AK Parti'yi kapat CHP'yi kullan
Abone olAsker, AK Parti kapatılınca izleyeceği stratejiyi belirlemiş: CHP’den yararlanıp AB projesinin AK Parti'siz de yürüyeceği gösterilmeli.
AK Parti'ye kapatılma davası açılmadan bir yıl önce
Genelkurmay'da, parti kapatıldıktan sonra olası senaryolar
yazılmış.
Ergenekon davasının görüldüğü mahkemeye gönderilen Genelkurmay’a ait harddisklerdeki, 2007’de hazırlandığı anlaşılan bilgi notunda, AKP’nin kapatılmasında izlenilecek yöntemler anlatılıyor.
Taraf gazetesinin manşetine taşıdığı Tanju Özkaya imzalı bilgi notunun ayrıntıları yer alıyor.
STK'LAR VE CHP KULLANILSIN
Bilgi notunda; ABD ve AB’den gelecek tepkilerin önlenmesi için
başta CHP olmak üzere, muhalefet partileri ile bazı STK’lardan
yararlanılması isteniyor. Söz konusu bilgi notunda, “AB projesinin
AKP’ye ait olmadığını gösteren söylemlere ihtiyaç bulunuyor. Bu
söylemleri CHP başta olmak üzere diğer muhalefet partilerince ve
Avrupa nezdinde saygın ve kamuoyu yaratma gücü bulunan kanaat
önderlerince dile getirilmeleri uygun olabilecektir” ifadeleri yer
alıyor.
Temel hak ve özgürlük alanını genişletecek yasal ve idari
düzenlemelerin AKP’siz de yapılabileceği yönünde bir algının
oluşturulmasının önemine işaret ediliyor. Asıl hedefin AB üyelik
süreci olmadığına dair endişelerin yer alan bilgi notunda.
“Avrupalılar, kapatma davasının esas hedefinin AKP değil, aslında
Türkiye’nin AB’ye üyelik projesi olduğunu düşünüyorlar. ABD’de de
bu düşüncede gibi görünüyor. Bu nedenle AKP, güçlü bir biçimde ve
zaman zaman diplomatik dili aşan bir şekilde destekleniyor”
deniliyor.
AK PARTİ ALEYHİNE PROPAGANDA
Gerek parti yöneticilerinin, gerekse tabanın dinci yapısı olduğu
iddia edilerek, AB’nin istediği demokratik açılımları artık
gerçekleştiremediği yönünde propaganda yapılması istenen bilgi
notunda, AKP’nin iktidara geldiği zaman yaptığı açılımları devam
ettirmediğine dikkat çekilerek, şu tesbitlere yer veriliyor: “AKP,
Kasım 2002 tarihinden beri belli demokratik açılımlar yapmıştır.
Ancak AKP’nin yapısı demokratik adımları daha da genişletmeye imkân
vermemektedir. (Diğer bir deyişle demokratikleşmenin sınırına
gelmiştir. Prof. Dr. Z. Üskül’ün ‘AKP, homoseksüellere de diğer
gruplarla aynı uzaklıktadır’ söylemine AKP tabanının tepkisi bu
durumun önemli bir emaresidir). AKP’nin bu yönünün uluslararası
kamuoyunda daha güçlü olarak işlenmesi uygun olabilecektir.”
YA AİHM'DEN DÖNERSE
Kapatma kararının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden (AİHM)
dönebileceği olasılığı üzerinde de durulmuş. Zira AKP’nin
kapatılmayı gerektirecek “şiddet içeren bir söyleminin” olmadığına
dikkat çekiliyor ve Refah Partisi’nin kapatılmasından farklı bir
durumun olduğu izah ediliyor. Notta şöyle deniliyor: “AiHM’de dava
açılması halinde davanın kazanılacağı, Refah Partisi’nden farklı
olarak anılan partinin söylemlerinin şiddet içermediği, AiHM
kararına karşı tazminatın ödenmesi veya kapatma kararının iptal
edilmesi seçeneklerini uygulama yetkisinin İçişleri Bakanlığı’nda
olduğu, bakanlığın da doğal olarak AKP’nin kapatılmasını yok
saymayı tercih edeceği’ hesaplamaları yapılmaktadır. Anılan
senaryonun gerçekleşmesi durumunda irticai unsurlar ve
destekçileri; ciddi bir psikolojik üstünlüğe
ulaşabileceklerdir.”
"AKP'Yİ YALNIZCA TSK MAĞUR EDEBİLİR"
BİLGİ notlarında; yargı ve üniversitelerin AKP’yi kamuoyu nezdinde
mağdur edemediği belirtilerek, AKP’yi yalnız TSK’nın çıkışları
mağdur konuma düşürdüğünün altı çiziliyor. TSK’nın kapatma sürecine
ilişkin açıklama yapacağı takdirde kamuoyu nezdinde AKP’yi mağdur
duruma taşıdığı, bunun da partiye yarayacağına dikkat çekilerek,
açıklama yapılmamasının yararlı olacağı not düşülüyor:
“AKP’yi mağdur konumuna yalnızca TSK taşıyabilmektedir.
Elinde silah olan güç TSK’dır. TSK, bu dönemde konuşmamaya ve
kamuoyunda taraf görüntüsü vermemeye azami dikkat etmelidir.
AKP’nin kapatılması konusuyla ilgili olarak; dönemsel olarak
TSK’nin görüş belirtmemesinin uygun olacağı
değerlendirilmektedir.”