Akit'ten Türkiye Yahudilerine uyarı! Eğer...
Abone olYeni Akit yazarı Faruk Köse, Hahambaşı'na İsrail'i kınama çağrısı yaptı. Köse, aksi durumda Yahudilere biriken öfkenin sokağa taşacağı uyarısını yaptı.
İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırısını bugünkü köşesine
taşıyan Yeni Akit yazarı Faruk Köse, Türkiye’deki Yahudi cemaatine
seslendi.
Hahambaşılığa çağrı yapan Faruk Köse, “Hemen, hiç
geciktirmeden, açık ve net ifadelerle, Türkiye’de yaşayan Yahudiler
adına bir açıklama yapmalısınız. Bu açıklamada, İsrail’in Gazze’de
yaptığı soykırımı, katliamı, operasyonu; çocukların öldürülmesini;
camilerin, hastanelerin, okulların, sivil yerleşim yerlerinin
bombalanmasını 'doğru bulmadığınız'ı, 'bunun insani olmadığı'nı,
“İsrail’in operasyonuyla duygusal bir bağınızın bulunmadığı”nı,
'tasvip etmediğiniz'i, kınadığınızı açıklayın” dedi.
EĞER KINAMAZSANIZ 6-7 EYLÜL GİBİ
OLUR
Faruk Köse yazısında, “Yahudilere karşı birikecek ve taşacak “toplumsal öfke”nin, 6-7 Eylül 1955’te Rum vatandaşlara karşı girişilen “akıl tutulması”na benzer bir sonuca varmasından endişe ediyorum” ifadesine yer verdi.
Faruk Köse’nin “Hahambaşı’na çağrı!..” başlıklı yazısı şöyle:
YAHUDİLER BİZE SIĞINDI
Her gittikleri yerde fitne-fesat çıkaran Yahudiler İspanya’dan
kovulduklarında, Osmanlı onlara kucak açmış. Getirmiş, ülkemizin en
güzel yerlerine yerleştirmiş. Ticaret yapmalarına imkân ve izin
vermiş. Vergisini almış (mı bilmiyorum), başka bir şeye karışmamış.
İspanya’da ölümden kaçan Yahudiler, 5 asırdır güven içinde
yaşadıkları ülkemizde zenginleşmişler. İş hayatında, ticarette,
sermaye patronluğunda çok önemli ve ciddi bir konuma sahip
olmuşlar. Aynı şekilde, Hitler’in soykırımından kaçan kimi
Yahudiler de bize sığınmışlar.
YAHUDİLER YOK OLSA ÜZÜLMEM
AMA...
Bunlar sorun değil. Bir Müslüman olarak inanıyorum ki, bir insan
sırf “Yahudi” diye “Ölsün, yok olsun” devinimi içinde olmak
“İslam’ın adaleti”ne uygun değil. Hani yok olurlarsa da üzülmem,
ama sırf “Yahudi” diye böyle bir muamele görmelerine taraftar
olmam. Çünkü hiç kimse, sırf “inanç ve düşünce”lerinden dolayı
suçlu sayılıp cezalandırılmayı hak etmez.
KISAS UYGULANMASINI
İSTERİM
Ancak sen, “yahudi” kimliğinle çıkıp, benim müslüman
kardeşlerimi katletmeye başlarsan, “Siyonist/Yahudi Terör Üssü”
olan İsrail’in, Filistinli din kardeşlerimi bebeklerine,
çocuklarına varıncaya kadar, tam bir soykırıma tâbî tutmasına,
böyle bir “insanlık suçu”na taraftar olursan, aynı suçu işlemiş
sayılırsın. İşte o zaman, ben de sana “kısas” uygulanmasını isteme
hakkını elde ederim.
SİYONİST ÖLDÜRMEK CAİZ Mİ
DİYE...
Hatta sen, benim ülkemde her türlü ticari faaliyetlerini yapıp
parana para katarken, ülkemin vatandaşı olduğun halde, kalkıp
“Siyonist/Yahudi Terör Üssü İsrail”e giderek ordusuna katılır,
Filistinli kardeşlerimi öldüren bu “katiller sürüsü”nün bir elemanı
olursan, işte o zaman ben de, “Siyonist öldürmek caiz mi?” sualini
gündeme getiririm.
TEL AVİV SEFERLERİ
PATLADI
Bu konu çok önemli. Zira biliyorsunuz “Siyonist/Yahudi Terör
Üssü İsrail”, görünürde HAMAS’a, aslında tüm Filistin
müslümanlarına savaş ilan ederek, çeşitli ülkelerde ikamet eden
yedek asker statüsündeki vatandaşlarını, Filistin’e karşı savaşa
katılmaları için çağırdı. İşte bu kapsamda, İstanbul-Tel Aviv
seferlerinde patlama yaşandığına dair haberler çıkmaya başladı.
