbe gönderen analar; göz yaşlarınızı dindiriniz.
Evlatlarınız bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde
rahat rahat uyuyacaklardır. Bu toprakta canlarını verdikten sonra
artık bizim evlatlarımız olmuşlardır” sözlerine yer verdiği mektubu
2'nci Kolordu Komutanlığı'nda görevli Yarbay Mehmet Şamil Özdağ
tarafından Türkçe, Binbaşı Şakir Çiçek tarafından İngilizce olarak
okundu.
KAN DAMARLARI OLUŞTURULDU
Anzak Koyu Çıkarmasının 93. yılında Türkiye'nin dört bir yanından
gelen izciler tarihi savaş alanlarında 18 kilometrelik kan
damarları oluşturdu.
Türkiye İzcilik Federasyonu tarafından organize edilen 57. Alay
yürüyüşü renkli görüntülere sahne oldu. 93. Yıl önce dedelerinin
kat ettiği 18 kilometrelik Kocadere Köyü ile Conkbayırdaki 57. Alay
güzergahını Türkiye'nin 27 ilinden gelen 2 bin 600 izci, ellerinde
Türk bayrakları, sırtlarında "Dedeciğim ben geldim" yazılı kırmızı
cepkenleri ve ağızlarında kahramanlık türküleriyle yürüdü.
Çanakkale Kara Savaşları'nın kahraman alayı olarak tarihe geçen,
Conkbayır'da düşmanla göğüs göğüse harp eden Manastırlı Yarbay Avni
Bey komutasındaki 57. Alay'ın anısına gerçekleştirilen yürüyüşte
adeta 18 kilometrelik bir kan damarı oluştu. 13 Ağustos 1915'de
cephede kutlanan kurban bayramının 2. gününde düşmanla göğüs göğüse
savaşıp şehit düşen ve tek bir eri dahi sağ kalmayan kahramanlara
sırtlarına giydikleri al bayrak rengindeki cepkenler üzerine
"Dedeciğim ben geldim" yazısıyla mesaj veren izciler tarihi savaş
alanlarına bağlanan ve 57. Alay'ın Anafartalar Kahramanı Mustafa
Kemal ile birlikte kat ettiği zorlu yürüyüşü tıpkı dedeleri gibi,
alayın uyanıp yola düştüğü satte, şafak vaktinde
gerçekleştirdi.
Türkiye İzcilek Federasyonu Başkanı Hasan Subaşı, yürüyüşle ilgili
bilgi verirken Türkiye'nin dört bir yanından 27 ilden 2 bin 600
izcinin şehit dedelerinin ölmediğinin mesajını vermek üzere
Gelibolu yollarında kan damarları oluşturduğunu söyledi. Subaşı,
Kocadere Köyü'nden başlayıp 57. Alay'ın bulunduğu Conkbayırı
bölgesine uzanan dağların arasında geçen patikada 57. Alay
yürüyüşüne çıkan izcilere, askerin bandosu Mehteran Bölüğü ile
tıpkı 93 yıl önce olduğu gibi moral verdiklerini anlatarak,
"İstanbul Büyükşehir Belediyesi Mehteran BÖlüğü'nün seslendirdiği
kahramanlık türküleri izcilerin, Gelibolu'nun yüzleri yakan, elleri
ısıran soğunda adeta içini ısıttı. Yürüyüşte 57. Alay'ın ve
Çanakkale Savaşlarında çarpışan Mehmetçik'in giydiği 'Enveriye
Kabalağı' denilen şapkaları izcilere tek tek giydirildi. Sırtlarına
'Dedeciğim ben geldim' yazılı cepkenler verildi. En önemlisi de
tarih kitaplarına konu olan Kınalı Mehmetlere, bizde izinizdeyiz
dercesine tek tek saçlara kına yakılıp izcilr dedelerinin ve
Atatürk'ün izine ellerine emanet edilen toplam 2 bin 600 bayrakla
salındı" dedi.
İZCİLER KINALANDI
Türkiye İzcilek Federasyonu Başkanı Hasan Subaşı, "Kocadere'den 57.
