Allah ile aramdaki sırrı söyletmeyin
Abone olDiyanet İşleri Başkanlığı, yaklaşık bir yıllık çalışmanın ardından FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in İslam dinine verdiği zararları, "Kendi Dilinden FETÖ Örgütlü Bir Din İstismarı" raporunda belgeleriyle ortaya koydu.
Diyanet İşleri Başkanlığının, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ)
yalanlarının göz önüne serildiği "Kendi Dilinden FETÖ Örgütlü Bir
Din İstismarı" raporunda, örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in kendisini
kutsi biri göstermek için Kur'an-ı Kerim'i ve Hazreti Peygamber'i
nasıl kullandığı da ortaya konuluyor.
Söz konusu rapor, FETÖ elebaşı Gülen'in, dini istismar ederek örgüt
mensuplarını nasıl kandırdığını detaylarıyla anlatıyor. Kendisini
kutsi bir varlık gibi sunmaya çalışan elebaşı, her türlü yalana
başvururken Müslümanların en kutsallarını da kullanmaktan
çekinmiyor.
DİYANET'İN FETÖ RAPORU İÇİN TIKLA
Raporda, elebaşının bu amaç için 27 Mayıs 1990'da Hisar Camisi'nde
yaptığı bir pazar konuşmasına yer veriliyor.
Elebaşı Gülen, konuşmasında, Maide suresi 54'üncü ayetteki, "Sizden
kim dininden dönerse Allah yeni bir kavim getirir" şeklinde
bahsedilen kavmin kendi mensupları olduğunu iddia ederek, "evet
buyuz, evet biz işte oyuz" ifadesini kullanıyor.
Elebaşı, bu sapkın düşüncesini bir kitabında ise "İşte, künde künde
üstüne devrildiğimiz böyle bir zaman ve zeminde bütün bu hücumlara
karşı bazı kimseler, ortaya koydukları eserlerle, sarsılmış,
bozulmuş akidemizi ıslah ediyor, binlerce insanın yeniden
Efendimiz'in yoluna ulaşmasına, mihrabını bulup camiye teveccüh
etmesine vesile oluyor ve yine binlerce insanın - Kur'an'ın inkar
ve tezyif edildiği bir dönemde - Kur'an'ın ayat-ı beyyinatını
gökteki yıldızlar gibi ehl-i insafa gösteriyor, iman hakikatlerini
ispat edip çok sayıda insanın bu esaslara iman etmesine vesile
oluyorsa, o zaman niçin Kur'an'ın bu zatlar hakkında bir kısım
işaretleri bulunmasın ki" diyor.
Raporda bunlara istinaden, "Kişilerin ayetlerde bildirilen sıfat ve
niteliklere ne kadar uyup uymadığı sadece Allah'ın takdir
edebileceği bir iş olup, hiç kimsenin buna dair bir şey iddia
etmesi mümkün değildir. Yukarıdaki ifadeleriyle Gülen'in, Kur'an
ayetlerini bir şahsa veya gruba hasretmek suretiyle yaptığı yorum
tamamıyla bir sapmadır." deniliyor.
HRİSTİYANLIK FİGÜRLERİNİ BİLE KULLANMIŞ
Raporda, örgütün, gerçekte 2. Vatikan Konsili'nde alınan kararlara
dayanan dinlerarası diyalog projesiyle ulusal ve uluslararası
birçok etkinlik düzenlediği, başta Sızıntı olmak üzere dergilerinde
ise Hristiyanlığa ait figürlere çokça yer vererek örgüt
mensuplarını Hristiyan kültürüne yakınlaştırırken, örgütün de Batı
tarafından icazet almasını sağladığı anlatıldı.
ALLAH İLE ARAMDAKİ SIRRI BANA SÖYLETMEYİN
Elebaşının birçok kez "güya Allah ile konuştuğuna" yönelik
yalanları da raporda yer aldı.
Gülen'in, 15 Temmuz 1990'de Süleymaniye Camisi'nde yaptığı
konuşmada, "Vallahi hayatımın bir lahzasında bile (Allah'ın) beni
terk ettiğini görmedim ben. O beni terk etmezse siz nasıl terk
edilirsiniz. Vallahi hayatımın bir lahzasında bile beni terk
ettiğini görmedim ben onun. Vallahi terk etmedi, billahi terk
etmedi. Allah beni terk etmedi. Allah ile aramdaki sırrı bana
söyletmeyin." dediği de raporda aktarıldı.
İlahi sır ve planlara vakıf olduğu iddiasında bulunan Fetullah
Gülen'in, bütün bunlar yetmemiş olacak ki en sonunda kendisini
"Allah tarafından seçilen yüce bir kişi" olarak takdim ettiği de
raporda anlatıldı.
