Adamı aşık etmenin ilmini öğrenin
Abone olSize uygun olan erkekleri, eğer olası bir beğeni başlamışsa âşık edebilirsiniz. Kadın-erkek ilişkileri üzerine ilginç bir kitap.
10 yıl önce, altıncı tüp bebek tedavisi de başarısızlıkla
sonuçlandıktan sonra kısır tanısı kondu Seda Diker'e. Bir Miraç
Kandili'nde dua etti, "Allahım çok yoruldum, eğer bir bebeğim
olacaksa bana bir mesaj gönder," diye. Ertesi gün buluştuğu bir
arkadaşı ona rüyasında, Burak adında, kocasına tıpa tıp benzeyen
bir oğlu olduğunu gördüğünü anlatıyordu. Mesajı almıştı. Derken
yönlendirmeli meditasyon ve hipnozla ilgili çalışmalara başladı.
Bir yıl boyunca hipnoz ve bilinçaltı temizliğine katılarak,
dişilikle ve annelikle ilgili korkularının tamamını temizlemeyi
başardı. Ve yedinci tüp bebek denemesinde oğlu Burak'a hamile
kaldı.
Boğaziçi Üniversitesi mezunu, başarılı bir bankacı olan Diker,
hipnozun kendi hayatındaki etkisini gördükten sonra, New York'ta
hipnoz okuluna gitti. Orada kanser ve tüp bebek tedavisi gören
hastalarla çalıştı. Bu sırada geçmiş yaşam terapisi öğrendi.
Bilinçaltı, duygusal değişim ve dişilik bilgileri üzerine
uzmanlaştı. National Guild of Hypnotists (Ulusal Hipnoz Uzmanları
Derneği) üyesi olan Seda Hanım, 2006'dan beri İstanbul'da, Lotus
Kadınlar Klübü çatısı altında, özellikle kadın-erkek ilişkileri
üzerine 'danışanlarına' hizmet veriyor. Yakın zamanda da kendi anne
olma ve dişiliğini keşfetme hikayesinin yanı sıra danışanlarından
bazılarının ilginç hikayelerini de harmanladığı adlı romanını
yayımladı.
- Çocuk sahibi olabilmek için önce dişiliğinizi keşfetmeniz
gerekmiş. Önce bize bu dişilik meselesiyle ilgili biraz bilgi verir
misiniz?
- Bir kere gerçek bir dişi, ilişkisinde yönlendiricidir.
Karşısındaki erkeği, eğer kendisine âşık olmasını istiyorsa âşık
eder. Telepatik bağ kurabilir partneriyle.
- Yani kadınlar istedikleri her erkeği kendilerine âşık
edebilir, diyebilir miyiz?
- Diyemeyiz. Her erkeği değil. Bize uygun olan erkekleri, eğer
olası bir beğeni başlamışsa âşık edebiliriz. Ben bunun ilmini
öğretiyorum işte.
- Neden bu kadar yoğun olduğunuzu şimdi
anlıyorum!
- Evet. Şunu da söyleyeyim, belki İstanbul'un yarısının aşk
hayatını takip ediyorum ben. Stratejistlik de yapıyorum ve bugüne
kadar hiç yanılmadım.
- Mesela, bir kadın size gelip, flört ettiği adamın doğru
adam olup olmadığını sorabiliyor mu?
- Evet.
- Değilse ondan vazgeçebiliyor mu?
- Evet. Tam olarak bunun ilmini öğretiyorum işte. Çünkü bir
kadının, duygularını bağlamadan önce, adamın kendine âşık olup
olmama potansiyelini ayırt etmesi gerekiyor.
- Peki doğru adam olup olmadığını size anlatılan adamın
tavırlarından mı çıkarıyorsunuz?
