AK Partili Şahin: Babamı hırsız rolünde oynattım
Abone olAK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, bugüne dek çok az kişinin bildiği yönlerini anlattı; üniversite yıllarında kısa filmler çektiğini ve babasını hırsız rolünde oynattığını söyledi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin,
siyasetçi kimliğinin dışındaki hayatından kesitler sunduğu
açıklamasında, üniversite yıllarında kısa filmler çektiğini ve
babasını hırsız rolünde oynattığını anlatarak, "15 dakikalık bir
filmdi. Eve hırsız girmişti. Babam hırsız rolündeydi. Çocuklar
uyuyordu. Evden televizyonu alıyordu. O film hâlâ bende duruyor"
dedi.
Habertürk'ten Kübra Par'a konuşan Şahin, "Rahmetli eşim hayattayken onu da çocukları da oynattığım oldu" diyerek sinemaya olan tutkusunu dile getirdi.
Gençliğinizde sinemaya meraklı olduğu, hatta yönetmen olmak istediğini dile getiren Şahin, sinemaya olan ilgisini ve bu uğurda yaptıklarını şöyle özetledi:
ŞAHİN'İN GENÇLİK TUTKUSU: SİNEMA...
Hukuk fakültesinde öğrenciyken aynı zamanda Osmaniye’de bir devlet
dairesinde memurdum. Cağaloğlu’ndan indiğimde büyük postanenin
karşısında film ve fotoğraf makineleri satan bir dükkân vardı. 1973
ya da 1974 yılıydı. Bir kamera gördüm. Her gidişimde kameraya
bakıyordum. Bir gün fiyatını sordum. Nihayet aldım ve nasıl
kullanacağımı öğrendim. 8 mm Kodak ya da Alfa film takıyordum.
Filmleri bitirdikten sonra Almanya’ya banyoya gönderiyordum. 15 gün
sonra geri gönderiyorlardı. Ayrıca bir de oynatıcısı vardı.
Oynatıcıyı duvara yansıtınca çektiğim görüntüyü görebiliyordum.
"FİLMDE BABAMI BİLE OYNATTIM"
Kısa filmler çektiğini ifade eden Şahin, gençlik yıllarını
şöyle anlattı:
"Filmde babamı bile oynattım. Eğer siyasete atılmasaydım bu alanda
mesafe alırdım. Gerçekten çok meraklıydım. Rahmetli eşim
hayattayken onu da çocukları da oynattığım oldu. 15 dakikalık bir
filmdi. Eve hırsız girmişti. Babam hırsız rolündeydi. Çocuklar
uyuyordu. Evden televizyonu alıyordu. O film hâlâ bende duruyor.
Senaryoyu yazıyorum ve çekiyorum. İlk filmim sessizdi. Ben ilk
makinemi aldığımda sesli makine çıkmış ama satıcı bunu benden
gizlemiş. Sonradan öğrendim. Bir süre sessiz makineyle çalıştım.
Sonra bir yerde filmlerin kenarına şerit çekiyorlarmış. Bu şerit
sayesinde evde kendimiz seslendirebiliyormuşuz. Bunu yapan yeri
gittim, buldum. Tüm filmlerin kenarına şerit çektirdim. Evde kendi
kendime seslendirir, filmlere o dönemin popüler müziklerini
eklerdim."
ŞAHİN SEÇİM SONUÇLARINA ŞAŞIRDI MI?
Seçim sonuçlarını değerlendiren Şahin, "Doğrusu, tek başımıza
iktidara gelebileceğimizi öngörüyordum. Çünkü seçim bölgemde 7
Haziran’da başka partilere oy verdiğini ama bu seçimde AK Parti’ye
oy vereceğini söyleyen çokça seçmenle karşılaştım. Ama doğrusu
yüzde 50’ye yakın oy alabileceğimizi ben de öngörmemiştim." diye
konuştu.
İşte Şahin'in o açıklamalarından çarpıcı satırlar:
"AK PARTİ ASILSIZ DAHİ OLSA..."
17-25 Aralık yargı operasyonları, ki biz bunları yargı darbesi
olarak tabir ettik, bir veya birkaç bakanın yolsuzluk yaptığı
iddialarından ibaret değildi. Bu doğrudan doğruya hükümeti
düşürmeye dönük, özellikle Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı siyaset
dışına itmeyi amaçlayan bir yargı darbesi teşebbüsüydü. Ama AK
Parti asılsız dahi olsa bu yönde en ufak bir iddiada kamuoyunu
derhal tatmin edecek, gerekli açıklamaları yapacak cesareti ve
çabukluğu göstermeliydi. Mesela bu bakan arkadaşlarla ilgili
işlemler biraz zamana yayılarak yapıldı. Bu işlemler hemen
yapılsaydı kamuoyu AK Parti’ye başlangıçta duyduğu güveni hiç
sarsmadan devam ettirebilirdi. 7 Haziran seçimlerinin bize bu
konuda da bir uyarı olduğunu düşünüyorum. Nitekim, son kongremizde
siyasi erdem ve etik kurulunu bu nedenle kurduk. Kurucu
değerlerimize ve ilkelerimize aykırı davrananlar olursa hemen
gereğini yapacak böyle bir heyete ihtiyaç hissettik. Partimizin
kuruluşundan beri dürüstlüğüyle, çalışkanlığıyla ve saygınlığıyla
temayüz etmiş; Orta Asya Türk geleneğinde “Ak sakallılar” olarak
tabir ettiğimiz heyetler vardır. Ona benzer, herkesin itibar ettiği
isimlerden oluşan bir heyet olmasını arzu ettik…
"ERDOĞAN İLE LİSEDEN ARLKADAŞIZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan’la İmam Hatip yıllarında tanışmışan Şahin, o yılları şöyle anlattı:
Evet, sanıyorum orası Türkiye’de açılan ilk İmam Hatip okuludur. Hemen Fener’in üstünde Draman’daydı. Sınıflar arasında münazara yapardık. Sınıflarımız münazarada denk geldi. Ben 4. Sınıftaydım, o 2. sınıftaydı. Kendisini böylece tanımış oldum. Ses tonu dolgun, güzel konuşan bir gençti. Ondan sonra da arkadaşlığımız, dostluğumuz hep devam etti. Ben ondan iki sene önce mezun oldum ve hukuk fakültesine gittim. Milli Türk Talebe Birliği’ne giderdim. O da ortaöğretim komitesindeydi. 1980’den önce de bir takım öğrenci hareketleri içinde de birlikte olmuştuk. O Milli Selamet Partisi Gençlik Kolları başkanıydı. Ben de Akıncılar derneğinde görev yapıyordum. Hep bir dirsek teması vardı ama asıl siyasi birlikteliğimiz 1983 Refah Partisi’nin kuruluşuyla başlar. O il başkanı olduğunda ben de onun yardımcısı olmuştum.
Erdoğan o günlerden nasıl biri olarak aklınızda kaldı?
Hareketli bir gençti. Münazara turnuvalarında hep ön plandaydı. Daha sonra da okulumuzu temsil etmişti. Sporla da yakından ilgilenirdi. Başarılı bir futbolcuydu. İETT’de oynamıştı. Fenerbahçe’nin transfer listesinde yer aldı. Allah rahmet eylesin babası kaptandı. Onun futbol oynamasına şiddetle karşıydı. Babasının isteksizliği ya da başka faktörler futbolu bırakmasına neden oldu. Hala futbolla yakından ilgilenir. İyi bir Fenerbahçe taraftarıdır. Kasımpaşa Sporu ve Rize Sporu da destekler ama asıl Fenerbahçelidir.