Gülen'in buna ilişkin bir konuşmasında, "Şayet Allah, kendi
katından göndermiş olduğu bir kısım ışınları onun üzerinde kırıp
başkalarına yansıtıyorsa, bu yüce ve kutsi iş için o insanın,
kendisini seçen Rabb'ine karşı şükran duyguları ile iki büklüm
olması gerekmez mi? Hasılı, tevazu kavramının da yerli yerine
oturtulması ve ona göre davranışların ayarlanması gerekir. Aksi
takdirde tevazu niyetiyle küfran-ı nimet içine düşmeler bile
olabilir." dediği aktarıldı.
Allah'ın, veli kullarına gönderdiği ışınları o kullar üzerinde
kırıp insanlara yansıtmasının yüce ve kutsi bir iş olduğu
belirtilirken, elebaşının kendisini zımnen bu konuma yerleştirdiği
bildirildi.
HZ PEYGAMBERLE GÖRÜŞMÜŞ SOHBET ETMİŞ
Raporda, Gülen'in 3 Kasım 1978'de yaptığı bir vaazda, "Niceleri
vardır ki kurb-i huzura müşerref olurlar, doğrudan doğruya iltifat
görürler, selam verir selam alırlar, oturur orada sohbet ederler.
Resul-i Ekrem'le konuşup hemdem olup sohbet edenler arasında
bulunduk ya Rabbi. Selam verip alanlar arasında bulunduk." dediği
bilgisi yer aldı.
FETÖ elebaşı, bu konuşmasıyla örgüt mensuplarına kendisinin Hazreti
Peygamber ile bir araya geldiği, sohbet ettiği yalanını söylüyor.
Örgütün elebaşı bu yalanı başka bir konuşmasında ise bir ileri
aşamaya taşıyor.
Gülen, Ölümsüzlük İksiri isimli kitabında "Bir insan Hz. Ruhu
Seyyidi'l-Enam'la temessülen görüşürken ondan bazı emirler ve
haberler de almış olabilir" diyerek, Hz. Peygamber'den emirler ve
haberler aldığını ileri sürüyor.
Manisa'nın Salihli ilçesinde 17 Ağustos 1987'de bir konuşma yapan
elebaşı Gülen, burada ise Hz. Peygamber'in onun vaazına iştirak
ettiğini öne sürüyor.
HZ. PEYGAMBER İZMİR'DE
FETÖ elebaşı Gülen, 1979'da İzmir Hisar Camisi'nde yaptığı
konuşmada ise Hz. Peygamber'in defalarca İzmir'de bulunduğunu iddia
ediyor.
Konuşmasında, "Ama belki 100 kere var ki kalbi aydın ve içi duru
kimselerin alem-i menamında belki de bazılarının yakazasında 'Ben
İzmir'e gidiyorum, bir oradaki havaya bakacağım' dediğini duydular
kainatın fahrının. 'Anadolu'da bana ihtiyaç var, geziye çıktım'
dediğini duydular Fahri Kainat Efendimizin. Sizin camilerinize
geliyor, seccadelere yüzlerini koyan gençlerinize bakıyor,
yaşlılarınızın aşk heyecanını yokluyor, cemaatinin kıvama gelip
gelmediğine bakıyor." diyen Gülen, Hazreti Peygamber'in defalarca
İzmir'e geldiği ve cemaati teftiş ettiği yalanını anlatıyor.
Rapor ayrıca, FETÖ'nün kurulduğu ilk günden beri darbe planları
yapan sinsi bir örgüt olduğunu da ortaya koyuyor.
Fetullah Gülen, yaptığı tüm konuşmalarda örgüt mensuplarının
kendisine koşulsuz biat etmesini sağlamaya çalışırken, 15
Temmuz'daki büyük ihanetin yapı taşlarını da bir bir örmüş.
Sürekli olarak yeni bir nesilden bahseden, din istismarının
sınırlarını zorlayarak Hazreti Peygamber ile konuşma yaptığını
söyleyecek kadar gözü dönmüş örgüt elebaşı, darbe girişiminin
şifresini daha o yıllarda vermiş.
Diyanet İşleri Başkanlığının hazırladığı raporda, FETÖ elebaşının 9
Şubat 1979'da yaptığı bir konuşması da yer alıyor.
79'DAKİ İBRETLİK KONUŞMASI
Her konuşmasını ve açıklamasını belli bir amaç gözeterek
gerçekleştiren ve örgüt üyelerinin beynini yıkayan Gülen, bu
konuşmasında, "Ama sen her şeyi salıverirsen, bir yerde asker, öbür
yerde subay öldürülür, öbür yerde Parlamentoya bomba konur, öbür
yerde Meclis tahrip edilir. Başka bir yerde masum halkın üzerine
ateş edilir. Bütün bunların temelinde küfür vardır, küfran vardır.
Maziyi inkar vardır, kendinden kaçış vardır. Zulmanilik vardır,
maziye sövüş vardır. Veyl olsun topunun köküne." ifadelerini
kullanıyor.
FETÖ elebaşı, bu konuşmasıyla yıllar süren ihanet birikiminin
temellerini nasıl oluşturduğunun delilini de sunmuş oluyor.