Ali Atıf Hoca coştu bir kere
Abone olGünde 500 bin tiraj yapan Hürriyet, Ali Atıf Bir'i çok mutlu etti. Asya ve Avrupa'da 3-5 milyon tirajlı gazeteler ses çıkarmazken, 500 bin rakamını duyan Atıf Hoca coştu.
Hürriyet'in ulaştığıo bu büyük başarıyı köşesine taşıyan Ali
Atıf Bir, "Sadece Hürriyet yeter!" başlıklı yazısında, gazetesine
bakın nasıl da övgüler dizdi.. "Sadece Hürriyet yeter!" HÜRRİYET,
'büyük gazete' olduğunu bir kere daha gösterdi. Hürriyet gazete
kategorisindeki 'marka' oyununu tam anlamıyla kurallarına göre
oynadığını bir kez daha geçen hafta kanıtladı. Hürriyet, gazetem
(bazıları nasıl kıl oluyorlardır kimbilir, ama bu gerçek Hürriyet
benim gazetem) geçen pazar günü tam 732 bin satış gerçekleştirdi.
Geçen haftanın ortalaması ise 530 bin. İnanılmaz bir başarı. Hem de
geçen hafta satışını artıran tek gazete. Hem de promosyonsuz. Hem
de televizyon reytingleri yerde sürünürken. Son on beş yıldır böyle
bir şey ne gördüm ne de duydum... Hürriyet’in bu başarısına
şaşırmamak lazım. ‘Hürriyet yıllardır bir medya markası olarak
yapılması gereken her şeyi fazlasıyla yaptı, hálá yapıyor ve
karşılığını da alıyor. Hürriyet diğerlerinden farklı ne mi
yapıyor?’. Bu konuda tek bir şey söylemek mümkün değil. Ancak
öncelikli olarak Hürriyet’in farklı bir vizyona sahip olduğunu,
hiçbir şekilde bu vizyondan da taviz vermediğini söyleyebilirim.
Hürriyet dünya gazetesi olmak istiyor. Ana amacı da belli: Toplumu
geliştirmek amacıyla kaliteli haber, bilgi ve eğlence üretmek,
toplamak ve dağıtmak. Hürriyet kime hitap ettiğini de çok iyi
belirlemiş durumda. Hürriyet yaşam standardı yüksek, yüzü batıya
dönük, Türkiye’yi Türkiye yapan değerlere bağlı, beyni ve gönlü her
zaman genç, hoşgörülü insanları hedef alıyor. Hürriyet kime hitap
ettiğini çok iyi belirlediği gibi hitap ettiği kitleye de kendini
sahiplendirmiş durumda. Hürriyet okurları kendilerini Hürriyet’in
sahibi olarak görüyorlar. Durun, Hürriyet’in farkları daha bitmedi.
Bir gazete elinizi her attığınızda 'bulunulur' olmazsa ona gazete
mi denir! Hürriyet en dinamik ve en etkili dağıtım politikasına
sahip gazete. Bırakın Türkiye’yi, Hürriyet Avrupa’nın belli başlı
şehirlerinde müthiş bir dağıtım gücüne sahip. Bu özellik Hürriyet
markasını en güçlü kılan özelliklerden biri. Hürriyet çok esnek ve
değişime çok çabuk yanıt veriyor. Örneğin, Hürriyet internet
ortamına kendini en iyi şekilde uyarlayan ilk gazete ve hálá da en
fazla ziyaret edilen haber sitesine sahip. Yine Hürriyet değişen
okur isteklerine paralel olarak markasını genişleten ve değişik
ilgi alanlarına ekleriyle yanıt veren ilk gazete. Hem de kaliteden
taviz vermeden. Medyada 'ürün kalitesi' konusu bir markayı marka
yapan en önemli pazarlama stratejilerinden biri. Hürriyet’in en iyi
pazarlama aracı yaptığı gazete. Hürriyet’in en iyi pazarlama aracı
yaptığı gazetenin kaliteli içeriği. Bunu da her alanda kaliteli
insan çalıştırmakla yapıyor. Hürriyet çalışanına değer veriyor,
çalışanına yatırım yapıyor, içerik kalitesinin çalışan kalitesini
arttırmaktan geçtiğini çok iyi biliyor. Medya markalamasında
'mirasa' sırtını dayamak iyi bir şey. Ancak, 'köklü geçmişi' olmak,
medya markasının geleceğini garantilemez. Bir medya markası ne
kadar değişirse değişsin özüne sadık kalmak zorunda. Vuslat Doğan
Sabancı ve Ertuğrul Özkök’ün kaptanlığındaki Hürriyet ekibinin
yaptığı en başarılı işlerden biri bu. Hürriyet hem değişiyor hem de
özüne sadık kalmaktan asla taviz vermiyor. İşte bu nedenle de
Hürriyet yazın ortasında kırılması güç bir rekora imza atıyor. Bu
çok büyük bir onur.. Sahibinden genel yayın yönetmenine, yönetim
kurulundan yazı işlerine, muhabirinden editörüne, pazarlama
grubundan reklam grubuna, baskı grubundan dağıtım grubuna, köşe
yazarından köşe çizerine, ofis boyundan çaycısına, Hürriyet müthiş
kaliteli bir aile. Bu aileye bize bu onuru yaşattığı için
teşekkürler. Size, Hürriyet ailesinin gerçek reislerine de
teşekkürler. İyi ki Hürriyetimiz var! Yazı: Ali Atıf Bir Kaynak:
Hürriyet Gazetesi