Ağca'ya tezahürat Gül'ü üzdü!
Abone olDışişleri Bakanı Gül, gazeteci Abdi İpetçi'nin katili Ağca'nın tahliyesi sırasında Türk bayrakları ile tezahürat yapılmasının kendisini rahatsız ettiğini ifade etti.
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, gazeteci Abdi İpetçi'nin katili
Mehmet Ali Ağca'nın tahliyesi sırasında Türk bayrakları ile
tezahürat yapılmasının kendisini rahatsız ettiğini ifade etti.
Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Brezilya'ya
giderken uçakta gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
“Son günlerde bazı anketlerde AKP ve hükümeti hırpalamaya yönelik
çabalar olup olmadığı, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in bu
çabaların odağında olduğu iddiaları ve Demirel'in yeniden siyasete
dönüp dönmeyeceğine” ilişkin soru üzerine şunları söyledi:
“Herkesin siyaset yapma hakkı var ama hiçkimse bizi hırpalayamaz.
TBMM'de çok sağlam bir grubumuz var. Biz yaptıklarımızla ve
yapacaklarımızla meşgulüz. Programımız ve istikametimiz belli. Bizi
farklı tartışmalara çekmek isteyenlerin taktiğini çok iyi
biliyoruz. Bizi ideolojik tartışmalara çekmek isteyenler,
Türkiye'de tekrar istikrarsızlığı özleyenler var. Bunu çok iyi
biliyoruz. Ama bunların oyununa düşmeyeceğiz. O bakımdan herkes
konuşabilir, biraz kendilerini tüketirler, ondan sonra susarlar ve
biz de yolumuza devam ederiz.” Son günlerde yayınlanan anketlere
aldırış etmediklerini, kendilerinin yaptırdıkları anketlerden
farklı sonuç aldıklarını kaydeden Gül, “Türk halkı çok vefakardır,
kadirşinastır, yapılan hizmetlerin farkındadır. AK Parti halkın
gönlündedir” diye konuştu. AĞCA'NIN TAHLİYESİ Mehmet Ali Ağca'nın
tahliyesi sırasında Türk bayrakları ile tezahürat yapılmasının
kendisini rahatsız edip etmediğinin sorulması üzerine de Gül, bu
olayın kendisine 1970'li yılları hatırlattığını, o yılların Türkiye
için büyük kayıp olduğunu ve Türkiye'nin artık o günlere hiç
dönmemesi gerektiğini belirtti. Gül, Ağca ile ilgili son kararı
mahkemelerin vereceğini, mahkemeler ve kanunların kişilere göre
özel biçimde uygulanamayacağını kaydederek, “Yargıtay'ın vereceği
karar kesin bir karar olacaktır” dedi. Gül, hükümetin yargıda köklü
reformlar yaptığını, ancak af yasalarının daha önceki hükümetler
döneminde çıkarıldığını ve birçok şeyi dejenere ettiğini
belirterek, “Af yasaları Türkiye'de suçu teşvik etmiştir. Ama şunu
da unutmayalım ki af yasaları çıkarken çok büyük destek görmüştür,
hatta siyaset baskı altına alınmıştır. O açıdan biz her türlü affa
karşıyız. Çünkü insanlar suç işlerlerse suçun cezasını
çekeceklerdir. Caydırıcılık böyledir” dedi. 301. MADDE Gül, bir
gazetecinin, “son zamanlarda TCK'nın 301. maddesine dayanılarak
üstüste açılan birçok soruşturmanın farklı bir Türkiye görüntüsü
ortaya çıkardığı ve hükümetin bu konudaki görüşünün ne olduğunu”
sorması üzerine, “Türkiye'de eğer bir düşüncenin arkasında şiddet
ve şiddete teşvik yok ise, düşünceyi sevelim sevmeyelim bunlar
konuşulacaktır, yazılacaktır. Nitekim böyle olmuştur. Birkaç
yazarla ilgili konular bir sansasyon havası içine girmiştir” dedi.
Gül, daha önceleri Türkiye'de daha sert ve keskin yorumların, en
çok satan gazete ve dergilerde yayınlandığını ve bir dava konusu
olmadığını anımsatarak, “Ayrıca hakimler de kararlarını doğru
verdiler. Mahkemelere ve hakimlere haksızlık etmememiz lazım.
Dolayısıyla Yargıtay'a gidecek bir karar da yoktur ortada” diye
konuştu. Türkiye'nin bir geçiş döneminde olduğunu ve konulara sakin
bakmak gerektiğini belirten Gül, “Biz uygulamaları takip edeceğiz.
Eğer uygulamalar neticesinde özlediğimiz Türkiye'den uzaklaşıcı bir
durum olursa, tabii ki bu kanunların hepsi gözden geçirilebilir,
yenileri çıkarılabilir. O açıdan siyasi iradede herhangi bir
noksanlık yoktur. Siyasi irade gayet açıktır, Türkiye'yi en
gelişmiş demokratik ülkelerin seviyesinde bir demokrasiye
ulaştıracaktır” dedi. İRAN'IN NÜKLEER PROGRAMI Gül, İran'ın nükleer
güce sahip olmasının Türkiye'de silahlanma ve savunma anlayışında
bir değişikliğe yol açıp açmayacağına ilişkin soru üzerine,
silahlanmanın dünyaya ne tür problemler getirdiğini iyi
bildiklerini belirterek şöyle dedi: “Daha çok silahlanma demek,
kaynaklarınızı ekonomik kalkınmaya, halkın refahına değil savunmaya
harcamanız demektir. Ama şüphesiz ki güvenlik sağlanmadan da
kalkınma olmaz. Bölgede bir silahlanma yarışı olmamalı.
Ortadoğu'nun tamamen kitle imha silahlarından arındırılması
politikasını takip ediyoruz. İran ile görüşmelerimizde yaptığımız
tavsiye şudur: Madem ki Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ile
sözleşmeye tarafsınız, ilişkilerinizi şeffaf bir biçimde götürün.”
İran'ın AB üçlüsü ile diyaloğunu kesmemesi gerektiğine işaret eden
Gül, Kurban Bayramı'ndan önce İran Dışişleri Bakanı ile yaptığı
telefon görüşmesinde, bu yöndeki tavsiyeleri kendisine ilettiğini
söyledi. Gül, İran'ın nükleer programının BM Güvenlik Konseyi'ne
taşınması konusunda Türkiye'nin tavrının ne olduğu sorusuna,
“Türkiye ne UAEA yönetimindedir ne de BM Güvenlik Konseyi üyesidir.
Bizim yapacağımız birşey yok. Ama biz diyaloğun sürmesini
istiyoruz” dedi. HAC GÜVENLİĞİ Hac sırasında aralarında Türklerin
de bulunduğu birçok hacının ölümüyle sonuçlanan olayların önlenmesi
konusunda Türkiye'nin bir girişiminin olup olmadığı sorusu üzerine
Gül, “Bu, öncelikle Suudi Arabistan Hükümeti'nin alacağı
tedbirlerle ilgilidir. Zaman zaman bu tür üzücü olaylar oluyor.
Ancak bunlarla ilgili Suudi Hükümeti de birçok tedbir alıyor” dedi.
Gül, bu tür olayların meydana gelmesinde insanların eğitimsiz
oluşunun da önemli rol oynadığını vurgulayarak, ziyaretlerin daha
iyi düzenlenmesi gerektiğini ve gerek ev sahibi ülke olarak Suudi
Arabistan'ın gerekse hacı gönderen ülkelerin işbirliğinin bu tür
olayların önlenmesinde yarar sağlayacağını söyledi.