Antibiyotikle birlikte alkol alınabilir mi?
Abone olAntibiyotikle birlikte alkol almanın genellikle olumsuz sonuçlar doğurduğu söylenir, peki gerçekte nedir alkol ve antibiyotik birlikte alınırsa ne olur?
Araştırmalar alkolün antibiyotik tedavisini genellikle
olumsuz etkilemeyeceğini ya da yan etkisi olmadığını gösteriyor.
Fakat sorun bu kadar basit mi? İstisnalar neler?
BBC'nin bilim dergisinde bu konuda çıkan makaleyi
dikkatlerinize sunalım.
Gebeliklerinin ilk aşamasında olup da bunu henüz açıklamak
istemeyen kadınlar, alkollü içki teklifini geri çevirdiklerinde
kendilerini ele vermemek için antibiyotik kullandıklarını söylerler
genellikle.
Peki, gerçekten de antibiyotik tedavisi görürken alkolden sakınmak gerekir mi?
Bazıları alkolün antibiyotiğin etkisini azaltacağına, bazıları
ise yan etkisi olacağına inanıyor. Oysa birçok antibiyotik
açısından bu varsayımların hiçbiri doğu değildir. Doktorların
korkusu ise bu yanlış inançlar yüzünden hastaların bir bardak şarap
uğruna ilaçlarını almaları gereken zamanda almamaları. Antibiyotik
alırken her dozu zamanında almak önemlidir. Bu nedenle insanların
bir dozu kaçırmalarına neden olan her şey, ciddi bir sorun haline
gelen antibiyotik direncini daha da kötü etkilemektedir.
ALKOLLE ALINMAMASI GEREKEN ANTİBİYOTİKLER
Aslında doktorların en yaygın verdiği antibiyotiklerin çoğu
alkolden etkilenmez. Fakat bazı istisnalar da var. Çoğunlukla deri,
kemik, idrar yolları ve alt solunum yolları enfeksiyonlarında
kullanılan ve etkin maddesi cephalosporin cefotetan olan
antibiyotikler alkolün emilimini yavaşlatarak asetaldehit adı
verilen maddenin vücutta artmasına neden olur. Bu ise bulantı,
kusma, yüzde kızarma, baş ağrısı, nefes yetmezliği ve göğüs ağrısı
gibi şikâyetlere yol açar.
Genellikle alkol bağımlılığı tedavisinde kullanılan
Antabus/Antabuse adlı ilacın etken maddesi olan disulfiram
kullanıldığında da benzer semptomlar görülür. İlacın amacı, alkol
alındığında hoş olmayan yan etkiler ortaya çıkararak caydırıcı
olmaktır. Semptomlar öyle kötüdür ki bu antibiyotikler alınırken ve
birkaç gün sonrasında alkolden kaçınmak önemlidir.
Alkolle alınmaması gereken bir diğer antibiyotik de
metronidazole’dur. Diş apseleri, iltihaplı bacak ülserleri ve yatak
yaralarının tedavisinde kullanılan bu ilaçla birlikte alkol
alındığında da benzer yan etkiler oraya çıkar. Fakat beş gün
boyunca bu ilacı kullanan Finlandiyalı erkekler arasında 2003’te
yapılan bir araştırmada bu bağlantı görülememiş, alkol aldıklarında
herhangi bir yan etki ortaya çıkmamıştır. Ancak araştırmayı
yürütenler, bazı insanlarda yan etki ihtimalinin hâlâ geçerli
olabileceği ve bu ilaç alınırken alkolden sakınılması gerektiği
sonucuna varmıştır.
Tinidazole, linezolid ve erythromycin etken maddeli
antibiyotikleri kullanırken alkol alındığında ortaya çıkan yan
etkiler öyle barizdir ki doktorlar bu konuda özellikle uyarıda
bulunur.
Farklı teoriler
Birçok antibiyotik ise alkolle alınabilir. Fakat ilaç kullanarak iyileşmeye çalışırken aşırı alkol alıp sarhoş olmanın bir yararı olmaz. Sorun, alkolün ilaçla ters etkileşimi değil, vücudu yorması ve su kaybına neden olmasıdır.
Alkolün antibiyotik üzerinde ters etkide bulunması yargısının oluşmasında iki şeyin etken olduğu düşünülüyor. Birincisi, antibiyotikler çoğunlukla cinsel temas yoluyla bulaşan hastalıkların tedavisinde kullanıldığı için, doktorların geçmişte hastaları en sevdikleri şey olan alkolden mahrum ederek cezalandırdıkları düşüncesi.
İkincisi ise Londra’daki bir klinik araştırmada ortaya çıkan bir hikâye: Araştırmayı yapan James Bingham, İkinci Dünya Savaşı sırasında Kuzey Afrika’da yaralı askerlerde penisilin kullanımını başlatan tuğgeneral Ian Fraser ile konuşuyor. Fraser, o dönem penisilin kıtlığı yüzünden, ilaç bir kez kullanıldığında onu alan hastanın idrarından geri dönüşüm yapılarak yeniden kullanıldığını belirtiyor. İyileşmekte olan askerlere bira içme izni veriliyor. Fakat bira idrar miktarını arttırdığından penisilini yeniden kullanılır kılmak zorlaşıyor ve bu nedenle komutanlar bira içimini yasaklıyor.
Bugünkü yanlış algının temelinde bu hikâye mi yatıyor bilemiyoruz ama bunun hoş bir hikâye olduğu kesin. Mitleri sonlandırmak iki tarafı keskin bir kılıç gibidir. Antibiyotik tedavisi görenler alkole hayır diyemiyorsa, antibiyotik direncinin yayılmasına karşı, bu ilacın alındığı dönem alkolden uzak durulmasını tavsiye etmek yerinde olur. Fakat kamuoyunun bu konuyla ilgili doğru bilgilendirilmesi de önemlidir. O zaman, gebeliklerinin ilk aşamasında iyi haberi açık etmek istemeyen kadınlar, gelecekte, kendilerine alkol teklif edildiğinde “antibiyotik kullanıyorum” demekten daha iyi bir bahane bulmak zorunda kalacak.