AK Parti Hizbullah'la işbirliği yapıyor!
Abone olCHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Denizli gezisinden hükümeti sinirlendirecek bir açıklama geldi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, korkuya karşı tüm
kesimleri CHP çatısı altında güç birliğine çağırırken, AK Parti'yi
seçimlerde Hizbullah ile işbirliği yapmakla suçladı.
Başbakan'ın şimdilik TÜSİAD'ı bertaraf etmeyeceğinin anlaşıldığını söyleyen Kılıçdaroğlu, yargının 'Siyasi otorite karar verir, yargı gereğini yapar' konumuna düşürüldüğünü savundu. Denizli yolunda uçakta soruları yanıtlayan Kılıçdaroğlu, Hürriyet'teki habere göre şunları söyledi:
EN BÜYÜK TEHLİKE
Anayasa Mahkemesi ile ilgili düzenleme konusunda Yargıtay kaygılarını dile getiriyor. Bu teklifi kim hazırladı; AKP mi hazırladı, Anayasa Mahkemesi mi? Yargının görüşü alındı mı? Yoksa by-pass mı edildiler? Eğer böyleyse yasa tekniğine aykırı, hukuka saygısızlık. AKPevrensel hukuktan yana değil, baskıcı rejim için kendi hukukundan yana. Kendi yargıçları, savcıları olacak. Kararlar siyasi otorite tarafından alınacak yargı da bunu onaylayacak, gereğini yapacak. AKP bu süreci başlatmak istiyor. Cumhuriyet döneminin en büyük tehlikesi, yargının siyasallaştırılması, yandaş yargının oluşturulmasıdır. Bunun çok somut göstergeleri var. Ergenekon davasında tahliye kararı veren yargıçlar sürgün edildi, siyasi otorite onları beğenmediğini gösterdi. O sürgünlerle siyasi otoritenin kararları uygulandı.
ONURLU OLAN YARGIÇ BAKMAZ
Buna karşın tarafsız olmadıkları yargı kararı ile kesinleşenler görevlerinde duruyor. Onurlu hiçbir yargıç tarafsızlığı tartışma konumuna geldikten sonra o davaya bakamaz. Yargıç onurunu koruyarak davalara bakar. Onurlu yargıç tarafsız, siyasi otoritenin emrine girmemiş, tarafsızlığı tartışıldığında görevinden çekilmesini bilen yargıçtır.
ISLIK ÇALAN TUTUKLANACAK
Bu sürecin devamı da gelecek. Bu süreç içinde ıslık çalanlar
tutuklanacak hapse atılacak, hükümetin beğenmediği kişiler yargısız
infaza tabi tutulacak.
GÜÇBİRLİĞİNE ÇAĞIRIYORUM
Bu süreçte sanayiciler konuşamayacak, medya suskun konuma
getirilecek. Korkunun aşınması için bütün yurtseverlerin,
demokratların, insan haklarını savunanların, hukuktan yana
olanların güçbirliği yapmasıdır. Bu kesimlerin AKP'ye karşı onurlu
bir duruş sergilemeleri, AKP'nin demokrasi dışı eylemlerine karşı
işbirliği yapmaları lazım. Hepsini CHPçatısı altına çağırıyoruz.
AKP bir demokrasi dersi almak zorunda, o dersi de bu ülkenin
insanları vermek zorunda. Bu seçimlerden umutluyum, bunu
yapabiliriz, gezmemizin nedeni bu. Baskılara karşı herkesi CHP
çatısı altına çağırıyoruz.
STÖ ÖNERİSİNE AÇIĞIZ
Siyasal partilerle herhangi bir ittifak yok; ama sivil toplum örgütleri, sendikalar, işveren dünyasıyla elbette iç içeyiz. Bakın 15 sendika geldi, bizim temsilcimiz şudur, PM'ye koyun, dediler. Dikkate aldık. Bu birlikteliği sağlamaya hazırız. Milletvekilliği için de böylesi tüm önerilere açığız. Kabul ederiz, yeter ki bizim düşündüğümüz özgürlükten, demokrasiden, insan haklarından yana adaylar önersinler.
