Ağaoğlu: Trabzonspor, Avrupa futbolunda marka olur
Abone olAhmet Ağaoğlu, "Trabzonspor'un altyapısındaki ileriye dönük oyuncuyu üst düzey takımlara gönderdiğiniz zaman Avrupa futbolunda marka olur. Derler ki burada altyapı var, maden var, o zaman hem kulüp hem de futbolcu değer kazanır. Yukarıya doğru taşımış olursunuz" dedi.
Trabzonspor Başkanı Ahmet Ağaoğlu, takımının kamp için bulunduğu
Antalya Belek'te Demirören Haber Ajansı'nın (DHA) sorularını
yanıtladı. Ağaoğlu, "Trabzonspor'un altyapısındaki ileriye
dönük oyuncuyu üst düzey takımlara gönderdiğiniz zaman Avrupa
futbolunda marka olur. Derler ki burada altyapı var, maden var, o
zaman hem kulüp hem de futbolcu değer kazanır. Yukarıya doğru
taşımış olursunuz" dedi.
Trabzonspor ile ilgili uzun vadeli planlar yaptıklarını ve önceliklerinin ekonomik olarak düzlüğe çıkmak olduğunu belirten Ağaoğlu, "Kimin kafasında nasıl bir soru işareti vardı onu bilemiyorum ancak bizim kafamızda soru işareti yoktu. Soru işareti genellikle yapacağı şeyi bilmeyen insanların kafasında oluşur. Bizde öyle bir şey yoktu, öyle bir sıkıntı da yoktu. Problemler ortadaydı, bildiğimiz problemlerdi. İdari problemler vardı; mali disiplin, sportif disiplin. Tabii çok ciddi hasarlar almıştık özellikle idari ve mali disiplinde. Sportif anlamda da bir Trabzonspor politikası vardır bu bir gerçektir, Trabzonspor politikasından vazgeçer de farklı takımların farklı kulüplerin farklı camiaların politikasını taklit etmeye kalktığında dibe vurursun. Bu sadece Trabzonspor için değil, köklü kulüplerin hepsi için hemen hemen geçerli bir kavramdır. Oradan tamamen uzaklaşmış, ne yaptığını ekonomik anlamda özellikle bilmeyen ve inanılmaz paralar harcayarak, kastım kulübün bütçesinin 5-6 katı gelirinin 5-6 katını bir sezonda transfere harcama cesaretini gösteren bir politika. Onun neticesinde de yıllardır yaşanan hayal kırıklıkları. Bundan kastım da bu kadar harcamayı yapıp da siz hala ilk 4'ün içerisine girip de, Avrupa Ligi'nde bile ön eleme oynayamıyorsanız zaten bu yaptığınız işin doğru olmadığının en basit göstergesidir. İşten anlamayanlar dahi bu tarafına bakarak çözebilirler. Ciddi ve cesur bir takım önlemlerin alınması gerekiyordu. Önce ekonomik disiplinden başladık. Hedefimiz 36-37 milyon Euro'lara varan profesyonel kadro maliyetini 15-17 milyon Euro bandına çekilmesi gerektiğiydi, ancak bu şekilde gelir gider dengesinin sağlanabileceği, bunun sağlandıktan sonra da ekonomik anlamda stabil hale geldikten sonra sportif başarının geleceğini ve mümkün olabileceğini düşündük. Trabzonspor'un çok önemli projeleri vardı, bunlar da yüzde 80-90 oranında tahribata uğradı. Altyapıdan 1461 Trabzon'a, oradan A takıma projemiz vardı. Geldiğimiz zaman 1461'de 30 yaş civarı oyuncular gördük. Kendi altyapı oyuncularıyla birlikte 1'inci Lig'de zirveye oynayan 1461 gitmiş yaş ortalaması 30'a varan oyuncularla 2'nci Lig'de tutunmaya çalışan 1461 gelmiş. Politika bu değildi, o amaçla kurulmadı orası. Orayı rehabilite ettik, 19 yaş ortalaması civarında. Orası hem Trabzonspor, hem de Türk futbolu için futbolcu üreten bir akademi olarak hizmet verecek ve bu hizmetin de en azından başlangıcını yaptık. İdari olarak da gerçekten büyük sıkıntılar vardı. Çok basit bir şey söyleyeyim kamp tesislerimiz, bir oyuncuya 3-4-5-6 milyon Euro veriyorsunuz, transfer ediyorsunuz. Bu parayı verdiğiniz oyuncuyu bir yıldızlı otel hüviyetinde dahi olmayan tesislerde konuk ediyorsunuz. Çok modern bir tesise kavuştuk, yenilenme yapıldı oyuncularımız teşekkür etti. Yine neredeyse 15-20 senedir hiç dokunulmayan antrenman sahaları, yürüseniz ayağınız çukura girer. Oyuncunun sağlığını riske ediyorsunuz. 