Ahmet Çakar üç isim verdi
Abone ol7 yıl önce silahlı saldırıya uğrayan Ahmet Çakar, kendisini vurma ihtimali olan üç isim sıraladı.
7 yıl önce kurşun yağmuruna tutulan ve ölümle yaşam arasında
gidip gelen ünlü spor yorumcusu Ahmet Çakar, bu olayla ilgili ilk
kez bu kadar net konuştu...
Çakar, vurulmasıyla ilgili 1 numaralı şüphesini Futbol Extra'ya
açıkladı.
İşte Futbol Extra Dergisi'nin Temmuz sayısında yer alan o tarihi
röportajdan bazı bölümler...
Sayın Çakar vurulma olayı sizi nasıl etkiledi
?
Vurulduktan sonra daha beter oldum. İnsanlar ölümden korkar, ben
ölümden artık korkmuyorum. Çünkü ben kârdan, haybeden yaşıyorum. O
olayla birlikte inancım, Allah'la bağlantım daha da arttı. Hani
derler ya öldürmeyen Allah öldürmez; yiyecek lokmam varmış falan
gibi. Bu olay beni daha korkusuz ve cesur yaptı.
İşin adli kısmına dönersek, üzerinden 7 yıl geçti, herhangi
bir gelişme oldu mu?
Hayır. Vurulma olayımla ilgili bir gelişme olmadı. Muamma. Ben o
zaman polise üç isim verdim, o üç isim önce ikiye, sonra bire
indi... Kararı bundan sonra Türk devleti verecek. Yargısı
demeyelim, çünkü vuran da daha yakalanmadı. Yakalansın diye de bir
şeyim yok. Ben hayatımda hiç tehdit edilmedim. Önce de edilmedim,
sonra da... Telefon tehdidi, isimsiz tehditler, yok böyle bir
şey.
Peki kimdi o isimler... Asıl kimden
şüpheleniyorsunuz?
Bak beni nereye getirmek istediğini anladım, açık sor bana. Polise
vurulduktan sonra Ali Şen, Haluk Ulusoy, Sahip Som isimlerini
verdim. Sahip Som da rahmetli Özhan abiyi dolandırıp
Galatasaray'dan 500 bin euro çarpan, şu anda da muhtemelen Denizli
Cezaevi'nde dolandırıcılıktan hüküm giymiş yatan bir adam. O Sahip
Som'u sorguladı İstanbul organize, "İş temiz" dediler. Geriye kaldı
Haluk Ulusoy ile Ali Şen. Hâlâ arkasındayım ama Haluk Ulusoy'dan
eskisi kadar asla şüphelenmiyorum. Başka bir yorum istiyor
musun?... Beni büyük ihtimal, bilerek ya da bilmeyerek bu işte Ali
Şen'in de günahı olmayabilir ha. Ali Şen'in muhalefetine rağmen Ali
Şen'in bir tanıdığı, bir yakını, ona sempati duyan veya kan bağı
olan veya parasal bağı olan bir adamı, Ali Şen'den habersiz bu işi
yapmış, yaptırmış olabilir. Ali Şen daha sonra bu işi öğrenmiş ve
çok kızmış da olabilir. Ali Şen'in de hakkını yemeyelim. Ama farklı
da olabilir. İkinci bir alternatifim yok ne yazık ki.
CELLADIMLA KAHVE İÇECEK RAHATLIĞA GELDİM
Peki o olaydan sonra bu mesleği bırakmayı düşünmediniz mi
?
Hayır, kesinlikle. Vurulduktan sonra bu işi bırakmayı hiç mi hiç
düşünmedim. Şu andaki en büyük arzum beni vuran kişiyle karşı
karşıya kahve içip sohbet etmek. Ona "oğlum neler hissettin?" diye
sormak. Çünkü biliyorum, o benden korktu. "Ya oğlum silahın
tutukluk yapsa seni öldüreceğimi hissettin mi?" derdim, ki
öldürürdüm. Çünkü orada hayvanlaştığınızı hissediyorsunuz. Ölüm
korkusu insanda hayvani duygular ortaya çıkartıyor. O anda üzerime
ateş ederken silah tutukluk yapsa yapacağım şey, boğazından
yakalayıp boğazını sıkmak değil. Boğazını bir vahşi köpek, aslan
gibi parçalayıp öldürme hissi geldi. Sakın beni ayıplamayın, ölüm
anında, ölümle burun buruna gelince içinizdeki hayvani savunma
mekanizmaları ortaya çıkıyor. Bu çok doğal. İnşallah yaşamazsınız,
yaşayan bilir.
Peki hocam, bugüne kadar size çok dava açılmıştır...
Bana bugüne kadar çok fazla dava açılmadı. Selçuk
Dereli, Metin Tokat ve Orhan Erdemir'e tazminat ödedim. Sıfır
sabıkam var. Bugüne kadar çok kişiye hakaret ettim. Mesela Erman
diyor ki, "Ben kimseye hakaret etmedim." Yalan söylüyor. Ben çok
kişiye hakaret ettim. Ben kul hakkı yedim kardeşim hakaret ederek.
Kıvanç Oktay, rahmetli Özhan Canaydın, Adnan Polat, Ali Şen. Ali
Şen de bana hakaret etti. Ali Şen'e hakaretlerimden dolayı asla
pişmanlık duymuyorum.
Peki sizin gelecekle ilgili planınız, beklentiniz
nedir?
Ben neyim bilmiyorum. Neyi kovalıyorum, onu da bilmiyorum.
İstikbalde planım nedir, onu da bilmiyorum. İstikbalde bir tane
planım var, çoluk çocuk büyüdü, iyi okutayım, iyi evlendireyim
onları, huzur içinde, sağlıklı yaşayayım, o kadar. Asla sorumluluk
almak istemiyorum.