- Kadının uygulaması
gereken belli bir flört süreci var. Bu flört süreci uygulandığında
bilinçaltından ben şu mesajı veriyorum: 'Ben âşık olunacak kadınım
ve böyle bir ilişki istiyorum.' Ama direkt değil. Bilinçaltından,
mesajla. Erkeğin davranışlarını doğru okuyacağım. Erkeğin davranışı
da 'Evet, ben âşık olmak istiyorum, haydi deneyelim,' ya da 'Ben
âşık olmak istemiyorum,' mesajı verecek. Bütün bunları beden dili,
sözler ve en çok da davranışlarla okursunuz. Yani kadın,
bahsettiğim flört sürecini uyguladığında, erkek o sürecin peşinden
geliyor ve doğru adım atıyorsa bu, âşık olacak demetir.
- Buna somut bir örnek verebilir miyiz?
- Mesela birinci adımı erkeğe attırmak gerekir. Kadını o arayacak.
Peşinde koşacak, biraz daha fazla isteyecek. Bana anlatıyorlar:
Telefonlarını almışlar birbirlerinin. Adam kadına 'Ben seni
arayacağım,' diyor. Kadın bekliyor. Adam aramıyor bir türlü. Kadın
burada 'Ne oldu?' diye ararsa bitti, şansını kaybetti.
- Kaçan kovalanır durumuna geliyoruz yani.
- Biraz. Ama bu yeterli değil. Erkeğin âşık olması, bilinçaltında
saklı. Bilinçaltında yetersizlik ve başarısızlık korkusu var, o da
penis kaynaklı. Dolayısıyla flörtü kadının başlatıp kadının kesmesi
gerekiyor. Kadın kesemezse, o zaman...
- Sürünüyor.
- Sürünüyor. Eğer doğru yerde kesebilirse, patronluğu ele
alabilirse, erkek daha çok âşık oluyor.
- Kesmekten kastınız?
- Flörtün o havasını bir süre için durdurmak. Diyelim ki esmer,
yakışıklı bir adam beyaz gömlek giymiş. 'Hımm, ne kadar yakışmış,'
dediğimde ve adam heyecanlandığında hemen, 'Haydi bir çay içelim
mi?' deyip keseceğim.
- Ve adamı baştan çıkarıyor olacaksınız
aslında.
- Evet. Bir yandan da ona şu mesajı veriyorum: 'Bak, yetersizlik ve
başarısızlık korkun olmasın, aslında senin başarılı olmak için bir
çaba sarf etmen gerekmiyor. Patron benim.' Böyle bir kadına
erkekler teslim olabiliyor bilinçaltında.
- Güçlü kadınlara hayranlık duyuyorlar tabii.
- Evet. Ama o kadının birinci adımları erkeğine attırması lazım.
Kendi sürüklerse bitti. O zaman erkek pozisyonunu alır kadın. Aynı
kutuplar da birbirini iter. Savaşmaya başlarlar. Peki niye? Yine
bilinçaltına geliyoruz. Korkudan yapıyor bunu kadın. İlişkiyi
kaybetme, yalnız kalma, terk edilme, değersizlik korkuları.
- Erkek bu durumda sağlıklı bir ilişki için ne
yapmalı?
- Erkek erilliğini yapacak. Özgüveni olacak. Özgüveni olan erkek
tek bir kadına bağlanabilir. Çapkınlık özgüven eksikliğidir. Ne
kadar çok kadından onay alırsa rahatlıyor.
CİNSEL ENERJİYİ YAYMA SANATI!
- Tantra nedir?
- Cinsellik yoluyla yükseliş. Ruhen yükselmek. Tantra'ya
baktığınızda aslında cinsellik en son safha. Parmak parmağa
dokunmadan bile orgazm olabilirsiniz. Duygusal, zihinsel ve ruhsal
olarak orgazmı yaşıyorsunuz. Öyle bir şey ki o... Bedensel orgazm
sizi yere indiriyor artık. Bunu bir kez yaşadıktan sonra ortalama
şeylere pek bakmak istemiyor insan.
- Bunu öğretiyor musunuz?
- Bunu yapmanın şartlarını öğretiyorum. Dansını öğretiyorum.
