Alperenler cemaatin operasyon aracı mı?
Abone olKılıçdaroğlu'na yumruklu saldırnın ardından da Alperenler'in çıkmasını yorumlayan Ayşenur Arslan, "Alperenler Gülen Cemaati'nin sopası mı" sorusuna yanıt aradı.
İNTERNETHABER.COM
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na
Meclis'te yumruklu saldırıda bulunan Orhan Övet'in
Alperen Ocakları ile bağlantılı olduğu şüphesi
gözleri tekrar Alperenler'e çevirdi.
ALPERENLER VE GÜLEN CEMAATİ ŞÜPHESİ
Yurt si yazarı Ayşenur Arslan, Alperenler'in kabaık sicilini ortaya koyduğu yazısında perde arkası gücün kim olduğunu sorguladı. Gülen Cemaati'nin Alperenler'i operasyonel bir araç olarak kullanıyor olabileceği şüphesini yorumlayan Arslan çarpıcı sorulara yer verdi. AK Parti ile cemaat arasındaki köprüler atıldıktan sonra Alperenler'in velayetinin kimde kaldığını sorgulayan Arslan, Fethullah Gülen'in geçmişindeki Komünizmle Mücadele Dernekleri'ni hatırlattı ve iki hareketin aynı kumaştan üretildiğini savundu.
İşte Arslan'ın yazısındaki ilgili bölüm:
ARKALARINDA KİM
VAR?
Bunun önemini, çok sonraları, Gezi eylemleri sonrasında gördük. O
gençler, ellerinde “Allah’ın sopası” dedikleri sopalarla, polisin
yanında / arkasında tekbir getirerek Gezicilere saldırıyordu.
Yine Dink suikasti sonrası ortaya çıkmıştı ki, Alperen Ocakları ve
Emniyet arasında çok sıkı bir ilişki vardı. Orada örgütlenen
gençler aynı zamanda “polis muhbiri” olarak kullanılıyordu.
Yani, Gezi sırasında polisin yanında / arkasında olmaları tesadüf
değildi. Hiç değildi.
AKP-CEMAAT AYRILDI ALPERENLER'İN
VELAYETİ KİMDE KALDI?
Gelelim can alıcı soruya:
Alperen Ocakları ve orada devşirilen gençlerin arkasında gerçekte
hangi siyasi hareket var? Ellerindeki sopa gerçekte hangi siyasi
hareketin sopası?
Bu soruya, birkaç yıl önce yanıt vermek çok kolaydı. Çünkü o zaman
AKP iktidarı ve Cemaat elele çalışıyordu. Alperenler de her iki
cephenin “çocukları” idi.
Peki İktidar ile Cemaat’in yolları ayrılınca “çocuklar kimde
kaldı?” Şimdi arkalarında kim var: Erdoğan mı Gülen mi?
GÜLEN'İN GEÇMİŞİNDEKİ KMD VE ALPERENLER
AYNI KUMAŞTAN
Alperen Ocakları, Fethullah Gülen’in faal rol oynadığı Komünizmle
Mücadele dernekleri ile aynı kumaştan. Bakmayın Gülen’in şefkat
dolu gözyaşlarına.. Aslında ruhunun ve düşüncelerinin ne kadar sert
olduğunu bilen biliyor. Dolayısıyla elleri sopalı (belki silahlı)
gençlerle bir arada düşünmek yanlış olsa bile saçma olmaz!
Ayrıca Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümünü bir suikast gibi durup durup
gündeme getiren Gülen’den başkası değil.
AKP ALPRENLER'E AÇIKTAN SAHİP
ÇIKMADI
İktidar cephesinde ise, bugüne kadar ortaya çıkan tablo itibariyle
pragmatik bir tutum gözleniyor.
Böylesine “hareketli” bir örgütlenmeyi kullanmak, iktidarın işine
geliyor. Gezi’de olduğu gibi, Başbakan’ın kritik dönemlerdeki
mitinglerinde ortaya çıkmaları boşuna değil.
Ancak, iktidar bugüne kadar Alperen Ocakları’na açıktan sahip
çıkmadı. Dink suikastinde olduğu gibi, Alperen Ocakları’na uzanan
emniyet / istihbarat bağlantılarına “uzaktan bakmakla” yetindi.
Gerektiğinde “bizimle ilgisi yok” diyebileceği bir mesafede durmaya
çalıştı.
Oysa, hele toplumsal kutuplaşmanın giderek düşmanlığa dönüştüğü
bugünlerde, iktidar artık bu oyunu oynayamaz.
ALPERENLER KİMİN
SOPASI?
Yıllarca sadece “duyum” üzerinden “saldıracaklar” diye mağduriyet
devşiren Başbakan, bu ülkenin ana muhalefet liderine saldırıyı
görmezden gelemez.
Alperen Ocakları hakkında gecikmiş bir inceleme başlatması için bu
son saldırı çok önemli ve hassas bir örnek. Eğer o gençleri günün
birinde “kullanmak” gibi bir niyeti yoksa harekete geçmeli. O
sopaların “KİMİN SOPASI” olduğunu ortaya koymalı.