Acı bir kayıbın üçüncü yılı
Abone olTürk basının en önemli kalemlerinden Yalçın Özer, 3 yıl önce bugün vefat etti. Özer, bugün öğle namazından sonra Ankara Bağlum'daki kabri başında anıldı.
Usta yorumları, farklı bakış açısıyla Türk basınında önemli bir
yer edinen Özer, taraflı tarafsız herkes tarafından sevilen bir
isimdi. Merhum Özer, bugün öğle namazından sonra Ankara Bağlum'daki
kabri başında anıldı. 80’li yıllarda Turgut Özal’ın en
yakınlarından birisi olan Yalçın Özer, 90’lı yıllarda da siyasetin
şekillenmesine önemli katkılar yapmıştı. Herkesin ağabeyisi olarak
kabul ettiği Özer'in, baskılar sonucu bırakmak zorunda kaldığı
yazarlığının son yazısını sizlere sunuyoruz. Özer 1997 yılında
yazdığı son yazısında aslında günümüze de ışık tutuyor. İşte Yalçın
Özer’in ‘ Allahaısmarladık ‘ isimli yazısı.... ALLAHAISMARLADIK
(21.06.1997) Okullar dün yaz tatiline başladı... Çocuklara daha
evvel söz vermiştik...İznimizin bir bölümünü geçirmek üzere
Amerika’ya gidiyoruz. Buna bizim de ihtiyacımız var. Çünkü
Ankara’nın havası gereğinden fazla kirlenmiş durumda... Oradan sık
sık yazarak, yine siz okuyucularımızla buluşacağız. Şimdilik bütün
okuyucularıma “Allahaısmarladık” diyorum. SİYASAL İKTİDAR MASALI
(25.06.1997) New York/ABD ABD’ye hareket etmeden evvel Başbakan
Erbakan ile bir telefon görüşmesi yaptık. “Bizim grubumuz tam kadro
hükümete ‘hayır!’ diyecek!” dedi. Hoca dünkü RP Grup toplantısında
bu konuda karar alındığını belirtiyordu... RP Lideri, DYP grubunun
da aynı yönde karar alacağını (Bu karar da alındı); ve BBP’nin daha
evvel tam kadro, Yılmaz hükümetine ‘hayır’ diyen açıklamasını
hatırlattı. “Toplam 283 milletvekili ediyor. Tam 9 tane yedeği
var.Satın alacaklarını da aldılar. Artık Mesut Yılmaz’ın hiçbir
şansı kalmadı” dedi. Mesut Yılmaz’ın avantajı nerede?.. Dün Mesut
Yılmaz, DYP Lideri Tansu Çiller’le yaptığı görüşmede son derece
dikkate değer bir şey söyledi. Bu söz, Türkiye’deki rejimin ne hale
geldiğini açıkça ortaya koyuyor. Yılmaz, Tansu Çiller’e: “Demirel,
hükümeti kurma görevini sana vermeyecek” diyor. Tansu Çiller’in bu
olayla ilgili yorumu şöyle; “Eğer bu söz Demirel’den
kaynaklanıyorsa, Türkiye’de demokrasi iflas etmiştir.” Bu sözü
Mesut Yılmaz, Çiller’e neden söylüyor?.. “Ben bir yerlerin
adamıyım. Senin hiçbir şansın yok. Gel bize teslim ol!” demenin
siyaset ahlakındaki yeri nedir?.. SİYASİ AHLAK SINAVI Mesut
Yılmaz’ın böyle bir yolla görevi kabul etmesi, transfer pazarı
açarak başbakan olmaya soyunması, ANAP liderinin gittikçe daha
fazla gömüldüğü bir bataklıkta siyaset yaptığını gösteriyor... Peki
demokrasinin olmadığı bir ortamda, hangi hükümetten veya hangi
liderden bahsediyoruz? Böyle ortamlarda öne çıkarılan liderler, bir
yerlerin adamı olurlar... Ama asla Türk milletinin adamı
olamazlar... İşte Mesut Yılmaz’ın avantaj gibi görünen, dezavantajı
da burada... ANAP bunu nasıl görmüyor. Bu hal partiyi Türk
Milletinden büsbütün soyutlarken, fatura sadece Yılmaz’a mı
çıkacaktır?.. ANAP Turgut Sunalp’in MDP’si halini almış bulunuyor.