2 antrenman sahamızda yenileme çalışmalarımız devam ediyor. Önümüzdeki sezon onlar hizmete girecek. İdari bina Trabzonspor'a hiç yakışmıyordu, 30 sene öncenin idari binası. Zirveye oynayan Trabzonspor. Aslan yattığı yerden belli olur. Ne futbolcusunu öyle tesiste yatırabilir, ne de yöneticileri öyle binada hizmet verebilirdi. Bunları rehabilite ettik. Lisanslı ürün satışı tarihinde ilk defa rekor seviyeye ulaştık, en yüksek değerin iki katına çıktık. Seyirci ortalamamız 28 bin. Güzel bir ortalama. Sürekli alt tribünlerden ceza yememize rağmen, bunun anlamı şu; taraftar takımı sahiplenmeye başladı. Lig sıralaması çok yanlış algılanıyor yorumlanıyor, ikinciyiz de 6 takım da seninle aynı puanda. 1 maçta puan kaybettiğinde, rakibiniz puan kazandığında 2-6 arasında gider gelirsiniz oraya bakılmaması lazım. Takım futbol oynuyor mu, oyuncular gelecek vaadediyor mu, oyuncular takımı sahipleniyor mu? Burada en önemli olan buydu. 38 milyon Euro'luk kadro var oynayamıyor, son 5 maçtır sahada olan kadronun değeri 11 milyon Euro ve futbol oynuyor. Göze hoş gelen futbol oynuyor. Trabzonspor seyircisi iyi futbolu gördüğü zaman maç kaybedilse de takımı bağrına basar, Her zaman eleştirir o bizim ortak özelliğimiz. Her zaman eleştirir. Bugün Şampiyonlar Ligi'ni kazan, ondan sonraki ilk 2 maçını kaybet, eleştirilirsin. Kolay beğenmeyiz, her şeyin en iyisini dün isteriz bugün de değil. O yüzden bu sabırsızlık bazı insanlar ve bazı mecralar tarafından çok iyi kullanıldı ve her sene şampiyon oluyoruz, şu kadar milyon Euro'luk transfer bunlar ayakta alkışlandı. Sene sonu hüsran; haydi onu gönder, gelsin bu. Aldık sattık verdik, 100'ün üzerinde yabancı oyuncu gelmiş gitmiş son 10 yıl içerisinde. Kulübün geldiği nokta ekonomik olarak iflas noktası. Bu hiçbir şekilde kabul edilebilir bir şey değil. İnşallah Allah da bize güç verdiği ölçüde bu politikayı devam ettireceğiz. 3-4 sene, 8 ay geçti henüz bu sistem oturursa Trabzonspor'un ileriye dönük olarak baktığınız zaman taraftarına kendisini ayakta alkışlatabileceği konuma gelmemesi için hiçbir sebep yok" açıklamasını yaptı.
"ZİRVE YARIŞINDAN ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ"
Ligin sonunda sonucu değerlendireceklerini ama o zamana kadar da
mücadeleye devam edeceklerini vurgulayan Ağaoğlu, "Bu yol bizi
nereye götürür, bittiği zaman göreceğiz. Takımın gücünün de
farkındayız, mücadele gücünün de farkındayız. Rakiplerin ortaya
koyduğu mücadelenin de farkındayız görüyoruz. Bu sene oynanan lig
ve puan cetveline baktığımız son 30 yıldır böyle bir şeyle
karşılaştığımı hatırlamıyorum. VAR sisteminin devreye girmesi,
büyük kulüplerin ekonomik batağın içerisine girerek milyon Euro'lar
vererek aldığı oyuncuların maaşlarını dahi ödeyemeyecek hale
gelmesi, mütevazı bütçe ile yola çıkıp oyuncusunun paralarını
ödeyen kulüplerin elde etmiş oldukları başarılar, oynadıkları
futbol ve puanlar zaten bugünkü puan cetvelini yansıtıyor. 6-7
milyon Euro'ya oyuncu alabilirsiniz ama siz oyuncunun parasını 7 ay
veremediğiniz zaman söz verip de sözünüzü yerine getirmediğiniz
zaman bir kere o oyuncudan 6 milyon Euro'luk performans beklemeyin.
O performans düşer 600 bin Euro'ya. Yüzde 90 performans kaybı olur.