KİTAP YAZAN İÇERİ
AKP kendi derin devletini oluştururken bunun ipuçlarını veren
kişiyi de içeri atıyor. Erdoğan, 'Şiir okudum diye mahkûm
oldum' diyerek ortalıkta dolaşıyor. Peki kitap yazanı niye
içeri attınız? Cinayet mi işledi, faili meçhullere mi karıştı?
Sadece AKP'nin devleti ele geçirme belgelerini ortaya koyduğu için
içeri attınız. Sonra da Başbakan demokrasi havarisi kesilecek.
EMNİYETTE ÇOK BİLGİ VAR
Faile meçhullerle ilgili emniyette, arşivlerinde dünya kadar bilgi
var; ama bilgiyi kullanacak kişileri AKP kendisi belirliyor. Eski
İçişleri Bakanı Sadettin Tantan'ın bir açıklaması var. 'Sümen
altındaki bilgileri sümenin üstüne çıkararak pek çok faili meçhul
açığa kavuşturuldu' diye. Bütün mesele o bilgileri kullanmak,
gerçek sorumluları yargılamak. Ama o zaman birilerine dokunulmuş
olacak. AKP'nin elinde bazı bilgiler var ki, faili meçhullerin
ortaya çıkmasını istemiyor. Kendi açısından kaygıları var ki böyle
yapıyorlar. (CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu'nun,
Hakikatleri Araştırma Komisyonu önerisi üzerine.) Bütün faili
meçhuller ortaya çıkarılsın istiyoruz. PKK, Öcalan ne diyor
bilmiyorum; ama bizim bu konuda söylediğimiz bu.
HİZBULLAH İŞBİRLİĞİ
AKP'nin Hizbullah'la işbirliği yaptığını bölgede herkes biliyor.
Gidin sorun. Bütün seçimlerde bunu yaptılar. Yurttaşlar bunu
söylüyor. Somut belirtisi şu: Serbest bırakıldıktan sonra imzaya
gelmeyen kişiler dahi takip edilmedi, kaçtılar. Sorumlusu kim?
Başbakan hesap vermeli. Başbakan, İçişleri Bakanı'na sormalı,
imzaya gelmeyen insanı niye takip etmedin diye. Sormuyorsa
işbirliğinin doğru olduğunu gösteriyor.
ŞİMDİLİK BERTARAF
Normalde demokrasilerde Başbakan'ın her kesimle arasının iyi olması
olağandır. Ama bizim Başbakan öyle değil. O önce saldırır, hakarete
varan ağır sözler söyler, sonra onları hiç söylememiş gibi gider
onların, TÜSİAD'ın toplantılarına katılır. Anlaşılan şimdilik
bertaraf etmeyecek, ama şimdilik.
(Hanefi Avcı, Mahmet Haberal gibi tutuklu sanıkları aday göstermeniz söz konusu mu sorusu üzerine) Her talebe saygılıyız, niye böyle bir talep geldi diye bir şey diyemeyiz ama sonuçta karar verecek olan parti organları.
BAŞBAKAN'IN EGOSU
Gençler Başbakan'ın gerçek yüzünü Arena Stadı'nın açılışında
gördüler, maskesi düşmüş Başbakan'ı gördüler. Demokrasiden ne kadar
uzak, şiddeti, baskıyı seven bir Başbakan gördüler. Son bütçe
görüşmelerinde izlemişsinizdir, Başbakan son konuşmayı yaptıktan
sonraAKP grubu ayakta alkışlıyor. Başbakan yerine geçti, alkışların
arkası kesilmesin diye uzun süre ayakta bekledi. Bu Başbakan'ın
egosunu gösteriyor. Yerine oturmadı.
40 İLDE ÖN SEÇİM
Önseçim yapılacak iller var, yapılmayacak iller var, dar önseçim
yapılacak iller var. Ancak 40 civarında ilde önseçim yapılabilir.
Bazı illerde yapılma şansı yok. Bazı illerde temsil sorunu çıkıyor.
Örneğin Mersin'de, ön seçim yapıyorsunuz en çok üye Tarsus'ta
olduğu için ilk 4 sıra Tarsuslu oluyor. Diğer bölgeler temsil
edilemiyor. 3 büyük ilde de sayı büyük olduğu için ayrıca
bakacağız.