AK Parti'nin yüzde kaçı Hayırcı?
Abone olReferandum öncesi Adil Gür'den çarpıcı yorumlar geldi. Gür, referandum sonucunu AK Partili kararsızların belirleyeceğini söyledi.
Referandum günü yaklaşırken liderler meydanlarda "Evet"
ve "Hayır" için halka sesleniyor. Parti liderlerinin yoğun
referandum temposu kamuoyu araştırma şirketlerine de fazlasıyla
yansımış durumda. Yaptığı tahminlerin doğruluğuyla bilinen Adil
Gür, Milliyet yazarı Aslı Aydıntaşbaş'a konuştu. Gür, seçmenin
yüzde 80-85’inin referandum konusunda çoktan kararını verdiğini,
Evet ve Hayır’ların başa baş gittiğini söylüyor. Sonucu %15
kararsız belirleyecek. Özellikle de AK Parti’deki.
Adil Gür, hem 2007 seçimleri hem de 2009 yerel seçimleri öncesi
yaptığı kamuoyu araştırmalarında turnayı gözünden vurunca,
Türkiye’nin en önemli siyasi analistlerinden biri olmayı hak
kazanmıştı. Bu yüzden sahibi olduğu A&G Araştırma, 12 Eylül
referandumu öncesinde medyada büyük dikkatle takip edilen araştırma
şirketlerinin başında geliyor.
Gür, üst üste yaptığı 4 araştırma sonrasında Evet ve Hayır’ların
neredeyse başa baş, %40 civarında olduğunu söylüyor.
2-3 PUAN FARK ÇIKAR: Hükümet anayasa değişikliğini
Meclis’e getirdikten bu yana 4 araştırma yaptık. Bunlarda Evet ve
Hayır’lar %1-1,5 puanlık bir hata payıyla birbirine çok yakın. Şu
anda belirgin bir sonuç yok. Referandumun sonucu bundan sonra
liderlerin kampanyası ve Türkiye’deki olaylar belirleyecek. Sonucun
%10 puan farkla çıkacağını sanmıyorum. Şu an görünen, 2-3 puanlık
bir fark. Ama burası Türkiye...
SİYASETTE KUTUPLAŞMA VAR: Aslında yüzde 80-85
kararını çoktan vermiş durumda. Karar verenler değiştirmez; ne
Evet’ciler Hayır, ne Hayır’cılar Evet der. Çünkü siyasette
inanılmaz bir kutuplaşma var. Böyle olunca referandum sonucunu
belirleyecek olan, son aylardaki kampanyadan etkilenebilecek
%10-15’lik kesim. Son ayı iyi kullanan kazanır.
YÜZDE 55 ÜSTÜ KARİZMAYI ÇİZER: Referandum
sonucunda 2 -3 puan farkın siyasi bir faturası olmaz. Ancak Evet ya
da Hayır’ların yüzde 55’den fazla çıkması, iktidar ya da
muhalefetin karizmayı çizdirmesi demektir. Örneğin Evet’ler %55’den
fazla çıkarsa, AK Parti bunu kendisine verilmiş oy sayacaktır.
HAYIRCILAR İDEOLOJİK: Hayır’cıların zahmet edip
sandığa gitmeyeceği tezine katılmıyorum. Sandığa en fazla sahip
çıkan seçmen, ideolojik sebeplerle sandığa giden seçmendir. Sandığa
gitmeyenler ise genelde eski merkez sağ seçmenidir. 2007 sonuçları
merkezdeki partinin AK Parti olduğunu gösterdi. O %47 içinde %10-12
ideolojik davranan ve sandığa mutlaka giden Milli Görüş kökenli
seçmendir. Ancak kalan merkeze yakın isimler. Sandığa gitmeyecek
seçmen varsa bundan AK Parti zararlı çıkar.
AK PARTİ’DE %20 HAYIR’CI KİTLE VAR: Referandumun
sonucunu ne MHP ne de CHP belirleyecek. Doğru MHP içinde %25-30,
CHP içinde %10’luk bir Evet diyecek kitle var. Ancak AK Parti’de de
%20’ye yakın Hayır’cı kitle var. İşte sonucu biraz da bunlar
belirleyecek. Bu kesim genelde iktidar partisine “2007’ye kadar” ve
“2007 sonrası” diye bakıyor. AK Parti’yi hizmet eden, ekonomik
fayda getiren bir parti olarak görüyorlar. Ancak 2007 sonrası
şikayetleri var. Bu seçmenin %20’si hükümete bir uyarıda bulunmak
isterse, ki bu ihtimal var, referandumun sonucunu bu belirler.
AŞ, İŞ, YOKSULUK OYLANACAK: Geçmişte AK Parti
kitle iletişim araçlarını çok iyi kullandı. Ama bu sefer işleri
daha zor. Çünkü seçmenin yüzde 80’i kendi dünya görüşü çerçevesinde
oy verecek. Çok ufak bir kesim maddelerin içeriğine bakıyor.
Okuyan, yazan, maddelerle ilgilenen toplamda yüzde 20’lik bir
kesim. Ama büyük çoğunluk maddelere değil Türkiye’nin temel
meselelerine göre oy kullanacak. Burada şehit cenazelerinin devam
etmesi hükümet için olumsuz. Referandumun kaderini Türkiye’nin o
günkü sosyo-ekonomik ruh hali ve temel meselelere bakış
belirleyecek. İnsanlar aş, iş, yoksulluğu oylayacak.
BALYOZ ETKİLEMEZ: Ergenekon, Balyoz konularını da
sorduk araştırmalarda. Genelde orduya güven yüksek; ama bunun
yanında insanlar suçluyla suçsuzu ayırt edemiyor. “Kurunun yanında
yaş da yanıyor” görüşü hakim. “Bu soruşturmaların doğru yanları var
ama suçsuz insanlar da ceza görüyor”, diyorlar. Ancak Balyoz sonucu
doğrudan etkilemez.
SEÇMEN DİPLOMATİK: Son yollarda Türkiye’de
araştırmacıların işi daha zorlaştı çünkü seçmen “mış gibi”
davranıyor. Ankete evet, sandıkta hayır diyebiliyor. Diplomatik
olma gereği hissediyor. 2-3 yıl öncesine kadar seçmen daha
dobraydı. Şimdi ürküyor; “fikirlerimi söylersem işimden olurum” ya
da “zarar görürüm” düşüncesinde olanlar var. İnsanlar telefonda
konuşmaktan çekiniyor. Onun için bir araştırmacıların işi zor.
Politik davranın seçmenin reflekslerini ölçmek için yeni metot ve
kontrol mekanizmaları bulmamız lazım.