Açılım en çok hangi partiye yarar?
Abone olSon seçimlerdeki isabetli tahminleriyle dikkatleri üzerine çeken Adil Gür Kürt açılımıyla ilgili ilginç tespitlerde bulundu.
29 Mart yerel seçimleri öncesinde, sandıktan çıkacak
sonuçları büyük oranda doğru tahmin eden A&G Araştırma
Şirketi'nin sahibi Adli Gür, içinde bulunduğumuz 'Kürt açılımı'
sürecinin sandığa nasıl yansıyacağını değerlendirdi.
Akşam gazetesine konuşan Gür'e göre, açılımın adı 'Demokratikleşme
ve İnsan Hakları Açılımı' olmalıydı. Süreç yanlış başladı. Adil
Gür, bu sürecin en karlı partisi olarak DTP'yi görüyor. Şehit
yakınları rencide olduklarını düşünürse AK Parti'nin ciddi yara
alacağını öngörüyor.
İşte Gür'ün yorum ve tahminleri:
AÇILIMA HALK DESTEĞİ YÜZDE 70'DEN 50'LERE
İNDİ
"Bu açılımın adı aslında 'Kürt açılımı' değil 'Demokratikleşme ve
İnsan Hakları Açılımı' olmalıydı. Sayın İçişleri Bakanı, uzun
zamandır adı ister Güneydoğu, ister Kürt sorunu olsun
çözümden yana olanlarla değil, karşıtlarıyla görüşmelere
başlamış olsaydı, belki bugün daha farklı bir noktada
olunabilirdi.
AÇILIM HÜKÜMETİN DESTEĞİNİ DÜŞÜRDÜ
"Açılımdan önce destek yüzde 70'di. Tartışma başlayınca bu rakam
yüzde 50'lilere düştü. Şu an Türkiye'nin bence yarısı destekliyor
ve yarısı sürece karşı çıkıyor."
DOĞRU ZAMAN MI?
Keşke demokratikleşme ve insan hakları açılımı, terörün gündemden
düştüğü 2002- 2005 arasında yapılsaydı. Çünkü AK Parti o
dönemde de iktidardaydı. O zaman yapılsaydı, hükümet bu
dönemdeki yoğun tartışmalara maruz kalmazdı. Belki şu
söylenebilirdi: O tarihte Kürtlerin temsilcileri yani DTP
temsilcileri Meclis'te yoktu.
AK PARTİ TABANI AÇILIM SÜRECİNE NASIL
BAKIYOR?
Hükümet dışında bu konu hakkında hiç kimsenin fikri yok. O nedenle
paketin içinde neler var, bunlar kamuoyuna açıklanıp tartışıldıktan
sonra yeni bir araştırma yapacağız. Ama açılım
tartışmalarından önce gördüğümüz şu idi. Türkiye'nin yüzde 70'inden
fazlası, Güneydoğu'daki terör sorununun çözümü için silahlı
mücadele dışında, devletin yeni adımlar atması gerektiğini
düşünüyordu. Burada AK Parti, CHP, MHP seçmeni arasında
çok büyük farklılıklar yok. Bugün açılımın en büyük taraftarı gibi
görünen AK Parti seçmeninin yüzde 68'i, Güneydoğu'daki terör
sorununun çözümü için yeni adımlar atılması gerektiğini düşünüyor.
Bu oran CHP ve MHP seçmeninde yüzde 70'den fazla
idi. Yani bugünkü tartışmalardan daha farklı şekilde,
siyasi partilerin seçmenlerinde çok büyük farklılıklar yok. Şu
noktada 'filanca partinin seçmeni ne düşünüyordur'u doğru ölçmek
mümkün değil. Çünkü açılımın neleri kapsadığını bilemiyoruz.
Kamuoyuna açıklanıp tartışıldıktan sonra ölçebiliriz.
DTP'NİN TABANI DAHA İSTEKLİ
Sadece AK Parti tabanı değil Türkiye'deki tüm seçmenler, (DTP
seçmeni belki daha yüksek, yüzde 90'lardan fazla oranda) açılım
konusunda istekli görünüyor. DTP dışındaki partilerin
seçmenleri de bu tartışmalardan önce karşı değildi.
Dediğim aslında şu: 'Açılım, sürecin işleyişi, adının konması ve
metot dolayısı ile yanlış olmuştur. Eminim ki bugün bir
araştırma yapılsa açılıma, tartışmalardan önceki araştırmada elde
ettiğimiz bulgulardan daha az oranda destek çıkar.
SİYASİ MUTABAKATLA BAŞLAMALIYDI
Cumhurbaşkanı liderleri toplayarak önce siyasi partiler arasında
hatta TBMM'de mutabakat aramalı ve bu konu tartışılmalıydı. Daha
sonra sivil toplum liderleriyle, gazetecilerle, sanat önderleriyle
görüşülmeliydi. Çünkü bu yapılmadığı için, CHP ve MHP daha
içeriğini dahi bilmediği bir konuda karşı fikirlerini beyan
etmiştir, görüşmede dahi bulunmamışlardır. AK Parti temsilcilerine
randevu dahi vermemektedir.
OBJEKTİF TARTIŞMA İMKANI OLMADI, KAFALAR
KARIŞTI
Bir de süreç yanlış bir noktadan başlamıştır. Tartışmadan dolayı
kamuoyunun kafası karışık. Karışıklığın nedeni yine siyasetçiler.
