Aile içinde hiç çatışma olmaması mümkün mü?
Abone olPsikolog Tuğba Gökkaya: Aile içi iletişimde istenilen ve sağlıklı bulunan, hiç çatışmanın olmamasından ziyade bu çatışmaların sağlıklı ve her iki tarafı da tatmin edebilecek uzlaşmalarla çözümlenebiliyor olmasıdır.
Aile içi iletişim hakkında öğrencilere ve velilere önerilerde
bulunan Özel Radikal Bornova Anadolu Lisesi Psikoloğu Tuğba
Gökkaya, “Aile içi iletişimde istenilen ve sağlıklı bulunan, hiç
çatışmanın olmamasından ziyade bu çatışmaların sağlıklı ve her iki
tarafı da tatmin edebilecek uzlaşmalarla çözümlenebiliyor
olmasıdır” dedi.
Özel Radikal Bornova Anadolu Lisesi Psikoloğu Tuğba Gökkaya, aile içi iletişim hakkında öğrencilere ve velilere önerilerde bulundu. Gökkaya, “Aile içi iletişimde istenilen ve sağlıklı bulunan, hiç çatışmanın olmamasından ziyade bu çatışmaların sağlıklı ve her iki tarafı da tatmin edebilecek uzlaşmalarla çözümlenebiliyor olmasıdır. Bir uzlaşma içerisinde çocuklarınızın kendini, duygu ve düşüncelerini ifade edebilmesi ve buna fırsat tanınması son derece önemlidir. Gün yüzüne çıkan çatışmalarda çözümleyemediğiniz noktalar olduğunda bir uzmandan destek alabilirsiniz” diye konuştu.
“Uzlaşım sağlamak için bazı çözüm yolları var”
Aile içi iletişimin, ortak paylaşımlarda bulunan aile bireyleri arasındaki ikili ilişkileri, bireylerin birbirlerini anlamalarını, birbirleri ile kurdukları her türlü duygu, düşünce ya da davranışı temel alan bir süreç olduğunu ifade eden Gökkaya, “Aile içi iletişimde kişilerin birbirlerine karşı yaklaşım şekilleri, hitap biçimleri, değer yargıları iletişimin sağlıklı olabilmesi noktasında büyük bir önem taşımaktadır. Aile içi iletişimin sağlıklı bir temele kurulması doğabilecek çatışmaları azaltmaktadır. Kişilerin iletişim esnasında duyguları anlamaya odaklanıyor olması iletişimi güçlendirici etkiye sahiptir. Etkili bir iletişimin temelinde bireyin kendisini tanıması, kendi değer yargılarının farkında olması, doğru yanlış analizini yapabilmesi gibi faktörler bulunmaktadır. İletişim esnasında kullanılan jest ve mimiklerde karşımızdaki kişiye bazı yanlış mesajlar verilebilmektedir. Bu iletişim engelleri çatışmalara neden olabilmektedir. Meydana gelen bu çatışmalarda uzlaşım sağlamak için bazı çözüm yolları bulunmaktadır” sözlerine yer verdi.
Yargılayıcı ifadeler ya da sessizlik tepkisi
Problemlerde eleştiri ya da yargı ifadelerinin çocuğa geçtiği iletişim türlerinde, bireyler arasında çatışmalar doğabileceğini söyleyen Gökkaya, şunları söyledi: “Büyük ölçüde yargılanan, eleştirilen, suçlanan çocuk karşı tepki olarak iki farklı yöntem ile cevap verebilir. Bunlardan ilki; çocuğunun iletişim esnasında size de suçlayıcı, yargılayıcı ifadeler içeren cümlelerdir. Bir diğer tepki ise sessizliktir. Çocuk çatışma esnasında sessiz kalarak var olan çatışmanın sonlanması için kendi yöntemini kullanır ve kendisini iletişime kapatabilir. Size çatışmanın uzamaması için kullanmadığı cümleleri farklı zamanlarda farklı olay örgülerinde farklı bireylere yönlendirebilir. Bunun yanı sıra yoğun eleştiriye maruz kalan bireylerde benlik saygısı, öz şefkat düşebilir. Bu tür iletişim engellerini önlemek ya da doğabilecek çatışmalar sonrasında ortak bir uzlaşım sağlamak iletişimin devamlılığı için önem taşımaktadır.”
“Duygusal şantaj”
“Çocuğun eleştirilen davranışı yapmasının altında yatan temel
nedene ve duyguya odaklanarak anlamaya çalışmak bireyler arasında
uzlaşmayı sağlayacağı gibi, var olan davranışın tekrara düşmesini
de engelleyebilecektir” diyen Gökkaya, şöyle devam etti: “Yine
çatışma esnasın kullanılabilecek duygusal şantaj içeren ifadelerin
kullanılır olması çocuğun kendisini suçluluk duygusu ile
bastırmasına neden olabilir. Duygularınızı tanımlamak ve
çocuğunuzdan duygularını tanımlamasını istemek doğru bir uzlaşmanın
gerçekleşmesini sağlayacaktır. Zaman zaman çocuğunuzla yaşamakta
olduğunuz çatışmalar esnasında geri adım atmanız, önemli olanın
aranızdaki sağlıklı iletişim olduğu mesajını verecektir. Sıcak
çatışmanın yerine gerilimi azaltarak her iki tarafında uzlaşma için
çözüm yolları üretmesini sağlayacaktır. Bu çocuğunuzun kendini
anlaması, tercih yapması ve düşünmesi için bir fırsat
oluşturacaktır.”