AK zenginler zengin mi değil vergi mi kaçırıyor?
Abone olAkif Beki ve Mustafa Karaalioğlu AK Parti iktidarına yakın iş adamlarının vergi rekortmenleri listesine girmemesinin nedenlerini köşelerinde yorumladılar.
İNTERNETHABER.COM
2013 yılının vergi rekortmenleri listesinin açıklanmasından sonra
gündeme gelen hükümete yakın iş adamlarının neden listeye
giremediği tartışması devam ediyor. Hükümete yakınlığı ile bilinen
Fehmi Koru'dan sonra Akif Beki ve
Mustafa Karaalioğlu AK Parti iktidarına yakın iş
adamlarının vergi rekortmenleri listesine girmemesinin nedenlerini
köşelerinde yorumladılar.
SİYASAL İKTİDAR DEĞİŞTİ AMA EKONOMİK İKTİDAR DEĞİŞMEDİ
Star si yazarı Mustafa
Karalioğlu, vergi listesinin ortaya koyduğu tek bir gerçek
olduğunu bunun da ekonomik iktidarın hala "beyaz Türkler"in elinde
olduğunu gösterdiğini iddia etti.
Karaalioğlu şöyle yazdı:
Sermaye gücü 10 yıl, 20 yıl, 50 yıl önce kimin elindeyse bugün
de aynı kesimin elindedir. Siyasal iktidar, hatta vesayet sistemi
değişti ama ekonomik iktidar değişmedi.
AK Parti, bu güç dağılımının radikal bir şekilde değişmesini
hedeflemedi, aksine piyasanın kendi kurallarına tabi olmayı tercih
etti. Siyasal ve ideolojik tercihine bakmaksızın herhangi bir
şirketin büyümesini doğal olarak ülkenin toplam menfaati olarak
değerlendirdi. Hal böyle olunca inşaat veya hizmet gibi bazı
sektörlerdeki değişim de sermayenin el değiştirmesine yetmedi.
Muhafazakar yatırımcı finans ve enerji gibi para sahipliği ve
zenginliğin odaklandığı branşlarda, sermaye derinliği sorunu
nedeniyle varlık gösteremedi. Hal böyle olunca, bir-iki bankanın 10
yılda artan marka değeri yüzlerce orta ölçekli şirketin değerini
aşmaya yetti. Denklem bu kadar nettir ve sermaye gerçeği bu kadar
basittir.
Bugünün güçlü denetim sisteminde hiçbir büyük şirket, bilinen,
tanınan işadamı kazancını gizleyemez, kazanmışsa vergiden
kurtulamaz. Mesela, Koç, Sabancı, Özyeğin veya Doğan kadar güçlü
olup da sistemden kaçabilmek mümkün değildir. Kazanç mutlaka
görülür ve vergilendirilir. Vergi listeleri o yüzden ülkedeki
ekonomik iktidarı büyük bir kesinlikle anlatır.
“Nerede bu muhafazakar işadamları? Niye vergi listesinin başında
değiller?” soruları bu gerçek karşısında bir anlam ifade etmiyor.
Kazanamadılar çünkü. Ya da geleneksel rakipleri o kadar çok
kazanıyor ki onların kazancı listeye bile giremiyor.
Bir başka açıdan listede AK Parti’ye yakınlığıyla bilinen
işadamlarını ön sırada olamaması iktidar partisine yakınlarına
yönelik çıkar ve imtiyaz dedikodularını da boşa çıkarıyor.
"YANDAŞ TÜRKLER VERGİ YÜZSÜZÜ
HA!"
Hürriyet yazarı Akif Beki de Türkiye'nin
ekonomik değerlerinin dağılımında köklü bir değişim olmadığını
savunduğu yazısında "Yani en çok “beyaz Türkler” kazandığı
için en çok vergiyi onlar veriyor. Kayda değer bir sınıfsal
değişiklik yok dünyalık dağılımında."
dedi.
Beki şöyle yazdı:
Hangi ihtimal geçerli olursa olsun, zenginlikleri henüz onları
en üsttekiler kulübüne sokmaya yetmiyor.
Forbes’un en zengin yüz listesine yandaşlık kontenjanından terfi
eden kimse yok kısacası.
Listedeki ‘yandaşlar’sa yeni zengin değil, eski kodamanlardan
hepsi. Variyetlerini bu iktidara borçlu değiller.
Onun için de vergilerini adlarıyla sanlarıyla saklamadan
veriyorlar.
Koçların, Sabancıların yanında Topbaş’ın da, Ülker’in de,
Torunların da adları yazıyor vergi rekortmenleri arasında.
Ama geçen sene 5, bu sene Koç ailesinden 6 isim liste başını
çekiyor. İlk yüzün 78 kişisi ise hâlâ İstanbul’dan.
Yani en çok “beyaz Türkler” kazandığı için en çok vergiyi onlar
veriyor. Kayda değer bir sınıfsal değişiklik yok dünyalık
dağılımında.
Para pul işlerinde rekortmenlik imtiyazı da, kıdemli zenginlerin
elinde kalmaya devam ediyor.
Eskiler sınıf düşmedi, yeni kalantorlar da sınıf atlamadı daha.
Anadolu aslanları, AK Parti’nin 12. yılında da beklenen sıçramayı
yapamadı, merak buyrulmasın.