Eğitimde o dansı hem yapıyorum hem yaptırıyorum kadınlara.
Müziğimiz var. Ayna karşısında çalışma yapıyoruz. Hem ikinci
çakrayı aktive eden hem de partneriyle telepatik bağ kurduran ve
cinsellik enerjisinin hâkimiyetini sağlayan bir dans bu. Bunu
yaptıkça kadın, istediği an o cinsel enerjisini yayabilir, istediği
zaman tutabilir.
- Mükemmel şeyler anlatıyorsunuz.
- İlişkilerde inanılmaz şeyler var. Benim eşimle de ilginç
anekdotlarım var. Dişiliği elde etmeden önce, daha çocuğum yok
ortada. Tüp bebek denemelerinden şişmanlamışım. Hep içimden diyorum
ki 'Ah dalyan gibi adam, bırakacak beni, hiç beğenmeyecek, çocuk
bile veremiyorum ona.' Kendimle barışık değilim, kompleks
içindeyim. Bir gün Uludağ'dayız. Bir hoca geldi. 'Siz misiniz ders
alacak çift?' dedi. 'Evet,' dedik. Döndü eşime, 'Sen dalyan gibi
adamsın, nereden buldun bu kadını?' dedi. Ve benim cümlelerimle
söyledi bunu.
- Aman Allahım.
- Evet. Telepatiye bir örnek işte. Hâlâ eşime soruyorum, 'Ya
demişti değil mi o adam öyle, ben mi hayal ediyorum?' diye. Sonra
dişilik eğitimi, hipnoz, Tantra, telepati, bunları öğrendikten
sonra, 'Ben şimdi tam bir dişi oldum,' diye düşünüyorum. Biz bir
akşam bir davete gittik. Rus mankenler filan var, bacağının biri
benim boyum kadar. Oraya giderken, 'Ben bu akşam yayacağım
dişiliğimi,' dedim. Ve hakikaten eşim bir başka türlü oldu. Mekana
gittik oturduk. 'Sen ne oldun, her sene daha bir güzelleşiyorsun,'
diyor. 'Bir şey oldun sen,' diyor sürekli. Ben de içimden, 'Evet,
söyle, tanrıça de,' diyorum. Büyük bir aşkla 'Kraliçe oldun,'
deyiverdi. Onun dağarcığında tanrıça kelimesi yok çünkü. Telepati
öyle kumanda eder gibi yapabildiğiniz bir şey değil. Ona o fikri
empoze ediyorsunuz. İster alır, ister reddeder.
MENOPOZ SONRASI SEKS
- Erkeği baştan çıkarmak için mükemmel bir fiziğe sahip olmak
gerekmiyor yani.
- Aynen. İşte Tantra dansında bunu
gösteriyorum. Kendi bedeninizle ne kadar barışıksanız o kadar güzel
sevişebilir ve o kadar güzel orgazm olabilirsiniz. Eğer çok uyumlu
olduğunuz bir partneriniz varsa, daha hiç dokunmaya başlamadan öyle
bir noktaya varıyorsunuz ki, her şey mükemmel geliyor size. O
alanda kaldığınız zaman müthiş bir zevk duyuyorsunuz ve o antiaging
etkisi de yapıyor. Tantra bir cinsellik eğitimi değil. Sizin
bedeninize cinselliğinizin enerjisini yayma eğitimi.
- Dolayısıyla bunun yaşla bir ilgisi yok mu, her yaşta
yapılabilir mi?
- Aynen. Menopoz sonrası da. Eğer siz Tantra dansı yapıyorsanız,
cinsel isteğinizi aktif tutuyorsunuz ve menopoz sonrası da aynı
şekilde istekli oluyorsunuz. Benim 60 yaşımda bir hanım danışanım
var. Muhteşem bir cinsel hayatı var.
- Siz çok mutlu bir hayat mı yaşıyorsunuz?
