AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: Oy istemeden önce hesap vermeliler

Abone ol

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının ardından önemli açıklamalarda bulundu. Muhalefete yüklenen Çelik: "6'lı 7'li masada bulunanların vatandaşa özür borcu var" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan bugünkü programlarını AK Parti Genel Merkezi'nde sürdürdü.

Erdoğan ilk olarak AK Parti Kongre Merkezi’nde partisinin Genişletilmiş İl Seçim İşleri Başkanları Toplantısı’nda bir konuşma gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan parti mensuplarına seslendi. Ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında AK Parti MYK'sı toplandı.

Ömer Çelik'ten açıklamalar

Yerel seçim sürecinin değerlendirildiği toplantı sonrası AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik açıklamalarda bulundu.

Ömer Çelik'in açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın doğum günü

Sayın Cumhurbaşkanımıza nice yaşlar, nice yollar diliyoruz. Partimizin yetkili kurulları adına tebriklerimizi sunuyoruz. Dünya liderlerinden arayanlar var. Vatandaşlarımızın ilettikleri tebriklerini kendilerine ilettik.

Terörle mücadele

Seçim sürecinde bu çalışmalar devam ederken ülkemizin güvenliği korunması bakımından terörle mücadele kararlılıkla sürmeye devam ediyor. Sınırlarımızın yakınında teröristan kurmak isteyenlere hiçbir şekilde müsaade etmeyeceğimizi bu kararlılığımız göstermiştir. Harekatlar yapılmasaydı bölgenin haritasını değiştirmek isteyen karanlık hayalleri biliyoruz. Bunların arkasındaki odakları da biliyoruz. Bunlara müsaade etmedik, bundan sonrasında da müsaade etmeyeceğiz.

"Arkadaşlarımız üst üste Irak’ı ziyaret ettiler"

Bu aynı zamanda komşularımızın da güvenliğinin sağlanması bakımından son derece önemlidir. Komşularımız yeterli kapasite ortaya koyabiliyorsa zaten sorun olmayacaktır. Bu kapasite ortaya konulmuyorsa Türkiye Cumhuriyeti BM'nin kendisine verdiği yetkiyi kullanacaktır. Arkadaşlarımız Irak'ı üst üste ziyaret ettiler. Terör örgütlerine karşı ortak mücadele bakımından hem de Irak'ta Kalkınma Yolu Projesi'nin sağlığı açasından terörle mücadelenin ne kadar önemli olduğunu ifade etmiş oldular.

Deprem bölgesi

Güney sınırında teröre müsaade etmeyeceğimizi, birtakım odakların faaliyetini net bir şekilde gördüğümüzü ve hepsiyle topyekün mücadele ettiğimizi belirtmek isterim. Ne seçim ne başka gündem hiçbir şekilde deprem bölgesindeki vatandaşlarımızın yaralarını sarma iradesinin önüne geçemez. Cumhurbaşkanımız deprem bölgesini ziyaret etti. Her şart altında deprem bölgesindeki vatandaşlarımızla beraber olduğumuzun ifadesidir. Cumhurbaşkanımızın ziyaret ettiği 5 ilde hak sahiplerine 31 bini aşkın konut ve köy evi teslim edildi.

"Ekonomi programı meyvesini veriyor"

Sayın Cumhurbaşkanımızın güçlü siyasi iradesi ve desteği ile Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek'in koordinasyonunda ekonomi program meyvesini vermeye devam ediyor. Cari açık, enflasyonda düşüş, işsizlikte azalış gibi oranlar görülmeye başlandı. Örneğin kadınların işgücüne katılma oranı yüzde 35.9'a çıktı, genç işsizlik oranı yüzde 15.3'e geriledi. Enflasyon ve diğer alanlarla ilgili olarak olumlu gelişmeleri görmeye devam edeceğiz. Bundan sonra vatandaşlarımızın olumlu etkileri daha çok göreceği, bu programın daha güçlü neticeler vereceğini değerlendiriyoruz.

"Netanyahu'nun Gazze soykırımı sürüyor"

Gazze'de Netanyahu hükümetinin soykırım faaliyetleri maalesef devam etmektedir. Batı Şeria'da saldırılarda hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısı giderek artıyor. Hiçbir çağrı, hiçbir girişim bu soykırım faaliyetinden Netanyahu hükümetini geri döndürmedi. Açık kaynakların söylediği; öylesine büyük bir gıda problemi var ki, insanlar hayvan yemi yemek durumunda kalıyor. BM raporlarına göre 6 çocuktan 1 tanesi Gazze'de şiddetli bir kıtlıkla karşı karşıya. İsrail'in güvenliği çerçevesinde faaliyet yürüttüğünü söyleyen İsrail güvenlik güçlerinin sistematik bir katliam çerçevesinde hareket ettiği defalarca görüldü.

"İsrail’in Gazze ile ilgili planları coğrafi bütünlüğü tamamen yok edecek"

Bugün İspanya ve Belçika'nın ortaya koyduğu tutum doğru olan tutumdur. Bunun AB açısından da kabul görmesi lazımdır. Avrupa halklarının isyanı, soylu eylem yapmalarının neticesinde daha çok ses çıkmaya başladı. Esas problem Filistin devletinin kurulması için ateşkesin ortaya çıkması ve sürecin başlaması lazım. Başkenti Doğu Kudüs olan coğrafi bütünlüğe sahip Filistin devletinden bahsediyoruz. İsrail'in Gazze ile ilgili planları coğrafi bütünlüğü tamamen yok edecek, her türlü devlet niteliğinden yoksun kağıt üstünde devlet durumuna Filistin'i getirecek durumdadır. Coğrafi bütünlüğüne sahip Filistin devletinin ortaya çıkmasının uzaklaştığı her durum bu bölgede güvenlik risklerinin artmasına ve İsrail'in katliamı daha da şiddetlendirmesine yol açacaktır.