Hep şu laf var, oyuncu sahaya çıktığı zaman hiçbir şeyi düşünmez,
yok böyle bir şey. Bu kandırmacadır. 60 yaşındayım, 30 senedir spor
yöneticiliği yapıyorum, minikler yaş grubundan tutun da ustalar yaş
grubuna kadar milli takımlar elimden geldi geçti. Spor
psikolojisini de iyi bilirim, sporun gerçeklerini de. Hangi spor
olursa olsun, teknik kapasitenin yeteneğin becerinin üzerine yüzde
80-90 psikolojik olarak oynanır kafa rahat değilse, orada sadece
sahada yüzde 10 sergileyen bir sporcu görürsünüz. Diğer taraftan
farklı takımda 200 bin Euro'ya oynuyor ama maaşını alıyor mutlu.
Performansının üstüne çıkmaya başlıyor. Bugün Malatyaspor,
Antalyaspor, Kasımpaşa, Başakşehir. Başakşehir'in başarısının
altında yatan etkenlerden birisi mali, diğeri ekonomik olarak
sıkıntı yaşamıyor oyuncular, aynı zamanda seyirci medya baskısı
yok, sıfır baskı. Oynadıkları oyundan keyif alıyorlar, oyuncular
keyif alıyor. Seyirci keyif alıyor mu bilemiyorum ama oyuncular en
azından keyif alıyor. Sonra böyle bir tablo ortaya çıkıyor.
Kasımpaşa'ya bakıyorsun aynı, ekonomi çökmeye başlayınca büyük
borcu olan takımlarda da performans düşüyor. Bu ligi sonuna kadar
izleyelim, bu kadar fırsat geçti, yok öyle o fırsat herkesin eline
geçti. Mücadeleyi bıraktığın an kaybedersin, rehavete kapıldığınız
zaman kaybedersiniz. Ben geldiğimde söylediğim bu, garibime giden
bu. Söylediğimizin dışında hiçbir farklı politika uygulamadık.
Ekonomik disiplini nasıl oluşturacağız, nasıl bir Trabzonspor
kadrosu düşlediğimizde anlattık. Bu arada asla zirve yarışından da
vazgeçmeyeceğiz. Yaptığımız tamamen bu, geldik zirveye yaklaştık 2
olduk, o sene bu sene ne yapalım transfer yapalım, ne oldu
politikandan vazgeçtin. 2-3 transfer yapınca şampiyonluğun
garantisi var mı? Menajerlere göre oluşturulan algılara göre var,
bana göre yok. Bir de geldiğim zaman söylemiştim bu kulüpte bizim
yönetimimiz var olduğu sürece milyon Euro'ların telaffuz edildiği
transferler gerçekleşmeyecek, o sayfa kapanmıştır. Biz politikayı
programı uyguluyoruz, bu politikanın 3 sene sonra ve sürdürebilir
bir şekilde ülke futboluna ambargo koyacağının garantisini
verebilirim ben. Dünya futbolunda dahi örnek olarak gösterilen bir
takım olacak. Barça ve Real Madrid'den bahsetmiyorum, Benfica'ya
bakın. 80-90 milyon Euro para kazanan, her sene 80 civarında
futbolcu kadrosunu elinde tutan, kadrosunda oynattığı futbolculara
hiçbir şekilde astronomik rakamlar ödemeyen, en fazla 1.2 milyon
Euro ödeyip ihtiyaç fazlası oyuncuları da çok güzel pazarlayan,
oradan da para kazanan, aynı zamanda futbolda da belli bir çizgisi
oturmuş kulüpler. Porto öyle, Benfica öyle. Trabzonspor'un da
gitmesi gereken, olması gereken yer, bu çizgi" diye konuştu.
"TRABZONSPOR, AVRUPA FUTBOLUNDA MARKA OLUR"
Sportif başarıyı yakaladıktan sonra kadrodaki oyuncuların da Avrupa
takımlarının daha çok dikkatini çekeceğine değinen Ağaoğlu,
"Bunların hepsi sportif başarıyla taçlanıyor. Altyapıdan
yetiştirdiğiniz oyuncuyla alakalı teklifler geldiğinde taraftarın
10 milyona verilir mi, 1 sene tutun 80'e verin. Bir kere o
rakamların oraya çıkabilmesi içi 3-4 şeyin oluşması lazım. Senin
takımın nerede mücadele ediyor? UEFA Şampiyonlar Ligi'nde yok,
UEFA'da yok, orası sadece vitrin değil, pazar. Artı değer katar.