- Evet. Ben hayatımdaki her şeyi düzelttim. İstediğim kariyeri
yaptım. Bankacılığı bırakıp sıfırdan iş kurdum. Mutluyum. Eşimle
ilişkimi çok üst boyutlara taşıyabildim. Biz 20 yıllık evliyiz.
'Çocuk olmaz,' dediler, onu da yaptım.
BEDENİNİZLE BARIŞIN
- Belli bir yaşın üzerindeki kadınların cinsel hayatla ilgili
sorunları olabiliyor. Mesela kadınlar, menopozdan sonra cinsel
hayatı olup olamayacağını merak ederler.
- Onlara
Tantra öneriyorum. Tantranın belli kuralları var. Bu kuralları
uygulattırıyorum. Biz Batılı insanlar genellikle birbirimizi
eleştirmeyi çok seviyoruz. Sizi her gün eleştiren partnerinizle
güzel bir sevişme içinizden gelir mi? Benim ilk yaptırdığım şey:
Tantra pozisyonu. Oturacaklar karşılıklı. Birbirlerini övecekler.
Mesela erkeğe 'Haydi gel bir oyun oynayalım. Sen bende beğendiğin
bir şey söyle, ben de sende,' diyeceksin. Ve yalan yok. Eğer ağzını
beğenmiyorsanız, çok güzel diyemezsiniz. Ama gözleri harikaysa,
'Bir tanem gözlerinin içine bakmaya bayılıyorum,' diyebilirsiniz. O
zaman beyinden uyarılmaya başlıyorsunuz. İkincisi birleşme kısmını
mümkün olduğunca en sona atın. Beş duyu kullanılacak. Görsellik,
koku, ses, çok küçük dokunuşlar... Göbek göbeğe değecek, bu çok
önemli. Mesela Batılı kadın göbeği büyükse geri çeker. Yanlış.
Bedeninizi sevmeniz gerekir.
GEÇMİŞ YAŞAMINDAKİ KOCASIYLA BULUŞMUŞ
- Kitaptaki ressam Mehmet'in geçmiş yaşam hikâyesi doğru
mu?
- Evet. O, bana gelen bir kadın aslında. Konuşurken, bir geçmiş
yaşam terapisi (regresyon), yani zamanda geri dönüş yaptık. Kadın
birden bire Ortaçağ'a gitti. Uzun elbisesi, upuzun kıvırcık saçları
var, def var elinde... Birahane gibi bir yerde, göğüsleri meydanda
dans ediyor, bir yandan da bira servisi yapıyor. 'Neden böylesin?'
diyorum. 'Kocama öfkeliyim,' diyor. 'Kocan nerede?' 'Savaşa gitti.
Kaçtı bizden. Çocuğumuz var...
' Bunları bana anlattı kadın. Birkaç ay sonra bir adamla geldi
ofisime. Şöyle tanışmışlar: Bir arkadaş toplantısına gidiyor kadın.
Adam uzaktan onun gözlerine bakıyor. Sonra bir şarkı başlıyor. Adam
geliyor yanına ve diyor ki; 'Raks et kadınım'. Kadın 'Ne oluyor,
sen kimsin?' filan diyor. 'Sen upuzun saçlarınla, ayakların çıplak
dans ediyorsun o heriflerin önünde. Gördün mü beni orada?' diyor.
Kadın şok. Adam o zamanki kocası. 'Ben askerden döndüm,' diyor
adam. Ve âşık olmuşlar. Onlar bir sekiz-dokuz ay kadar aşk
yaşadılar ama sonra bitti.
- Ve size birlikte geldiler öyle mi?
- Evet. Ben ikisine birlikte hipnoz yaptım. İki hayat arasına çıkma
diyoruz biz, onlara onu uyguladım. Birbirleriyle ilgili
kontratlarını gördüler. Tabii bütün bunlar gerçek de olabilir,
uydurma da. Hiçbir zaman 'Geçmiş yaşama inanın' diye bir şey
söylemiyoruz biz. Bize hocalarımız da öyle öğretti. Bilinçaltınız
size bir hikâye veriyor. Bu hikâye içindeki duyguyu ve inanç
kalıbını alın ve temizleyin. Bu ister gerçekten yaşadığınız bir şey
olsun, ister uydurduğunuz bir şey, önemli olun onu temizlemek.
