Resmi verilere göre AK Parti’nin 10 milyona yakın üyesi var. En
yakın takipçisi CHP’nin 1 milyon üyesi var. Kuruluşundan itibaren
girdiği her seçimi açık ara farkla kazanmış bir parti.
Hatırlarsanız %40 oranında alınan oylar bile AK Parti için bir
başarısızlık sayılmıştı. Aslında kendine en yakın partiyi o halde
bile neredeyse ikiye katlamıştı. Bununla birlikte 5 ay sonra
gerçekleşen erken seçimlerde Türkiye’deki her iki seçmenden biri AK
Parti demişti.
Erdoğan liderliğindeki AK Parti birçok reformist icraata imza
attı. Yaptığı hizmetleri saymamız bu kısıtlı köşe yazısı açısından
mümkün değil. Ancak aldığı sonuçlar AK Parti’nin millet nezdinde
kabul gördüğünü gösteriyor.
Yaklaşan 2019 seçimleri AK Parti kulislerini yine
hareketlendirdi. Öyle ya, AK Parti’nin başarısı her dönem kendini
tekrardan tetkik etmesine bağlı. Kulislerde dolaşan bazı bilgiler
ve sorular hiç de yabana atılacak gibi değil.
Evvela Kurucu Başkan Erdoğan’ın geri dönüşü hem tabanı hem de
teşkilatları memnun etti. Yine Erdoğan’ın liderlik
koltuğuna geri dönmesi parti içi revizyonların hızla yapılacağı
beklentisini beraberinde getirdi.
AK Parti’nin kuruluşundan beri teşkilatta bulunanların
tespitleri ve kulis bilgileri şu soruları ön plana çıkarıyor:
Yaklaşık bir ay önce İstanbul İl Başkanı Temurci’nin Ankara’ya
çağrılması ve ardından 16 ilçe başkanının istifalarının istendiği
söylentisi hızla yayılmıştı. Hatırlanırsa sosyal medyada da geniş
yankı bulmuştu bu iddia. Akabinde Sayın Erdoğan’ın yorulan
bıraksın çağrısı geldi. Teşkilatlarda ve tabanda merak
edilen soru şu: Özellikle referandum sürecinde doğru düzgün
çalışmayanlar görevden alınacak mı? Şayet görevden alınacak il ya
da ilçe başkanları olursa bunlar teşkilatın diğer kademelerinde
görevlendirilecek mi? Bu görevlendirmelerin mahiyeti ne olacak?
Ödül mü, ihtar mı, ceza mı?
Bugüne kadar seçim kazanamayan ilçe başkanları ve yönetimleri
görevlerine devam edecek mi? Şayet görevden alınırlarsa
yerlerine yine kendi ekiplerini mi getirecekler?
AK Parti davasına gönül vermiş ancak parti içindeki samimiyetsiz
tavırlar ve hırslı kişiler yüzünden küsmüş olanlar yeniden partiye
kazandırılacak mı? Bu noktada Genel Başkan Erdoğan’ın ‘Fetö
ile bağı olan bu partide barınamaz’ ve ‘birbirimizle kavga etmeyi
bırakmalıyız söylemleri çok önemli.’
Başka bir konu parti içi iletişim meselesi. Parti içinde bazı
noktalarda gereksiz bir hiyerarşiden dert yananlar var. Mesela ilçe
başkanlarının, teşkilat mensuplarının ya da vatandaşın direk Genel
Merkez Teşkilatlanma Başkanına ulaşması bazı il başkanları
tarafından engelleniyor mu? Ya da teşkilat içinde iletişim
yukarından aşağı ve aşağıdan yukarı olmak üzere ne kadar sağlıklı
işliyor?
Bazı teşkilat mensupları da şöyle bir uygulamadan şikayetçi: Ne
Genel Merkez ne de İl Başkanlıkları ilçe başkanlarının seçiminde
meclis üyelerinin görüşlerini almıyor. Ancak meclis üyeleri ile
ilgili bütün bilgiler doğrudan ilçe başkanından alınıyor.
Kanaatimce bu husus 16 senedir AK Parti’deki siyasetini
dikkatle izlediğim ve parti içi demokrasiye özen gösteren Genel
Başkan Erdoğan’ın tasvip edeceği türden bir yaklaşım
değil. Şayet böyle bir durum varsa düzeltilmeli. Çünkü bu
parti içi demokratik işleyişe zarar verir. İlçe başkanının parti
delegelerini çoğunlukla tek başlarına belirlediği iddiası da aynı
minvalde değerlendirilmeli.
Büyük şehirler için teşkilat yapılarını takip etmek daha kolay
olsa da küçük şehirlerde ve taşrada durum farklı olabiliyor. Bu
noktada önerim şu: Genel Merkez’in belirli aralıklarla il ve ilçe
teşkilatlarının durumunu kontrol edecek özel birimler kurması.
Yerel teşkilatın seçmenle, bölge seçmeni ile; kaymakamlık, valilik
ve belediyeyle ya da mevcut STK’lar ya da diğer kurumlarla kurduğu
ilişkilerin performansı değerlendirilmeli. Milletvekillerinin
seçmen nezdinde başarı grafiği çıkarılmalı. Her zaman söylediğim
gibi: AK Parti bu ülkenin yakaladığı önemli bir şans. Bu şansın
uzun ömürlü olabilmesi, kendi sisteminin zamanın şartları ve
gerekliliklerine göre mütemadiyen revize edilmesine bağlı.
Geçen ayın sonunda yaptığı bir konuşmada Sayın Erdoğan bizim
dava idrakimiz ile hareket etmeyen belediyeler ve teşkilatlar
kendilerine çeki düzen versinler demiş ve 2019’u bir kırılma
noktası olarak göstermişti. Kanaatimce parti açısından müteakip
haftalarda bazı önemli değişikliklere ya da alınan kararlara şahit
olacağız.