AK Partiye yeni kapatma davası mı?
Abone olAK Parti'nin korkulu rüyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Yalçınkaya, dinleme skandalını yeni bir kapatma gerekçesi saymaya hazırlanıyor
Dinleme depremi AK Parti'nin korkulu rüyası Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısı Yalçınkaya'ya malzeme çıkardı. Milliyet Gazetesi'nden
Fikret Bila'ya konuşan Yalçınkaya açık açık 'inceliyorum'
dedi...
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin’in ve Yargıtay
Savcısı Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun dinlenmesi, Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığı santralı üzerinden dinleme girişiminde bulunulması,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’yı da
harekete geçirdi. Başsavcı
AK Parti daha önce direkten dönmüştü |
Yargıtay Başsavcısı Yalçınkaya, “Laikliğe aykırı
fiillerin odağı haline geldiği” iddiasıyla AK Parti’nin
kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi’nde dava açtı. Başsavcı,
Gül’ü de aralarına alarak AK Parti’den 71 kişinin siyasetten
yasaklanmasını istedi. Ancak Anayasa Mahkemesi, AK Parti'nin kapatılmamasına karar verdi. Mahkeme, AK Parti'nin Hazine yardımının yarısının kesilmesine karar verdi. |
Yalçınkaya, dünkü görüşmemizde, dinleme kararları ve
işlemleriyle ilgili olarak “siyasi partiler hukuku açısından
inceleme” başlattıklarını söyledi.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Yalçınkaya, şu değerlendirmeyi
yaptı:
“Bu konuyla ilgili olarak basına yansıyan bilgi ve belgeler bizi
çok üzdü. Üzüntüyle karşıladık. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
olarak bizim görev alanımızla ilgili boyutu itibarıyla karar, işlem
ve eylemleri incelemek zorundayız. Bizim görev alanımız Anayasa ve
yasalarla belirlenmiş durumda. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın
görevi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesini, Atatürk
devrimlerini, hukuk devleti ilkelerini, cumhuriyetin tüm
değerlerini korumaktır. Bu ilkelerin güvencesi bağımsız Türk
yargısıdır.”
Anayasa ihlali var mı?
Basına yansıyan bilgileri kesinleştirdikten sonra soruşturmanın
diğer aşamasına geçileceğini söyleyen Yalçınkaya, şöyle devam
etti:
“Siyasi partilerin tüzükleri, programları ve eylemleri Anayasa’nın
68. maddesine aykırı olamaz. 68. maddenin 4. fıkrasında; siyasi
partilerin tüzük, program ve eylemlerinin hukuk devleti ilkelerine
aykırı olamayacağı yazılı. Eğer bu hüküm ihlal edilmişse o zaman
Siyasi Partiler Yasası’nın 98. maddesinde yazılı olduğu gibi
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı olarak bizim görevimiz başlar.
Siyasi Partiler Yasası’nın 98. maddesi siyasi partilerin
kapatılması davalarını düzenliyor. Bu konuda Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığı’na tanınan yetkileri hükme bağlıyor. Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı olarak bu bilgi ve belgeleri Anayasa’nın
68/4 ve Siyasi Partiler Yasası’nın 98. maddeleri açısından
incelemeye almak zorundayız.”
Siyasi makamın onayı
Başsavcı Yalçınkaya, “telefon dinlemeleriyle siyasi
partiler hukuku arasında hangi gerekçeyle, nasıl bir bağ
kurulduğuna” ilişkin soruma ise şu yanıtı verdi: “Telefon dinleme
hukuk devleti ilkelerine aykırı biçimde yapılıyorsa, Siyasi
Partiler Yasası ve Anayasa’nın 68/4 maddesiyle ilgilidir. Telefon
dinleme, kayda alma, sinyal bilgilerinin değerlendirilmesinin hangi
hallerde yapılabileceği yasada detaylı biçimde belirlenmiştir. Bu
işlemin bu yasaya uygun yapılması gerekir. Telefonun hangi hallerde
dinleneceği Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun (CMK) 135. maddesinde
belirlenmiştir. Bu yetkiyi kullananın sıfatı ne olursa olsun, bu
yasa hükmüne uygun işlem yapması gerekir. Hâkim ve savcıların
dinlenmesi nasıl yapılıyor? Dinleme kararı nasıl alınıyor? Adalet
Bakanlığı müfettişinin bu talebi Adalet Bakanı, Müsteşar veya Ceza
İşleri Genel Müdürü tarafından onaylanıyor. Ondan sonra müfettişin
talebi dinleme kararı alınması için hâkime götürülüyor. Hâkim bu
kararı alıyor. Bu karar gizlidir. İtiraz yolu yok. Çünkü itiraz
mercii hâkimdir ama itiraz yolu açık olursa dinlemeye alınan kişi
dinlendiğini öğrenmiş olur ve telefonunu değiştirir veya başka
önlem alır. Bu işlem zinciri içinde Bakan’ın veya ona bağlı
kişilerin onayı olduğuna göre siyasi otoriteyi dolayısıyla siyasi
partiler hukukunu ilgilendirir. Adalet Bakanı veya onun adına
hareket eden kişinin, dinlemenin yasadaki koşulları mevcut değilse
onay vermemesi gerekir.”
Dinleme koşulları
Başsavcı Yalçınkaya, telefon dinleme, kayda alma ve sinyal
değerlendirmenin yapılabileceği koşulları ise şöyle izah etti:
“Telefon dinleme, kayda alma, sinyal değerlendirmeyi CMK 135. madde
düzenliyor. Bu işlemlerin 135. maddenin suç işlendiğine ilişkin
kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka suretle delil elde
edilmesi imkânının bulunmaması durumunda yapılması gerekir. Ayrıca
kamuoyuna yansıyan dinlemelerin söz konusu yasa maddesinin 6/a-8,
13 ve 14. fıkralarına dayanması gerekiyor. Örgüt üyesi olmak
suçlaması dinleme için yeterli değil. Koşulları var. Bu fıkra
hükümlerine göre suç işlemek üzere örgüt kurmak, silahlı örgütlere
silah sağlamak, devlet sırlarına karşı suç işlemek, casusluk yapmak
gibi suçların söz konusu olması gerekir. Herkesin yasaları bilmesi
gerekir. Kimse ben yasayı bilmiyordum diyemez.”
‘Arzu edilmez’
Böyle bir incelemenin parti kapatma davasına kadar ulaşması elbette
arzu edilecek bir sonuç değil. Bugün parti kapatmanın bir çözüm
olmadığı yönünde görüş birliği mevcut. Anayasa Mahkemesi de buna
özen gösteriyor. Başsavcı Çetinkaya da arzu etmiyor. “Bu
istediğimiz bir şey değil ama bize verilen görevin gereği ve
elbette bir süreç. Böyle olduğu halde kötü niyetli birçok yorum ve
girişimle karşılaştık” diyerek bu düşüncesini de yansıttı.