Senin ülkenin Avrupa futbolundaki konumu ne, market değeri ne,
ederi ne? Ona göre değerlenir. İngiltere'de o kadar, çünkü oradaki
ligin endüstriyel değeri senin liginin 20 katı. Büyük ligler söz
konusu olduğu zaman 60-70-80 kimse hayal görmesin, ligin değeri
bellidir, ligin değeriyle aynı zamanda takımın gelmiş olduğu
konumla paralel olarak yükselir futbolcunun değeri. Bu da aynı
zamanda bizim için son derece önemli. Altyapıdan yetiştirdiğimiz
hiçbir oyuncunun sıradan bir kulübe gitmesini istemeyiz. Eğer
gidecekse Avrupa'nın en iyi kulüplerine gitmeli. İspanya ligiyse
ilk 5'tekiler, İtalya'da yine aynı. Almanya'daysa 6'ncı sıradaki,
İngiltere'de 10'uncu sıradaki de olabilir ancak hiçbir şekilde
düşme riski olan bir takıma altyapıdan oyuncu göndermek istemem.
Oyuncunun milliyeti Türk. Hangi takımda, Trabzonspor.
Trabzonspor'un altyapısındaki ileriye dönük oyuncuyu üst düzey
takımlara gönderdiğiniz zaman Avrupa futbolunda marka olur. Derler
ki burada altyapı var, maden var, o zaman hem kulüp, hem de
futbolcu değer kazanır. Yukarıya doğru taşımış olursunuz" şeklinde
konuştu.
"YUSUF VE ABDÜLKADİR PERFORMANSLARININ DAHA YÜZDE
50'SİNE ULAŞAMADI"
Trabzonspor'un kadrosunda yer alan 2 genç futbolcu Yusuf Yazıcı ve
Abdülkadir Ömür'ün çok daha büyük potansiyele sahip olduğunu dile
getiren başkan Ağaoğlu, "Yusuf ve Abdülkadir gerçek
performanslarının, olmaları gereken yerlerin, gerçek güçlerinin
bana göre daha yüzde 50'sine ulaşamadı. Bir kere oraya gelmeleri
lazım, takımlarına olan borçları var, onu ödemeleri lazım. Eğer 20
yaşında altyapıdan yetiştirdiğiniz bir futbolcunuz Trabzonspor gibi
takımda sahaya kaptan olarak çıkıyorsa, gençlere sadece bu mesaj
değil aynı zamanda Abdulkadir ve Yusuf'un omuzlarına yüklenen büyük
bir sorumluluktur. Yeniden hayata geçirmeye çalıştığımız
politikanın rol modelleri. Kendilerine de söyledim, ben sizi
sıradan takımlara göndermem. Sizi satmakla beraber benim sizinle
bağım kopmuyor, elçisiniz siz. Marka elçisi diye bir şey vardır.
Trabzonspor markasının elçisisiniz ve o yeteneğe sahipsiniz. En iyi
konuma getirip, en iyi yere göndermekle mükellefim. 3 kuruş fazla
para alacağım diye 5'inci sınıf takıma gönderip ne senin
geleceğini, ne de bu politikanın ileriye dönük olarak bize
sağlayacağı imkanları heba edemem, uzun vadeli düşünmek zorundayız.
Onun için ikisine teklifler prematüredir. Zaten benim düşündüğüm
anlamda bir teklif de işin doğrusu gelmedi. Kafamızdaki rakam ve
kulüplerden teklif gelmedi. Bir iki tane ciddi teklif geldi ama o
teklifte de son derece düşük rakamlar, onlar da süreç olarak
ekonomik olarak beklentilerimizle ölçüşecek teklifler değil. Kabaca
söyleyecek olursak daha Yusuf ve Abdülkadir'in rol model olarak bu
kulübe hizmet etmeleri gereken bir süre var. Biz Yusuf ve
Abdülkadir'e olan güvenimizden 5-0'lık Malatya yenilgisi sonrası
sahaya genç Uğurcan ve Hüseyin ile sahaya çıktık. Herkes şunu
söylüyor; bu nasıl cesaret? Bizim yaptığımız cesaret değil, risk
almadık, oyuncularımıza gençlerimize güvendik, onlara inandık. O
cesaret değildi, o kararı almak yürek ister mi, hayır o kararı
almak beyin ister, onu görüyorsanız, onu algılıyorsanız. Mücadeleyi
bıraktığın anda kaybedersin yeteneğin ne olursa olsun, kapasiten ne
olursa olsun. Mücadeleyi bırakmayan ve takım ruhuyla mücadele eden
oyunculara sahip bir Trabzonspor var. İşin bu tarafı bizi çok mutlu
etmeye, sevindirmeye başladı" ifadelerini kullandı.