Bugün Türkiye'deki aydınların önemli bir kesimi ve iktidar, açılımı
önemsiyor. Ana Muhalefet ve diğer muhalefet partisi şiddetle karşı
çıkıyor. Böylece Türkiye'de objektif bir tartışma ortamı ortadan
kaybolmuştur. İnsanlar artık bu sürece, siyasi düşüncelerini hep
aklının bir köşesinde saklı tutarak cevap verecektir. Yani, AK
Parti'ye yakın olanlar önemli oranda destek verecektir. CHP veya
MHP seçmeni, belki böyle bir tasarıya daha yüksek oranda olumlu
bakacak iken artık şiddetle karşı çıkacaktır.
DTP'NİN TEMSİL GÜCÜ BU SÜREÇTE KABUL
EDİLDİ
DTP'nin bu sürecin en karlı partisi olduğunu düşünüyorum. Yakın
zamana kadar DTP'yi Kürtlerin gerçek temsilcisi kabul
etmeyip, PKK'nın Meclis'teki uzantısı olarak düşünen çevreler bile
bugün, Güneydoğu'daki Kürt oylarının bir kısmının resmi temsilcisi
olduğunu kabullenmişlerdir. Bu, DTP için büyük bir
başarıdır. Toplu manada ben bu sürecin en karlı partisinin DTP
olduğunu düşünüyorum. Sonunda, Güneydoğu'da bir çözüm olsa bile AK
Parti oylarıkadar DTP oyları da olumlu bir şekilde etkilenecektir.
Çünkü DTP'nin Meclis'e girdiği günden bu yana sürdürdüğü
politikaların kazanımlarının sonucu olarak algılanacaktır.
AK PARTİ'NİN OYLARI GÜNEYDOĞUDA NE OLUR?
Bu, o bölgede yaşayan Kürt kökenli vatandaşların ister istemez
hoşuna gidecektir. Güneydoğu'da AK Parti oyları bundan
olumlu etkilenecektir. Şu önemli AK Parti, Güneydoğu'daki oyunu
arttırırken Kayseri'deki, Yozgat'taki oyunu muhafaza ediyorsa sorun
yok. Güneydoğu'da oyunu artırırken milliyetçi oylarını
kaybederse, pirince giderken evdeki bulgurdan olmak durumu riski
var.
AK PARTİ OYUNU ARTIRIR MI?
Kürt açılımından sonra oyunu artırır mı, düşürür mü? Bunu konuşmak
çok daha doğru olur. Bugün seçim olsa AK Parti'nin oyunu önemli
oranda etkileyecek bir konu değildir bu. Neden? Çünkü bugün
sadece lafta Kürt açılımından öte bir şey yok.
AÇILIM GERÇEKLEŞİRSE NE OLUR?
Bu konunun çok ince bir çizgi üzerinde olduğunu düşünüyorum. Hani
eskilerin tabiri ile, 'aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık'
hesabı. O ince çizginin yakalanmasının çok zor olduğunu
düşünüyorum. Yani bu açılımın sonunda, ya Türkler ya da Kürtler
memnun olmayacaktır. Çünkü bir baba, mirasını 2 ya da 3 öz
evladına taksim ederken bile mutlaka kişisel görüşü olur. Hiç eşit,
taksim yapıldığını düşünen olmaz. O nedenle (Cumhuriyet
tarihi boyunca seçmen tercihini belirleyen en önemli şeyin ekonomi
olduğunu gördüğüm için) Kürt açılımı sonunda Türkiye terör
belasından kurtulursa bunun tabiiki AK Parti'ye birkaç
puanlık yansıması olur. Ama oylarını yüzde 50'lere 60'lara
taşımaz.
SEÇMENİN ÖNCELİĞİ AŞ VE İŞ
Bugün Türkiye'nin en önemli meselesi Kürt açılımı veya terör
değildir. Elbette ki en önemli meseleleri arasındadır. Ama seçmenin
birinci önceliği aş ve iştir. İşsizliğe ve yoksulluğa çare
olunmalıdır. Ekonomide önemli bir iyileşme olmazsa, Kürt açılımı
başarıya ulaşsa bile AK Parti oylarına etkisi sınırlı olur. Ekonomi
açısından önemli düzelmeler olursa da AK Parti oyları bundan çok
fazla etkilenir.
MİLLİYETÇİ OYLAR İÇİN KRİTİK VİRAJ
Son günlerde kamuoyunda tartışıldığı gibi bu açılımın İmralı
muhatap alınarak yapıldığı algısı olursa; Edirne, Tekirdağ, Yozgat,
Kayseri'de yaşayan, ailesinde, köyünde, mahallesinde şehit
cenazesine katılmış, yakınını kaybetmiş insanlar az da olsa rencide
olduğunu düşünür ise AK Parti çok büyük bir yara
alır. Yani son yerel seçimlerde AK Parti, kamuoyunda
söylenenin aksine Türkiye'nin sahillerinde oy kaybetmedi. AK Parti
Erzurum, Kayseri, Konya, Yozgat'ta oy kaybetti. Yani AK Parti'nin
İzmir, Edirne, Aydın, Muğla hatta seçimi kaybettiği Antalya'da oyu
azalmadı. AK Parti, Kayseri, Erzurum'da yüzde 20 oy kaybetti.
Kayseri'de yüzde 18, Konya'da yüzde 13 oy kaybetti. Yani özetle AK
Parti, milliyetçi muhafazakar seçmenini kaybetti. Bu süreçte,
algılar iyi yönetilemezse AK Parti'nin bu özellikle milliyetçi
seçmendeki oy kaybı hızlanabilir.