(GÜNCEL: 2010’dan sonraki KPSS,KPDS,ÜDS sınavlarında
usulsüzlükler yapıldığı kayıtlara geçti, ama ÜDS ile ilgili bir
soruşturma henüz açılmadı. (Son yazı: ) “Ben Mevlana’nın dediği
gibi; hayattaki bütün üretimlerimi/başarılarımı, yapacağım işi
yapmaya zamanından 15 dakika önce hazır olma alışkanlığına
borçluyum…” Düşünüyorum da, demek ki, bu kirli yapılanma mensubu
olsaydım; 2809 Say.Kan.Geçici 10.md. 5 fıkrasına göre eksik verilen
ünvanım hemen düzeltilir, 2007’de Doç., 2012’de Prof. olurdum.
“Etikliği” önemli bir kural/yaşama biçimi kabul etmiş şahsımın,
maddi ve manevi kaybı da büyük olmazdı. Sürekli; devletin
devamlılığını savundum, güvendim, - güvenmeyip, keşke mahkemeye
verseydim- ama YÖK’ten karşılık bulamadım…Ayrıca, -daha önce
yazdığım gibi- 2008’de resmen Kültür ve Turizm Bak. istemine karşı,
bakanlıkta dosyam (kaçak Önder Aytaç tarafından-o zaman
Kültür Bakanı danışmanıydı) yok edilmez, Müsteşar Yardımcısı olur,
devletime hizmet etme şansı bulurdum… Günümüzdeki liyakatsız
görevlendirmeleri ve yabancı dil konuşamayan/yazamayan Doç. ve
Prof. gördükçe!!!! )
AK Parti Hükümetleri ağırlığı vermelerine
rağmen,Milli Eğitim bir türlü sorunlardan kurtulamıyor. Proje
okulları, ders kitapları, derslik, öğretmen v.b. sıkıntılar
devam ediyor. MEB; ülke çapına yayılan kurumları ve öğretmenleri
ile büyük bir teşkilat ve bütçenin %20 sini oluşturuyor.
Milli Eğitim; en çok bakan değiştiren -15 senede 6 bakan- kurum
olma özelliğini de koruyor. Biraz geri gidip bakalım;
A.Akyol-1989, K.Toptan-1991,
N.Menteşe-25.06.1993,N.Ayaz-24.10.1993,T.Tayan-1995,M.Sağlam-1996,
H.Uluğbay-1997,M.Bostancıoğlu-1999,N.Tekin-10.07.2002
AK Parti Milli Eğitim Bakanları;
E.Mumcu-18.11.2002,H.Çelik-2003,N.Çubukçu-2009,Ö.Dinçer-2011,N.Avcı-2013,İ.Yılmaz-2016
İlginç değil mi?
AK Parti iktidarında, 2003-2016 arasında tam altı
bakan değişti ve her bakan bir öncekinin yaptıklarını
eleştirdi/değiştirdi. Elbette bakanla birlikte; Müsteşarlar, Müst.
Yardımcıları, Genel Müdürler’de değişti.
Sanırsınız ki iktidar el değiştirdi, yeni siyasi
parti geldi. Sürekli, her şey sil baştan yeniden ele
alındı…Eleştirilmelerine rağmen; eski bakanların ağzını bıçak
açmadı, kendi yaptıklarını bozan/değiştiren arkadaşlarına
cevap vermeyip, sustular. Bu AK Parti’nin bir özelliği olsa
gerek…
Ankara’da görev almak/değiştirmek için siyah
elbiseli yüzlerce kişi,TBMM ve AK Parti merdivenlerini
aşındırıyor. Liyakatlı olmayan her el değiştirme de kurumlar
zayıflıyor. Yeni gelenler, geçmişte yapılanları bilmediği için,
projeler sekteye uğruyor…. MEB Şura’sında alınan kararlar bile
hayata geçirilemiyor.. Bu bir israf değil mi? Güçlerin yanlış
kanalizesi değil mi?
Oysa, eski bakanlar çok iddialıydılar. Tam Sn. N.Avcı
ile MEB’in Bakanını bulduğu söyleniyordu, hop, o da gitti, Kültür
Bakanı oldu.
“….Eğitim Reformu Girişimi ve
Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nın birlikte
yürüttüğü “Çocukların Gözünden Okulda
Yaşam” araştırma raporunda; “çocuğun iyi
olma hali” kavramının altı çiziliyor. Bu da çocuğun
yaşam kalitesinin ve memnuniyetinin ön plana alındığı bir yaklaşıma
işaret ediyor. Aslında çocuklar atla deve de istemiyorlar iyi olmak
için.
- Bir rehberlik servisinin olması
ve çalışması (yani danışabilecekleri, onları dinlemeye hazır bir
yetişkin).
- Okulda revir, bahçe, güvenlik,
temizlik, ısı gibi temel ihtiyaçların karşılanması.
- Donanımlı bir eğitmen
kadrosu.
- Okul meclisleri vasıtasıyla karar
alma süreçlerine katılım (adamdan sayılma).
- Öğretmenleri tarafından sevilmek
ve takdir edilmek.
- Okul içinde sağlıklı yiyeceklere
ulaşım.