Ahmet Davutoğlu canlı yayında merak edilen soruları yanıtladı
Abone olGelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, İnternethaber Yayın Grubu Başkanı Hadi Özışık'ın Youtube kanalındaki "Perde Arkası" programında bomba açıklamalar yaptı. Davutoğlu, Erdoğan'a çantanızı taşıyayım diye teklifte bulunmuş.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Hadi Özışık'ın Youtube kanalına
konuk oldu. Gürkan Hacır ile Hadi Özışık'ın sorularını yanıtlayan
Ahmet Davutoğlu, Montrö'den generaller bildirisine, başkanlık
sisteminden sarıklı amirale kadar bir çok konuda bomba açıklamalar
yaptı.
Ahmet Davutoğlu, "Montrö'nün korunması gerekiyor lamı cimi yok" diyerek amirallerin bildirisine ise gece yarısı yayınlanması sebebiyle karşı olduğunu söyledi. Ahmet Davutoğlu'nun başbakanlığı döneminde Erdoğan'a yaptığı teklif ise hayli konuşulacak. Davutoğlu, siz başbakan olun ben çantanızı taşıyayım demiş. İşte Davutoğlu'nun açıklamaları:
Montrö Sözleşmesi
*Ben Montrö'nün yanındayım. Türkiye'nin iki büyük kazanımıdır. Biri Hatay diğeri Montrö'dür. Ama bir gece yarısı 104 amiral açıklama yapmaya kalkarsa bu esastan çok usülle sorgulanır. Gündüz vakti yapabilirdiniz.
*O bildiriyi gündüz yayınlasalardı ben çıkar doğru söylüyorlar
derlerdim. Çünkü Montrö'nün korunması gerekiyor lamı cimi yok.
Bunlar (amiraller)
A Haber'de konuşunca alkışlanırken bir bildiri açıklayınca niye
karşı çıkıyorsunuz. Montrö Lozan'da elde edemediğimiz en büyük
kazanımdır. Montrö'den Türkiye çekilirse bir önceki statükoya döner
durum.
*Kanal İstanbul ateşle oynamaktır. Türkiye'nin çıkarına değil.
*Meclis Başkanı hele hukukçuysa ifrattan misal vermez. Makuldan misal verilir. Meclis Başkanı'nın görevi meclisin haklarını hukukunu korumaktır. Sayın Şentop Cumhurbaşkanına yaranmak için meclisin görevlerini sınırlamıştır o konuşmasıyla...
Sarıklı amiral
*O kimlikle devletin içinde örgütlenmesine esastan karşıyım. Bir
devletin içinde ikinci bir hiyerarşi oluşmaz. Kişi kendi manevi
olarak Sufi gelenek içinde olabilir, ama o kimlikle özel bir
yapılanma içine giremez ve bunu simgesel olarak bilinir kılma işine
girmez bu doğru değil. Sarıklı amiralin yaptığı yanlıştır bu
hassasiyetleri herkesin bilmesi lazım. Bunu birilerinin kaşımasına
izin verirseniz iş çığırından çıkar.
Cumhurbaşkanı ile aramı açtılar
*Benim o zaman savunduğum
başkanlık sistemi ile cumhurbaşkanının uyguladığı başkanlık sistemi
arasındaki farklara bakın. 2014'te ben Sayın
Cumhurbaşkanına baş başa görüşmelerde parlamenter sistem daha uygun
dedim. Hatta şunu da teklif ettim kendisine... 'Parlamenter sisteme
geçelim' ben kongrede görevi size teslim edeyim, bütün yetkiler
sizde olarak başbakanlık yapın. Ben öyle bir konjoktürde
başbakanlığı güçlendirecek bir şeyi savunuyor olmaya devam etseydim
Cumhurbaşkanına karşı şahsi bir hesap içine girdiğim gibi bir vehim
oluşacaktı. Bunu yapmadığım halde bile bu fitneyi çıkaranlar en
sonunda Cumhurbaşkanı ile benim de aramı açtılar.
Siz başbakan olun ben de çanta taşıyayım
*Ben kukla bir başbakan olmam dedim. Gelin Muhalefet ile anlaşıp
parlamenter sisteme geçelim, sonra ben size genel başkanlığı tevdi
edeyim, seçime gidelim kazanırız. Siz tüm güç elinizde olarak
gerçek bir parlamenter sistemin başbakanı olun. Ben de sizin
başdanışmanınız olayım. Benim sizinle hiç bir mevki kavgam yok ama
bu böyle yürümez dedim.
*Bunu teklif ettim kendisine. Güçlü bir başbakanlık olsun tüm yetki sizde olsun ben de tekrar çanta taşıyayım. Hiç önemli değil. Benim makam davam yok.
Ben konuşsam AK Parti iktidar yüzü görmezdi
Bu açıklama üzerine Hadi Özışık 'Bütün bunları neden o dönemde
kamuoyu önünde söylemediniz' sorusu üzerine Davutoğlu, Ecevit
örneğini verip şunları söyledi:
-Rahmetli Ecevit, Sezer ile yaptığı kavgayı MGK'da sürdürdü, ne
oldu ertesi gün Türkiye krize girdi. Rahmetli Ecevit kötü bir insan
mıydı. Dayanamadı içerideki kavgayı dışarıya yansıttı ülke bir
türbülansa girdi belini doğrultamadı. Rahmetli Ecevit'te bir daha
iktidar yüzü görmedi. Ben içerde verdiğim bu kavgayı dışarı
yansıtsaydım, o kervan yürüyemezdi. Bun Cumhurbaşkanı ile aramızda
çıkan tartışmaları dışarı yansıtsam zaten AK Parti o zaman azınlık
hükümetiydi, bir sonraki seçimde AK Parti iktidar yüzü görmezdi.
Biz yapmak için varız yıkmak için değil. Şimdi niye söylüyorum.
Çünkü şu anda ülkeyi iyi yönetmediler. Ülkeyi iyi yönetselerdi
bugün ben köşeme çekilip kitap yazardım. Bu ülkeye yazık ediyorlar.
O gün bana karşı birleşip, kapalı kapılar arkasında beni
başbakanlıktan etmek için dümen çevirenler bugün birbirleriyle
kavgalı. Hiç birisi de huzurlu değil. Hiç birisi bulunduğu yerden
memnun değil ama ben bulunduğum yerden memnunum. Vasfım ünvanım yok
ama halkın içine rahatlıkla giriyorum.