Açlık Sınırı 473 Milyon Lira
Abone olTürk-İş Araştırma Merkezi’nin yaptığı araştırmaya göre, yoksulluk sınırı da 1 milyar 437 milyon liraya çıktı.
Türk-İş Araştırma Merkezi’nin yaptığı araştırmaya göre, dört
kişilik bir ailenin dengeli beslenebilmesi için yapması gereken ve
açlık sınırı olarak nitelendirilen aylık harcama tutarı, ocak
ayında geçen yılın aralık ayına göre yüzde 2.8 oranında artarak,
473 milyon 17 bin lira oldu. Açlık sınırı, aralık ayında 460 milyon
27 bin lira, 2003 yılı başında ise 401 milyon 396 bin lira olarak
hesaplanmıştı. Açlık sınırı geçen yılın ocak ayına göre yaklaşık 72
milyon lira arttı. Gıda için yapılması gereken harcama tutarı geçen
yılın aynı döneminde yüzde 5.6 düzeyinde artmıştı. Gıda harcaması
tutarındaki son 12 aylık artış yüzde 17.9, 12 aylık ortalamalara
göre değişim oranı ise yüzde 30.1 düzeyinde gerçekleşti. Gıda
fiyatlarındaki artışın özellikle sebze fiyatlarından kaynaklandığı
belirtilen açıklamada, “Yurdumuzun büyük bir bölümünü etkisine alan
olumsuz hava şartları sebze ve meyve arzını olumsuz etkileyince
yansıması fiyat artışlarında ortaya çıktı. Mevsim şartlarının
etkisiyle meydana gelen fiyat artışı hesaplama dışı bırakıldığında
gıda fiyatlarındaki aylık artış yüzde 1.1 olarak hesaplandı”
denildi. Dört kişilik ailenin gıdanın yanı sıra, kira, ulaşım,
yakacak, aydınlatma, su, giyim, eğitim, telefon, kültür gibi temel
gereksinimleri için yapması gereken ve yoksulluk sınırı olarak
nitelendirilen harcama tutarı ise ocak ayında 1 milyar 437 milyon
742 bin lira olarak gerçekleşti. Yoksulluk sınırı geçen yılın aynı
döneminde 1 milyar 220 milyon lira düzeyinde bulunuyordu. Buna
göre, çalışanlar aradan geçen süre içinde zorunlu gereksinimlerini
karşılamak için 218 milyon lira daha fazla harcama yapmak zorunda
kaldı. Yoksulluk sınırı, aralık ayında ise 1 milyar 382 milyon 782
bin lira düzeyinde bulunuyordu. Türk-İş açıklamasında, aynı dönem
itibariyle net asgari ücretin 226 milyon liradan 303 milyon liraya
çıkarıldığı ve aradan geçen bir yılda artış tutarının sadece 77
milyon lira ile sınırlı kaldığı vurgulandı. Açıklamada, “IMF işte
bu artışı fazla bulmuş ve kamuoyuna yansıdığı biçimiyle siyasal
iktidarı bu nedenle sorgulamıştır” denildi.