Alay'a" yürüyüşünün daha gerçekçi olmasını sağlamak için izciler
yola çıkarken liderleri tarafından saçlarına kına yakılmasının
nedeni anlattı. Subaşı, "Kınalı Mehmetlerin öyküsünde olduğu gibi 2
bin 600 izci adeta savaşa gidercesine anaları tarafından ellerine
ve saçlarına yakılan kına ile yola çıktı. Çanakkale ve Kurtuluş
savaşı sırasında Anadolu'dan kopup gelen Mehmetlere, kurbanlıklara
yakılan kına yakılmış ve Allah yolunda vatan bayrak ve millet
uğruna adandıkları söylenmişti" dedi.
FİTZGİBBON: HAC YAPAR GİBİ GELİYORUZ
Şafak Ayini töreninde konuşan Avustralya'nın Savunma Bakanı Joel
Fitzgibbon, Gelibolu'ya savaşmaya gelen yaklaşık 60 bin
Avustralyalı askerden 8 bin 709'unun hayatını kaybederek ülkelerine
geri dönemediklerini söyledi.
Gelibolu'da savaşan Anzak askerlerinin Anzak efsanesini
yarattıklarını ve Avustralya'nın milli kimliğinin tanınmasını
sağladıklarını belirten Bakan Fitzgibbon, “Her Anzak Günü buraya
bir hac yapar gibi gelenlerin sayısı yaklaşık olarak 1915 yılında
buraya çıkan Anzaklar'ın sayısı kadardır. Bu kadar yolu gelmek, bu
erken saatte, karanlıkta ve soğukta ayakta durmak, onların
fedakarlıkları için gözyaşı dökmek belki de onlara verilebilecek en
büyük hediyedir. Onların hem kazanımlarından ve eylemlerinden, hem
de liderlerinin hatalarından hepimiz ders alalım. Şimdiki ve
sonraki nesillerin güçlü diyaloğa ve onu teşvik eden ve destekleyen
küresel çerçevelere karşı olan bağlılıklarını korumalarını umalım”
dedi.
PETERS: ULUSAL KİMLİĞİMİZİN DOĞDUĞU YER
Yeni Zelanda Dışişleri Bakanı Winston Peters de Gelibolu'da 8 bin
500 Yeni Zelandalı askerin savaştığını, 2 bin 700'den fazlasının
hayatını kaybettiğini, bu rakamın, nüfusu sadece 1 milyon olan bir
ülke için emsalsiz ölçekte bir insanlık trajedisi olduğunu ve hemen
hemen her aileyi etkilediğini söyledi. Peters, şöyle dedi:
“Eskiden düşmanımız olan Türkiye ile barış yaptık ve karşılıklı
olarak göstermiş olduğumuz saygı, her iki tarafın da vermiş olduğu
kayıpların yasını tutan sıcak ilişkilerin filizlenmesini sağladı.
Çekilen acıyı hiç unutmadık ve mümkün olan her durumda,
uluslararasındaki uyuşmazlıkların savaşa başvurulmadan
çözümlenebilmesi için elimizden gelen tüm gayreti gösteriyoruz.
Kendi bağımsız sesimizi bulduk ve özgürlük, adalet ve insan
haklarını ihlal edenlere sert bir tutumla karşı çıktık. Yeni
Zelanda ve Avustralya artık Gelibolu'yu, bugün her iki ülkenin de
gururla taşıdığı ulusal kimliğin gerçek anlamının doğduğu yer
olarak görmektedir. Burada verilen savaş için, bir subay
‘Birliklerimizi çelik ilmeklerle birbirine bağladı’ diye yazmıştı
ve burada asla tükenmeyecek bir Anzak ruhu oluştu. Buraya,
askerlerimizin cesaretinin günümüze yansıyan şanının tadını
çıkarmak için gelmedik. Her yıl buraya onlara duyduğumuz derin
minnet duygusunu yinelemek ve hatıralarının hiçbir zaman
zayıflamayacağını temin etmek için geri geliyoruz.”
Konuşmaların ardından Avustralya Kraliyet Hava Kuvvetleri Baş
Rahibi Murray D Earl ve Yeni Zelanda Kraliyet Donanması Baş Rahibi
Wayne Toleafoa önderliğinde dualar edildi ve ilahiler okundu. Ülke
çelenklerinin konulmasının ardından savaşta hayatını kaybedenler
için iki dakikalık saygı duruşu gerçekleştirildi. Ardından Türk,
Yeni Zelanda ve Avustralya Milli Marşları eşliğinde bayraklar
göndere çekildi. Şafak Ayini töreni sona erdi.