Türkiye’de yaşayıp, hem İsrail, hem de Türkiye vatandaşı olanların
bu çağrıya uyduğu, hatta bunların içinde Mavi Marmara saldırısına
katılanların da bulunduğu iddia edildi.
ALLAH HİTLER'DEN RAZI OLSUN
Bu arada “Siyonist/Yahudi Terör Üssü İsrail”, Filistin’de
soykırımın dozunu artırdı. Öyle ki, Gazze’nin kuzeyindeki Filistin
halkının tamamına (100 bin kişi), evlerini boşaltmaları uyarısı
yaptı. Daha çok müslüman kanı dökülmesini isteyen bir İsrail
milletvekili, Filistinli kadınları ve daha doğmamış bebekleri bile
öldürmeyi önerdi. Bunlar sadece fevri/ferdi söylemlerden ibaret
değil. Nitekim Filistinliler katledilirken, toplanan yahudiler her
bomba atıldığında alkış tutarak tezahürat yaptı. İsrail
Hükümetinden bir bakan, “Arap öldürmek yanlış değil” dedi.
“Siyonist/Yahudi Terör Üssü İsrail”, Gazze’yi cehenneme çevirerek
soykırıma devam ediyor. Haliyle insanın, “Allah Hitler’den razı
olsun!” diyesi geliyor!
BURADAN GİDEN YAHUDİLER İÇİN NE
YAPILACAK
Şimdi, “bizim savcılar”a soruyorum: Ülkemizden kalkıp “Siyonist/Yahudi Terör Üssü İsrail”e giderek Filistinli kardeşlerimize karşı soykırım harekatına katılanların tesbiti için neler yapılıyor? Bunlar hakkında nasıl bir hukuki muamele yapılacak?
Yetkililerin, bunları kamuoyuna açıklaması boyunlarının borcu olsa gerektir.
“Siyonist/Yahudi Terör Üssü İsrail”in bu “soykırım harekatı”nın
kabul edilebilir hiçbir yanı yok; hiçbir gerekçe bunu meşru
gösteremez. Bu yüzden, İsrail’in “Gazze katliamı”nı, -eğer
kaldıysa- “vicdan sahibi yahudiler”in de reddetmesi lazımdır.
HEMEN AÇIKLAMA
YAPSINLAR
Bu noktada, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan Sefarad ve Aşkenaz Yahudilerinin dini önderi olan Hahambaşı Rav İsak Haleva’ya çağrıda bulunuyorum:
Hemen, hiç geciktirmeden, açık ve net ifadelerle, Türkiye’de
yaşayan yahudiler adına bir açıklama yapmalısınız. Bu açıklamada,
İsrail’in Gazze’de yaptığı soykırımı, katliamı, operasyonu;
çocukların öldürülmesini; camilerin, hastanelerin, okulların, sivil
yerleşim yerlerinin bombalanmasını “doğru bulmadığınız”ı, “bunun
insani olmadığı”nı, “İsrail’in operasyonuyla duygusal bir bağınızın
bulunmadığı”nı, “tasvip etmediğiniz”i, kınadığınızı açıklayın.
ÖFKENİN ADALETİ
YOKTUR
Bunu yapmanız, bu ülkede 5 asırdan fazla bir süredir güven
içinde yaşamış olmanızın da bir gereğidir. Takdir edersiniz ki bu
“güven içinde yaşayış”ın devamı bakımından, İsrail’in
katliamlarının oluşturacağı travma ile bu ülkenin müslüman
halkının, “antisemitik duygular”a kapılmaması ve yahudi cemaatine
karşı “toplumsal öfke” duymaması çok önemlidir. Zira toplumsal
öfkede adalet yoktur. Toplumsal öfkenin aklı yoktur. Toplumsal
öfkenin vicdanı yoktur. Toplumsal öfkenin freni de yoktur; nereye
kadar varacağı, nerede duracağı bilinmez.
SONU RUMLAR GİBİ
OLUR
Bu yüzden, İsrail’in operasyonlarını kabul etmediğinize dair ülkemizde yaşayan yahudi cemaati adına yapacağınız açıklama, 5 asırdır barış içinde yaşayan müslümanlarla yahudiler arasındaki “muhtemel” düşmanlığı önleyecek önemli bir etken/adım olacaktır.
Yahudilere karşı birikecek ve taşacak “toplumsal öfke”nin, 6-7 Eylül 1955’te Rum vatandaşlara karşı girişilen “akıl tutulması”na benzer bir sonuca varmasından endişe ediyorum.