Meclis'te nefret suçu düzenlemesinin
yasalaştığı gün "Gâvura gâvur demek artık suç " diye haber yapmıştı
Akit.
Ona göre nefret suçları ile ilgili düzenlemeler,
İsrail’e yönelik basit bir eleştiriyi bile ‘anti
semitist’ kisvesine büründürüyordu. Yayın politikasını
düşündüğümüzde yasa Akit için kaygı vericiydi
haliyle.
Yasanın çıkmasından 2,5 ay sonra yani dün,
gâvura gâvur demenin hazzıyla bir manşet attı
gazete:
"O patronun damadı
Yahudi"...
"Eee n'olmuş?" diyesi geliyor
insanın değil mi?
Öyle demeyin, o yahudi damat var ya o damat;
Soma'da yaşanan maden faciasının kilidi, anahtarı da
Yahudi'liğinde. Bir kesim için her türlü çıkmazı anında açan
sihirli bir kelime " Yahudi".
Çünkü iddiaya göre, Soma'da ne ihmal
var ne de hata... Meğer her şey kahrolası Siyonistlerin
başının altından çıkıyormuş.
Araştırmacı gazeteciliğin numunelerinden olan
Akit, Alp Gürkan'ın tüm aile şeceresini bir
çırpıda döküverdi önümüze. Damat yahudi çıkmasaydı olay
İsrail'e nasıl bağlanacaktı merak bile etmiyorum. Çünkü
mutlaka bir yolunu bulurlardı.
Soma'yla ilgili İsrail bağlantısını kurabilecek
kadar komplike düşündüklerinden olsa gerek, olası basit ihmallerin
ya da hataların üstünde durmadılar bile. Onun yerine 301
işçinin ölümü üzerinden nasıl bir darbe planlandığına kafa yormayı
tercih ettiler.
Böylesi bir manşete denilecek tek bir laf var : Yuhhh
olsun!
Sorular, sorular,
sorular...
Akit'in zamanında veryansın ettiği yasa gereği
aleni "nefret suçu" değil midir bu
manşet?
Milletvekilleri, demokratikleşme paketi
kapsamında çıkarılan ve nefret suçunu yasaklayan bu yasanın
arkasında ne kadar durabilecekler acaba? Yoksa bu yasalar
"onu da biz yaptık" demek için birer malzeme
miydi?
Soma için söylebilecek o kadar çok şey varken,
hayatını kaybeden 301 maden işçisinin vebali Yahudi diyerek
bir kişinin ve onun üzerinden bir ırkın üstüne atılabilir
mi?
Türkiye'de geçen yıl 1200 kişi
iş kazalarında hayatını kaybetti.
Tuzla tersanelerinde son
10 yılda 150 işçi hayatını kaybetti.
2010 yılında Zonguldak Karadon'da 30
maden işçisi hayatını kaybetti.
2012 yılında Beylikdüzü'nde
çadırda çıkan yangın nedeniyle 11 işçi hayatını
kaybetti.
2014'ün ilk 4 ayında 396 işçi
hayatını kaybetti.
İş kazalarında kaybolan bu hayatların
sebebi de mi Yahudiler'di?
Dünyada sırf müslüman olduğu için
dışlanan, eziyet gören insanların haberlerini yaparken,
İsrail düşmanlığının "Yahudi" kelimesine bile
tahammülsüzlüğü getirdiği bu nokta ne kadar
insanidir?
İnsani mi dedim ben?
Hay Allah, unutmuşum..
Şubat ayında Van'da kardan mahsur
kaldıkları için küçük Muharrem hayatını kaybetmişti.
Babası da cansız bedenini bir çuvala koyarak
taşımıştı hani.
Bunlar, o zaman da bu kahreden olay için
" Çuval mizanseni " demişlerdi.
Hükümeti kurtarmak adına her olayda bir
komplo, sabotaj, mizansen arayan bu zihniyetin,
hükümete verdiği zararı İsrail dahil hiç kimse veremezdi
heralde.
Bitirirken;
İnsanlık; aslında "fıtri, olağan" ama
şimdilerde herkeste bulunmayan bir erdem...