"Bundan sonra Gazze gündemimizde olmaya devam edecektir"

Cumhurbaşkanımızın bütün ziyaretlerinin amacı Gazze konusundaki ortak duruşu daha da güçlendirmektir. Gerek Cezayir, gerek Mısır tarafından yapılan açıklamalar son derece müsbettir. Cumhurbaşkanımızın diplomasi atağının, Gazze için yapılan en güçlü diplomatik girişim olduğunu ifade etmek isterim. Bundan sonra da Gazze gündemimizde olmaya devam edecektir.

"Barışçıl diplomasiyi desteklemeye devam edeceğiz"

Karabağ savaşı sonrası ortaya çıkan tabloyu hassasiyetle takip ediyoruz. Bu süreci sabote etmeye çalışan yeni girişimleri görüyoruz. Ermenistan'da bu saldırganlıklardan vazgeçme, refahı çerçevesinde normalleşmeyi yürütme konusunda irade çıktığını görüyoruz. Bunu bazı Batılı ülkelerin ve diasporanın sabote etmek istediğini net bir şekilde görüyoruz. Buradaki barışçıl diplomasiyi güçlü bir şekilde desteklemeye devam edeceğiz.

"Türkiye yeni astronotları da uzaya gönderecektir"

Türkiye teknoloji alanındaki ilerlemesini aynen devam ettirmektedir. Cumhurbaşkanlığımız liderliğinde milli savunma hamlesi güçlü bir şekilde devam ediyor. Türkiye yeni astronotları da uzaya gönderecektir. Türk mühendisi ve işçisinin emeğiyle bu ürünlerin çeşitli ülkelerde güvenliği sağlayan İHA ve SİHA'larımız gibi tüm dünyaya barış mesajı vermeye devam edeceğini ifade etmek isterim.

Muhalefetin içinde bulunduğu durum

Sayın Cumhurbaşkanımızın seçim mesaisi devam edecektir. Burada Cumhur İttifakı ortaya koyduğu ilkeler ve prensipler çerçevesinde sandığa 1 aylık zaman kalmışken, kendi ilkeleri çerçevesinde açık bir iletişimle yoluna devam etmektedir. Karşımızdaki muhalefetin 14-28 Mayıs sürecinden yerel seçime kadar içine düştüğü tabloyu net bir şekilde hatırlatmak gerekir. 6'lı Masa olarak karşımıza çıkmıştı. Hepsi Cumhurbaşkanı yardımcısıydı. Bunların ortaya koymaya çalıştığı sistemin ihtiyaçları karşılayacak, yönetilme ihtiyacını karşılayacak sistem olmadığını ifade etmiştik. Sonrasında ortaya çıkan gelişmeler bizim ifadelerimizin çok ötesinde bir vahametin olduğunu gösterdi. Cumhurbaşkanı adayı olarak çıkan sayın Kılıçdaroğlu'nun kendi partisinden, müttefiklerinden bile götürdüğü net şekilde görüldü. Milletin önüne çıkıp poz verenlerin şu anda birbirlerine belki de Türk siyasi tarihinde en ağır söylemle mukabele ettiklerini görüyoruz.

"6'lı 7'li masada bulunanların vatandaşa özür borcu var"

6'lı 7'li destek veren genel başkanların vatandaşlarımıza özür borcu vardır. Şimdi gördük ki gizli protokoller çıktı ortaya. Her birinin bugün yerel seçim için oy istemeden önce o süreçte ortaya koydukları tutumla ilgili olarak milletten özür dilemesi gerekir. Bütün bunlar olmamış gibisinden 'Ben iyiydim onlar kötüydü' diyerek oy istemek siyaset açısından geçer not almaz. CHP'de neredeyse siyasi aklın rafa kaldırıldığı, onun yerine yapay zeka ile karar verilmeye çalışıldığı, hizip savaşların devam ettiği bir tablo var. Bütün bunlar siyasetsizliğin neticesidir. En son sığındıkları şey, bütün bu saçmalığı izah etmek için bir yapay zeka hikayesi oldu. Gelinen nokta şudur; 6'lı 7'li masada bulunanların vatandaşa özür beyanında bulunmasıdır.

"Göç konusunda göçmen konusunda farklı bir siyasetiniz olabilir"

Seçim sürecinde son derece üzücü bir olaya Ankara Mamak'ta şahit olduk. CHP başkan adayı Iraklı Türkmen çocuklarının gözünün içine bakarak nefret söyleminde bulundu. 'Bunlar Türkiye için sorun olur' dedi. Bu aslında milletimizin faydasına olmaz, milletimizin değerleriyle uyumlu olmaz. Bunların hangi provokasyonlar gözetilerek yapıldığını net bir şekilde görmeliyiz. Bir topluluğun içerisinde böylesine faşizan bir üslupla konuşulmasını şiddetle lanetlediğimizi ve kınadığımızı ifade etmek isterim. Göç konusunda göçmen konusunda farklı bir siyasetiniz olabilir; ama bu nefret söylemine, suçuna dönüşüyorsa, demokrasiyi zehirleyecek şekilde faşist bir üslupla ifade ediliyorsa bunun karşısında olacağımızı ifade etmek isterim.

Günün Önemli Haberleri