AK Partili Ömer Çelik'ten Batı dünyasına tokat gibi sözler
Abone olAK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Batı'nın Türkiye'ye yönelik iki yüzlü politikasına tepki göstererek, "NATO'nun doğu kanadını güçlendirmeliyiz" dedikleri şeyin Türkiye olduğunu bilmiyorlar mı? Bütün bunlara rağmen Türkiye'ye ambargo çabası trajiktir. " dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın milletvekilleriyle
buluşması sonrasında AK Parti sözcüsü Ömer
Çelik toplantı gündemi ve diğer sıcak konularla ilgili
açıklamalarda bulunduİşte Çelik'in açıklamalarından öne
çıkanlar:
Sağlık çalışanlarına yapılan düzenleme
Tıp bayramı vesilesiyle hekimlerimiz ve sağlık çalışanlarımıza
minnetlerimizi ifade ediyoruz. Tüm dünyaya örnek teşkil eden
pandemi çalışmaları için de ayrıca tebrik ve teşekkürlerimizi
iletiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız sağlıkta şiddetle ilgili önemli
açıklamalar yaptı. Şiddet ve mali düzenlemelerle ilgili açıklamalar
ve bunların emeklilere de yansıması son derece önemlidir.
Ukrayna savaşı
Ukrayna savaşında birtakım değerlerin ne kadar kırılgan olduğu
görüldü. Demokrasinin zedelenmesinde sadece belli devletlerin buna
karşı çıkmasının ne kadar tehlikeli olduğu ortaya çıkmıştır. Bir
kere daha görüldü ki dünyada herkes güvende değilse hiç kimse
güvende değildir.
Ve işgaller arasında ayrım yapmadan karşı çıkmanın da önemli olduğu ortaya çıktı. Böyle bir dayanışma ortaya çıkmazsa gücü yetenin bir diğerinin toprak bütünlüğüne saldırması gibi dünyayı içinden çıkılmaz bir hale getiren bir durum ortaya çıkıyor.
"Kırım işgal edildiğinde sessiz kalınmasaydı bugün
bunlar olmayacaktı"
Sayın Cumhurbaşkanımız muhataplarına ifade etti ki 'Kırım işgal
edildiğinde gerekli tepki gösterilseydi bugün bu tablo olmayacaktı.
Adeta Kırım'ın işgalini normal karşılayanlar, oldu-bittiye ses
çıkarmayanlar bugünkü tabloyu kucağında buldu. O zaman kürese bir
dayanışma ortaya çıksaydı bugün yaşananlar olmayacaktı. Soru şu;
neden Kırım işgal edilirken sessiz kalındı?
"NATO'nun doğu kanadını güçlendirmeliyiz" dedikleri
şeyin Türkiye olduğunu bilmiyorlar mı?"
Bütün bir Avrupa kıtasını tehdit eden böyle bir savaşta bile olayın
gerçek şemasında Türkiye'nin vazgeçilmez olduğu gerçeğinin gözardı
edilmek istenmesi, 100 yıldır da güçlü bir Avrupa demokrasisi
olduğunu bilmelerine rağmen ancak kriz zamanlarında bunun
hatırlanması ilginçtir. Bugün Ukrayna ile ilgili toplantılarda
Türkiye'nin olmaması için çalışmak gerçeklerle bağdaşmaz. "NATO'nun
doğu kanadını güçlendirmeliyiz" dedikleri şeyin Türkiye olduğunu
bilmiyorlar mı? Bütün bunlara rağmen Türkiye'ye ambargo çabası
trajiktir.
Savaştan önce bu konuda katı duranlar şimdi yumuşamaya başladı. Gördüler ki burada uluslararası sistemin dikişleri sökülürse Türkiye'ye bir şey olmaz. Olan kendilerine olacak. Her seferinde gerçekliğin duvarına çarparak gördükleri bu tabloda artık bu sahte anlayışlardan kurtulmaları gerekiyor.
"Diplomasiyi tek başına üretmiştir"
Nitekim Ukrayna savaşı sürecinde Türkiye ile ilgili olarak birtakım
yalnızlaştırma politikaları karşısında görüldü ki aslında diplomasi
masasında Türkiye var. Görüldü ki bu süreçte kimse Türkiye gibi bir
diplomasi süreci geliştiremedi. Ve pek çok birlik adına üretilmesi
gereken diplomasiyi ve barış umudunu buna en büyük katkıyı
Türkiye'nin yapacağı görülmüştür.
"Türkiye barışın umudu olmuştur"
Yeni modeller de üretilebilir. Dolayısıyla burada askeri açıdan
bakmadan bir üçüncü yol olarak diplomasinin harekete geçirilmesinde
Türkiye öncü olmuştur. Hem Ukrayna'nın toprak bütünlüğü hem de
Rusya'nın güvenlik kaygılarını giderecek bir girişim umudu Türkiye
ile doğmuştur. Bundan sonrasında da inşaAllah bu diplomatik
temaslar güçlü şekilde sürecektir.
Yunanistan Başbakanı Miçotakis'in ziyareti önemli bir ziyarettir. Ortaya çıkan gerilimi azaltmak için önemli bir fırsat doğmuştur. Diplomasi ve hakkaniyetle sorunların çözülmesi için bunun bir başlangıç olmasını diliyoruz.
Terörle mücadelemiz, demokrasimizi, topraklarımızı ve vatandaşlarımızın güvenliğini sağlama kararlılığımız sürecek.
Kılıçdaroğlu'nun Diyarbakır annelerine olan
tavrı
Anneler ayağa çağrılmaz. Annelerin ayağına gidilir. Hele ki
Diyarbakır annelerinin ayağına gitmek şereftir. Bu insanların
evlatları terör örgütü tarafından kaçırılmış. Dünyanın en meşru
talebidir bu. "Evlatlarımızı istiyoruz" diyorlar. Bunun dışına
çıkıp da bu meseleyi siyasi paranteze almak için anneleri ayağınıza
çağırmak son derece yanlıştır.
Bugün Türkiye'de en büyük demokrasi mücadelesi teröre karşı verilmektedir. Demokratım diyen kişinin ilk yapacağı iş teröre karşı durmak, annelerin yanına ilk günden itibaren gidip desteklemektir.