İyi ki Turgut Özal bugünleri görmedi... Türkiye’de onlar nerede
düğümleniyor?.. Apaçık bellidir ki halkın söz sahipliği ilkesinin
ortadan kalkmış olmasında... Dün Tansu Çiller’in “Sayısal üstünlük,
siyasal üstünlük” konusu üzerine söylediklerine dikkatle eğilelim.
Anayasa’nın hiçbir yerinde “siyasal üstünlük” diye bir demagoji
yoktur. Şimdi nasıl oluyor da bir cumhurbaşkanı, (hem de Anayasa’ya
uyuyorum) diyerek Meclis iradesini yok sayar?.. Kafamız iyice
karışıyor... BAYKAL’IN SÖZLERİ... Dün CHP adına Deniz Baykal’ın
yaptığı açıklamalar da kendi açılarından gerçekçiydi. Böylesine
zayıf (birbirini tutmaz) bir tabana sağlam bir hükümet modeli
oturtulamazdı. Baykal, Yılmaz’ın 11 aylık hükümet kurma projesine
hayalci yakıştırmasını getirdi. “Son üç yıldaki ortalama hükümet
ömrü, 5,5 ay...” dedi. Buna Mesut Yılmaz ortalamasını ekledi; “3
ay”... Şimdi tabloya bakalım; Mesut Yılmaz’ın kurmak istediği
hükümette 4 parti var. Bunların toplam sandalye sayısı 252 ediyor.
Bu sayıyla hükümet olmak mümkün değil. Mesut Yılmaz acaba aradaki
büyük boşluğu neyle dolduracak?.. Elbette elindeki cep telefonu ile
yönettiği milletvekili transfer pazarı ile doldurmaya çalışacak...
Nasıl olsa DYP bir tükenmez şerbetidir... İçinden milletvekili al
al bitmiyor... Açık içinde menba DYP’dir... Üç aşağı beş yukarı
pazarlıklar tamamlanır... Sonra da Cumhuriyet hükümeti ortaya
çıkar... Tansu Çiller oyununu büyük oynuyor. Dün Çiller’in ortaya
koyduğu kıstaslar, evrensel demokrasinin kıstaslarıdır... Çiller bu
kıstaslara göre politika yapıyor ve Türk Milleti'nin iradesini
savunuyor... SİYASAL ÜSTÜNLÜK NE DEMEK?.. Demokraside ilk önce,
eşit oy ilkesi vardır... Hiçbir kamuoyu, hiçbir etnik grup, hiçbir
zümre, vatandaşın sandıkta ortaya koyduğu seçmen iradesinin üzerine
çıkamaz. Bunlar Anayasa’da çok açık yazılıdır... Siyasal üstünlük
denen hikayeyi biz yıllar evvel çok dinledik. Ecevit’in 1980
öncesinde, “Sayısal iktidar sağda. Siyasal iktidar bizde” dediği
günleri unuttuk mu?.. O günlerde demokrasiyle (sandıksal demokrasi)
diyerek alay edenlerin bugün ne hallere düştüklerini biliyoruz.
Bütün bunlardan sonra yine bazı partilerin siyasal iktidar
(yalanının) peşine düşmeleri, herhalde sadece hafıza kaybı ile
ilgili olmamalıdır. Siyasal iktidar, belli bir medya kesiminin
uydurduğu masalın adıdır. Bu kavram, Türk Milleti’ni yok saymanın
veya verilen oyların değersiz olduğuna inanmaktan gelen eski
ceberut oligarşi dönemlerini özlemenin adıdır. Sahte demokrat ile
hakikisini ayırt etmek için iyi bir mi’yardır. Bir zamanların her
seçimden eli boş çıkan eski siyaset adamına atfedilen “Nankör
Millet” sözünün bugünkü Türkçeye çevrilmiş şeklidir... Siyasal
iktidar, oylarının rengine göre Türk Milleti’ni birinci sınıf,
ikinci sınıf vatandaş diye ayırmanın kibar yoldan anlatımı ve
dolayısı ile Türk Milleti’ne duyulan derin hınç ve öfkelerin
tezahürüdür... Bu millet bu yollara sapanlara yakında iyi bir
demokrasi cevabı hazırlamaktadır. Bekleyiniz, yakında
göreceksiniz...