’Altın Koza’yı alan dünyaya açılıyor
Abone olBu yıl 20.’si düzenlenen Altın Koza Film Festivali’nde ödül alan sanatçılar Türk Sineması’nda yıldızlaşırken, bir çoğu da yurt dışına açılıy...
Bu yıl 20.’si düzenlenen Altın Koza Film Festivali’nde ödül alan
sanatçılar Türk Sineması’nda yıldızlaşırken, bir çoğu da yurt
dışına açılıyor.
İsmi Çukurova’da yetişen pamuk ile özdeşleşen ve ilki 1969 yılında
bir şölen havasında başlayan Altın Koza Film Festivali’nin 20.’si
bu yıl 16 Eylül’de başladı. Ara ara kesintilere uğramasına rağmen
2004 yılından bu yana kesintisiz devam eden Altın Koza’nın Türk
Sineması’nda çok önemli bir yeri var. Türk Sineması’na ilk kez adım
atan sanatçıların yolu mutlaka Altın Koza’dan geçerken, Koza’da
ödül alan sanatçıların çoğu Türk Sineması’nda uzun soluklu
kalabildiği gibi dünya genelinde bazı festivallerde de ödül alma
başarısını gösteriyor.
Türkiye’de yapılan sinema festivallerinden Altın Portakal ile
yarışan Altın Koza, Türk Sineması’nın geleceği için çok önemli
olduğu gibi sanatçıların da yeteneklerini ortaya koyabilmeleri için
bir fırsat oluyor. Seyircinin ilk kez Altın Koza’da tanıdığı
sanatçılar ileride Türk Sineması’na yön veren ya bir aktör ya bir
aktrist ya da yönetmen oldu. Altın Koza ilk olarak 1969 yılında
Adana Sinema Kulübü ve Adana Belediyesi tarafından ortak
düzenlenmeye başlandı. Festivalin tarihi işlevselliği bakımından üç
dönemde ele alınıyor. 1969 yılında başlayan ve ülkenin siyasi
gelgitlerine karşı yeteri kadar donanımlı olmadığı için 1973
yılında sonlanan aralığı birinci aralık olarak değerlendiriliyor.
Bu dönem festivalin sinema dünyasına oldukça özel bir katkı
sağladığı dönemdir. Çünkü Altın Koza, Yılmaz Güney’i Türk ve dünya
sinemasının unutulmazları arasına soktu. Yılmaz Güney Altın Koza
Film Festivali’nde 1969’da "Seyit Han", 1970’de "Umut", 1971’de
"Ağıt"la en iyi erkek oyuncu ödüllerini, 1971’de "Ağıt"la en iyi
yönetmen ödülünü ve 1970 ile 71’de "Umut" ile "Ağıt"la en iyi film
ödülleri aldı. Yılmaz Güney Altın Koza Film Festivali’nde kazandığı
başarıların ardından Cannes Film Festivali’nde de ödül aldı. Altın
Koza sadece Türk Sineması’na değil dünya sinemasına da sanatçı
yetiştiriyor. Yılmaz Güney yönettiği, oynadığı filmlerle Türkiye
sınırları dışına çıkarken, Güney gibi Metin Erksan da Altın Koza
sayesinde büyük bir çıkış yaptı. Metin Erksan 1969 yılında "Kuyu"
filmiyle hem en iyi yönetmen hem de en iyi film ödüllerini kazandı.
1973 yılında "Gelin" filmiyle en iyi film ödülünü kazanan Lütfi
Akad daha sonra yaptığı filmlerle unutulmazlar arasına girdi.
1973’ten sonra Altın Koza’ya ara verilmek zorunda kalındı.
Festivalin 2. dönemi ise 1992 yılında başlayan ve bu kez Adana
depremiyle gelen doğal afete hazırlıksız yakalanarak 1997 yılında
kesintiye uğrayan dönem oldu. Bu dönemde 1993 yılında en iyi film
ödülünü kazanan Memduh Ün’ün yönettiği "Zıkkımın Kökü" ile 1997’de
en iyi film ödülünü kazanan Zeki Demirkurbuz’un yönettiği
"Masumiyet" filmleri en akılda kalanlar oldu.
ÖĞRENCİ FİLMLERİ YARIŞMASI
Bu dönemde Altın Koza Film Festivali’nde ilk kez başlatılan
"Öğrenci Filmleri Yarışması" çok önemli. Bu dönemde birer sinema
öğrencisi olarak Altın Koza Film Festivali’nden ödül kazanan genç
sinemacılar günümüz, Türk Sineması’nın önde gelen isimleri oldu.
Altın Koza bu özelliğiyle bir nevi Türk Sineması’nın alt yapısını
oluşturma görevini yerine getirdi. Altın Koza Film Festivali’nde
diğer festivallerden farklı olarak "Öğrenci Filmleri Yarışması"yla
yıllardır verilen emeğin ürüne dönüştüğü görülüyor. 1992 yılından
beri birçok genç sinemacı festivalde ödül alırken, özellikle bu
bölümde yer alan sinemacılar günümüz sinemasında kendilerine özel
yerler edindi. 6. Altın Koza Film Festivali’nde "Kan Kardeş"
çalışmasıyla en iyi ikinci film ödülünü alan Serdar Akar, 7. Altın
Koza Film Festivali’nde en iyi film ödülünü "Gözlerin Yeşilçam’ın
Son Yangını" filmiyle alan ve 14. Altın Koza Film Festivali’nde
"Takva" filmiyle yarışan Özer Kızıltan.
Yine aynı yıl "Mutfakta Biri mi Var?" adlı filmiyle en iyi ikinci
film ödülünü kazanan Kudret Sabancı, "Laleli’de Bir Azize" ve "Bir
Var Bir Yok" çalışmasıyla en iyi ikinci film ve en iyi kurgu
ödülleri alan Natali Yeres. 8. Altın Koza Film Festivali’nde "Ağaç"
adlı filmiyle en iyi film ödülünü kazanan İlker Canikligil, 12.
Altın Koza Film Festivali’nde "Gen" filmiyle en iyi film ödülü
kazan Togan Gökbakar, 9. Altın Koza Film Festivali’nde "Eti Benim
Kemiği Senin" filmiyle Yılmaz Güney Özel Ödülü’nü alan Eyüp Boz ve
"Under Ground Kadir ve Sinema Çetesi" filmiyle en iyi belgesel
ödülünü kazanan Yüksel Aksu, "Dondurmam Gaymak" filmiyle
ünlendi.
Altın Kozan bu yapısıyla Türk Sineması’na hem oyuncu hem yönetmen
yetiştiriyor. Yüksel Aksu Türkiye’den Oscar’a aday adayı olarak
gösterilirken, Altın Koza’dan ödül alan genç sinemacılar mutlaka
önümüzdeki yıllarda Türk Sineması’nın alt yapısını oluşturuyor ve
çok iyi yerlere geliyor. Altın Koza’nın artık Türk Sineması için
bir okul olduğu görülüyor.
(İHA)