Antep fıstığı karaborsaya düştü
Abone olFaruk Güllüoğlu’nun sahibi Faruk Güllü, Antep fıstığının karaborsaya düştüğünü belirterek, fiyatların daha da artması halinde fıstıklı ürünl...
Faruk Güllüoğlu’nun sahibi Faruk Güllü, Antep fıstığının
karaborsaya düştüğünü belirterek, fiyatların daha da artması
halinde fıstıklı ürünlerinin üretimini durdurabileceklerini
söyledi.
Faruk Güllüoğlu’nun sahibi Faruk Güllü, özellikle Antep fıstığı
fiyatları başta olmak üzere ceviz ve badem ithalatı konusunda son
günlerde yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Güllü, fıstık, badem ve
cevizden az mahsul alındığı yıllarda talebi karşılamamasından
dolayı fıstık, ceviz ve badem fiyatlarının kilosunun aşırı
yükselmesini eleştirdi.
Son yıllarda bu durumla sık sık karşılaştıklarını dile getiren
Faruk Güllü, iç pazarda simsarların yüzünden bir karaborsa
oluşturulduğunu, Antep fıstığının kilosunun 65 TL’ye, cevizin 40
TL’ye bademin ise 30 TL’ye kadar yükseldiğini söyledi. Güllü,
“Fiyatların daha da artması halinde Faruk Güllüoğlu olarak fıstıklı
ürün (baklava, tatlı, şekerleme) üretimini yerine alternatif yeni
ürünleri değerlendirerek belli bir süre üretime ara verebiliriz”
şeklinde konuştu.
Faruk Güllüoğlu markasının sahibi Faruk Güllü, son yıllarda üretimi
giderek azalan ve ithale dayalı bir ürün haline gelen ceviz
fiyatlarının kilosunun 40 TL’yi geçmesini de sert bir dille
eleştirdi.
Güllü, “Mahsul az olunca ithalata yüklenilmesi ilk bakışta doğru
gelebilir. Ancak gümrükte yaşanan sıkıntılar nedeniyle içeri
giremeyen ürünler, konulan kotalar sebebiyle ürün ithal edilemiyor.
Buna karşın yurtdışından ülkemize gelen sağlık ve gümrük
kontrolleri yapılmayan ürünler biz tatlı üreticilerini zor duruma
düşürüyor. Ayrıca bu aşamada da simsarlar devreye giriyor,
stokçuluk ve karaborsacılık sebebiyle fiyatlar düşeceği yere
artıyor. Tüketiciler ya sağlıksız ürünler yemek zorunda bırakılıyor
ya da aşırı pahalı tercihlerle baş başa kalıyor” dedi.
Fahiş fiyat artışları hakkında açıklamalarını sürdüren Güllü,
konuyla ilgili olarak Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın
kontrolünde üreticiyi de koruyarak kontrollü bir şekilde
simsarların ekmeğine yağ sürmeden ithalat müsaadesi verilmesi
gerektiğini belirtti.
Ani ve kontrolsüz yükselen fiyatlar yüzünden müşterilerine lüzumsuz
fiyat artışları ile pahalı ürünler sunmamak konusunda kararlı
olduğunu dile getiren Faruk Güllü, Türk kültürünün geleneksel ürünü
baklavanın adının pahalı ürün statüsüne sokulmasına izin
vermeyeceklerini vurguladı. Güllü, “Fiyatlardaki aşırı artış
hileli, kalitesiz veya standartlara uymayan hammadde kullanımına
üreticileri teşvik ediyor. Bu da özellikle baklavanın adına zarar
veriyor. Başta Antep fıstığı olmak üzere ve ülkemizde üretimi son
yılarda gittikçe azalan ceviz ve badem de iç pazarda oluşan
karaborsa piyasasından aşırı etkileniyor. Örnek vermek gerekirse şu
an bir kilo Antep fıstığının Gaziantep’ten alınışı 60 ile 65 TL
arasındadır. Gaziantep’te son dönemlerde çok ciddi bir fıstık
stoklaması yapılıyor, bu da Antep fıstığının hammadde olarak
kullanımını her geçen gün daha da zorlaştırıyor. Bizim meslek
grubumuzun ana hammaddelerinden Antep fıstığıyla ilgili bu
karaborsa durumu devam ederse yakın bir zamanda Faruk Güllüoğlu
olarak fıstıklı ürün (baklava, tatlı, şekerleme) üretimini yapmakta
zorlanacağız ve bazı ürünlerimizin üretimini geçici olarak
durduracağız. Zira hiçbir şekilde bu karaborsa anlayışına adapte
olup fiyatlarımızı yukarı çekerek müşterilerimizi mağdur
etmeyeceğiz” açıklamasını yaptı.
Bu duruma Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın acilen el
koymasının gerektiğinin altını çizen Faruk Güllü, özellikle
stoklamaya karşı önlem alınması gerektiği ve ithalatı ise
kontrolleri artırarak sürdürmek gerektiğine dikkat çekti.
Özellikle Antep fıstığı ve cevizin baklavanın kalbi olduğunun
altını çizen Faruk Güllü, “Baklavacılık her gün tonlarca üretim
yapılmasına rağmen makineleşmeyen ve insan gücüne ve el emeğine
dayalı bir meslektir. Usta çırak ilişkisinin yürütüldüğü saygı ve
sevgiyle çalışılması gereken ve herkesin yapmış olduğu işe saygı
duyduğu ve özen gösterdiği bir iştir. Bu da işimize duyduğumuz
saygıyı ve ürünümüze olan güvenimizi artırmaktadır. Biz bu işi
babamızdan devraldık ve çocuklarımıza devredeceğiz. Yüzde 100 Türk
mirası olan ve bunca zahmet ile üretilen ve bize has el emeği ile
yapılan bu ürünün gelecekte de var olması için piyasa koşullarını
darbe vuran karaborsa girişimlerinin net bir şekilde önüne
geçilmesi gerekmektedir” dedi.
(İHA)