Adıyamanlılar'a porno film azizliği!
Abone olAdıyaman'da bir sinema salonu. Adıyamanlılar nefesini tutmuş hemşehrilerini izleyecekler! Fakat o da ne?
Beynelmilel, O Çocukları gibi başarılı filmlere imza
atan yönetmen Sürreyya Sırrı Önder, memleketi Adıyaman'da yaşadığı
bir hikaye ile Bilgi Üniversitesi'nde yaşanan porno film arasında
ilginç bir bağlantı kurdu.
Radikal Gazetesi'nde köşe yazıları kaleme alan Süreyya Sırrı Önder,
okurlarını zaman tünelinden 1970'li yıllara götürerek ilginç bir
olayı paylaştı:
- Adıyaman’ın Kahta ilçesinden çıkan bir ‘Aktör’ü vardı, Hamit
Yıldırım.
Rahmetli, ne olmuş, nasıl olmuşsa kapağı Yeşilçam’a atmıştı.
Üstelik Türkan Şoray’la da oynadığı filmler vardı. Bu durum,
Adıyamanlıların milli gururunu epeyce örselemekteydi. “Kahta’da
var, bizde niye yok?” duygusu gittikçe artan bir azap vermeye
başlıyordu.
Bir gün şehre bir film gelir...
İşte ismi lazım değil, Adıyamanlı bir tornacı, tam da bu sırada
artist ansiklopedisine girmeye hak kazanmıştı. Diğer kazananların
aksine, “Madem kazanmışım, gitmezsem ayıp olur adamlara” diyerek
varını yoğunu satıp İstanbul’a gitmişti.
Epeyi haber alınamadı kendisinden. Derken efendim bir gün şehre
bomba gibi bir haber düştü. Bizim Tornacı bir filmde oynamıştı ve
yakında filmi Adıyaman’da gösterilecekti.
Film geldiğinde herkes afişteki hemşehrimizin adını büyük bir
gururla seyretti. Artist yarışmasına rağbet arttı. Filmin ilk
gösterimi gerçekten de bir Adıyaman galası gibi oldu. Sinema salonu
hınca hınç dolmuştu. Film başladı. Daha ilk sahnede gösterişli bir
kadın, tek başına bir otelden içeri girdi. Bir de baktık ki kadının
valizini alan görevli bizim Tornacı... Biraz burulduk tabii. Hani
pek de afilli bir giriş değildi. Yine de salonda bir alkış koptu.
Hemşehrimiz kadını odasına götürdü ve bahşiş beklemeye başladı.
Kadın da bahşiş yerine soyunmaya başlayınca olanlar oldu. Bizim
Tornacı da soyunarak kadının üzerine hamle yaptı. Sonrası tam
rezalet. Zalım kameraman hemşehrimizin arka bölgesine iyice
yaklaşarak orada kaldı. Bütün perde ‘Tornacı’nın, yüzünüze güller,
basurunu ve detaylarını gösterip durdu. Bu durum film boyunca o
otele gelen bütün kadın müşterilerle tekrarlanıp durdu. Üstüne
üstlük filmin sonunda kadınlardan birinin kocası oteli bastı ve
bizim garibanı Allah yarattı demeyip iyice bir hışladı. Küfür
kıyamet ve büyük bir hayal kırıklığıyla salonu terk ettik. Benim
sinemaya heves etmem bu rezaletin 30. yıldönümüne rastlar. Düşünün
her memleketin bir sinemacısı vardı ama bizim milli travmamız
elimizi kolumuzu bağlamıştı. Sinema yapma duygumu kardeşim Ali’ye
açtığımda mahzun mahzun yüzüme bakıp “Abi Allah göstermesin ama
sonumuz Tornacı gibi olmasın?!” demişti.