EĞER DOĞRU ADAMSA YATAĞA GİRİN
- Günümüzde modern kadının bekaret derdi yok. Fakat düzenli
ilişki kurmak istediği erkeklerle birkaç kere birlikte olduktan
sonra terk edilen kadın da çok. Bununla ilgili ne yapmak gerekir.
Mesela 'Asla ilk flörtte beraber olmayın,' der
misiniz?
- Derim. Onun dışında, 'Kapınızı kapadığınızda
ayakları üzerinde duran kadın olun.' Erkek, ayakları üzerinde duran
kadın arar. Fakat kadın bunu yanlış anlar. Erkeğin parasına muhtaç
olmamak zanneder. Halbuki erkek, kapısını kapadığında mutlu olan,
ilişkiye ihtiyacı olmayan kadından bahsediyor. Gerçekten böyle
olduğunuz zaman erkekler size mıknatıs gibi çekiliyorlar. Kadınlar,
yalnız ve ilişkisiz kaldıkları zaman kendilerini boşlukta
hissediyor. Bu sıkıntılı süreçte o korkularını yenip
temizleyebilirse, sevgiye hazır hale geliyor. İşte ben, o
olumsuzlukları alıp yerine doğru duyguyu yerleştiriyorum.
- Nasıl birlikte olmalı peki bir kadınla bir
erkek?
- Demin bahsettiğim flört süreci uygulanacak. Bu bir oyun. O oyunu
herkes coşkuyla oynamak ister. Doğru oynandığında erkek doğru cevap
veriyorsa ve kadın güvenmeye başlıyorsa, 'Bu doğru adamdır, ben bu
adamla birlikte olabilirim,' duygusunu hissettiği an yatağa
girer.
DİŞİLİĞİ BASKILAMAK HAMİLELİĞİ ENGELLİYOR
- Sizin geçmiş yaşamınız var mıymış?
- Tabii ki. Kitabın başında var o. İngiltere'de geçmişte sokağa
atılıyorum, çocuğum karnımda ölüyor. Suçlanıyorum, kiliseye bile
kabul edilmiyorum, evlilik dışı hamile kaldığım için. Hatta sonra
tetiklendi bu bende. Ben çocuk sahibi olmadan önce Türk filmi
seyrederken, Türkan Şoray bir gecede hamile kalıyor, onu sokağa
atıyorlar filan. Ben de 'Ne saçmalıyorsunuz, yalan bunlar,'
diyorum. Bir yandan da korkuyorum ama. Çocukken de seyrettiğim
zaman korkmuşum. Sonra da 'Olmuyor ki böyle bir şey, hamile
kalınmıyor ki,' diye kendimi şartlamışım, kalamadığım dönemde.
Biriktirdiğimiz negatif duygular, tepkisi verilmediği zaman
kalıp yaratıyor ve tekrarlıyor kendini. Bedeniniz 'Olmaz ki'yi
öğreniyor. Öğrenmemesi için verebildiğimiz kadar tepki vereceğiz.
Bunu trans altında yaparsak daha kuvvetli etkisi oluyor. Sistemi
temizleyeceğiz, sonra 'Olabilir' duygusunu yeniden yerleştireceğiz.
Ben çocuk doğurduktan sonra bu işlere merak sarıp da bir de hipnoz
okuluna gidince, dişilikle ilgili yarım kalan işlerimi de
tamamlayayım dedim. Dişiliğimi elde ettim. Dişi değil, eril
davranan bir kadın olduğumu fark ettim. Çocuk yapmayı engelleyen
şeylerden biri dişiliği baskılamak oluyor. (Melis Çalapkulu)