Ak Saray hangi felaketlerin habercisi?
Abone olZaman yazarı Ali Ünal, maliyeti ve büyüklüğü ile çok konuşulan yeni cumhurbaşkanlığı konutu Ak Saray'ı, Kur'an'dan alıntılarla eleştirerek, bir felaketin habercisi olduğunu ileri sürdü..
İNTERNETHABER.COM
Cemaate yakınlığıyla bilinen Zaman
gazetesinin yazarlarından Ali Ünal, bugünkü yazısında, maliyetinin
1 milyar 370 milyon lira ettiği ve bu sebeple de Türkiye'de olduğu
kadar tüm dünyada tartışma konusu olan yeni Cumhurbaşkanlığı
konutu 'Ak Saray'ı yerden yere vurdu.
Ak Saray'ı, Kur'an'da yer alan hadislerden örnekler vererek
eleştiren Ünal, insanların iman gücünün azaldıkça ibadet ettikleri
camiileri süsledikleri hadisini örnek göstererek, AK Saray'ın bir
kibrin ve aşağılık kompleksinin ürünü olduğunu, Ak Saray'ın
fark edilmeyen bir takım hedeflere ve sistem değişikliklerine
işaret ettiğini ileri sürdü.
Ünal, Ak Saray'ın bir felaket habercisi olduğunu Kur'an alıntılarla
örneklendirerek, flaş bir iddia ortaya attı: Biz
hangi memlekete bir peygamber gönderir, (İslâmî bir hizmet
başlatırsak) önce oranın halkını zorluklar, sıkıntılar ve
musibetlere düçar ederiz ki, içten Allah’a yönelerek, yalvarıp
yakarsınlar. Onları bir süre böyle terbiyeye tâbi tutmamızın
ardından, (eğer iman etmezlerse bu defa merhale merhale helâk
yolunda) sıkıntılı hallerini rahatlıkla değiştiririz. Zamanla
güçleri artar, bolluğa erer ve hiçbir şeye aldırış etmeden
yiyip–içmeye başlarlar da, ‘Vaktiyle atalarımız kâh üzülmüş, kâh
sevinmişlerdi; (biz ise ne kadar rahattayız!)’ der ve
olup-bitenlerden ders almazlar. Nihayet kendilerini o
şuursuzlukları içinde birden yakalayıveririz. (7:
94–95)
İşte o yazıdan çarpıcı satırlar:
Bir hadis-i şerifte “İnsanlar, imanları zayıfladıkları zaman
camilerini süslü yaparlar.” buyrulur. Mescid-i Nebevî, dört
duvardan ibaretti ve Hz. Osman (r.a.) döneminde üstü örtülünceye
kadar cemaat namazı sıcak kumlar üzerinde, yağmur yağdığı zaman da
çamur içinde kılar, secde ederdi.
"FERTLER VE DEVLETLER İÇLERİNDEKİ
BOŞLUĞU DIŞ GÖRÜNÜMLE ÖRTMEYE BAŞLADILAR..."
Süslü camiler, iman ve Dinî hayatta zayıflama başladığı zaman
ortaya çıkmıştır. Büyük devletler, medeniyetler, mağaralardan,
kulübelerden, kulübevâri yapılardan kuruldu ve şatafatlı
saraylardan yıkıldı. Fertler de, devletler de içlerindeki boşluğu,
kalblerindeki za’fiyeti dış görünümle örtmeye çalışırlar; içte
komplekslerin oyduğu ne ölçüde boşluk varsa, dışta o kadar görüntü
olur. Hz. Bediuzzaman (r.a.), bu gerçeği çok güzel ifade eder:
“Kibrin kaynağı aşağılık kompleksi; gururun kaynağı, kalb
zayıflığıdır. Âcizlik ise, muhalefetin menşeidir.” Yani, âciz kişi,
İslâm adına yapılması gerekenleri yapamayıp, yapanları tenkit edip
suçlayan ve sadece retorikte Amerika ve İsrail düşmanlığında
kahramanlık arayan sözümona bazı İslâmcılar ve retorikte İsrail’e
gürlerken, pratikte ve perde gerisinde ona büyük destek veren AKP
gibi, muhalefette kahramanlık arar.
AK SARAY NEYİN
HABERCİSİ?
“Ak” Saray tipi sarayların neyin habercisi olduğu konusunda ise
Kur’ân, şöyle buyurur: “Biz hangi memlekete bir peygamber gönderir,
(İslâmî bir hizmet başlatırsak) önce oranın halkını zorluklar,
sıkıntılar ve musibetlere düçar ederiz ki, içten Allah’a yönelerek,
yalvarıp yakarsınlar. Onları bir süre böyle terbiyeye tâbi
tutmamızın ardından, (eğer iman etmezlerse bu defa merhale merhale
helâk yolunda) sıkıntılı hallerini rahatlıkla değiştiririz. Zamanla
güçleri artar, bolluğa erer ve hiçbir şeye aldırış etmeden
yiyip–içmeye başlarlar da, ‘Vaktiyle atalarımız kâh üzülmüş, kâh
sevinmişlerdi; (biz ise ne kadar rahattayız!)’ der ve
olup-bitenlerden ders almazlar. Nihayet kendilerini o
şuursuzlukları içinde birden yakalayıveririz. (7: 94–95) Herhangi
bir memleketi (hak ettikleri bir ceza olarak) helâk etmek
dilediğimizde, oranın halkı arasında zevk u safa içinde
dilediklerince yaşamayı gaye edinenleri (toplumların hayatıyla
ilgili kanunlarımız çerçevesinde) sevk eder ve nimete boğarız da,
orada artık kural tanımaz hale gelir ve günahlara daldıkça
dalarlar. Nihayet, hak ettikleri helâk hükmü uygulamaya konur da, o
memleketi yerle bir ederiz. (17:16)
"TÜRKİYE'DE SİSTEM YENİDEN DİZAYN
EDİLİYOR"
“Ak” Saray, mevcut siyasî pratikte ise maalesef fark edilmeyen bir
takım hedeflere işaret ediyor. Türkiye’de sistem yeniden dizayn
ediliyor. PKK ile Oslo görüşmelerinin arkasında “hakem devlet” veya
“güçler”in varlığı biliniyordu. Dünyada böyle “hakem devletler”le
çalışan “hakem” gruplar” var. The Elders gibi, International Crisis
Group (Uluslararası Kriz Grubu) da, bunlardan biri. Morton
Abramowitz ve Senatör George Mitchell gibi “global liderler”
tarafından kurulan, yönetiminde Morton Abramowitz, Wesley Clark,
George Soros, Javier Solana gibi “global liderler”in bulunduğu,
onursal başkanlığını ise Finlandiya’nın eski cumhurbaşkanlarından
Martti Ahtisaari’nin yaptığı bir grup bu. En başarılı
faaliyetlerini “kapı arkası görüşmelerle gerçekleştirdikleri”ni
ifade ediyorlar. Martti Ahtisaari, bu kapı arkası görüşmelerden
birini 17 Eylül 2010’da, diğerini 19 Kasım 2014 günü R.T.
Erdoğan’la bu defa “Ak” Saray’da yapıyor. Grup, 6 Kasım günü
“Türkiye ve PKK: Barış Sürecini Kurtarmak” diye bir rapor
hazırlıyor. Rapor, Oslo’da varılan mutabakat maddelerini ihtiva
ediyor. Süreçte yaşadıklarımız, Oslo mutabakatını halka kabul
ettirerek tek tek uygulamaya koymak için bir tiyatrodan ibaret.
Türkiye bir yandan adım adım bölünmeye, diğer taraftan, bütün
İslâmî cemaatlerin silinip, yerlerini İmam-Hatipler ve TÜRGEV’le
oluşturulacak cemaatin alacağı, yasama, yürütme ve yargısı, ordu,
MİT ve Emniyet’i tek elde toplanmış Baas tipi demokrasisiz bir
cumhuriyete götürülüyor. “Ak” Saray, bir de bunun işaretçisi.