Abdullah Öcalan'ın ağzına baktırdığı 2 konu
Abone ol2015 genel seçimleri öncesi HDP İmralı heyeti'nin Abdullah Öcalan ile gerçekleştireceği en geniş katılımlı toplantının yarın yapılması bekleniyor İşte o toplantıda konuşulması beklenen iki önemli konu...
İNTERNETHABER.COM- 2015 genel seçimleri
öncesinde HDP heyeti ve İmralı'da bulunan Abdullah Öcalan arasında
çözüm sürecine ve seçim stratejilerine ilişkin yapılacak en geniş
kapsamlı toplantının yarın (3 Şubat 2015) gerçekleştirilmesi
bekleniyor. Peki bu toplantıda özellikle hangi konuların üzerinde
durulması bekleniyor? Radikal yazarı Murat Yetkin HDP heyetinin
İmralı ziyaretinde ele alınacak konuları
yazdı...
Yetkin "Görüşmelere hükümet adına, artık resmi yetkilendirmeyle,
muhtemelen Müsteşar Muhammed Dervişoğlu başkanlığında Kamu Düzeni
ve Güvenliği Müsteşarlığı (KDGM) heyetinin, Milli İstihbarat
Teşkilatı’ndan (MİT) kilit isimlerin geniş bir HDP ve ilgili
kuruluşlar heyetinin katılmasının beklendiğini" yazdı.
YETKİN: HDP VE HÜKÜMETİN ÖCALAN'IN 'AĞZININ İÇİNE BAKTIĞI'
KONU...
Yetkin'e göre bu toplantıda üzerinde durulacak en kritik konular
Öcalan'ın 'mutlak eylemsizlik' çağrısı yapıp yapmayacağı ve HDP'nin
7 Haziran seçimlerine parti olarak girip girmeyeceğine ilişkin son
kararı hakkında Öcalan'ın koyacağı son nokta...
Yetkin, hükümetin de, HDP'nin de PKK lideri Öcalan'ın bu
konularda ne diyeceğini merak ettiğini, deyim yerindeyse ağzının
içine baktığını ileri sürdü.
İşte o yazıdan çarpıcı satırlar:
Hükümet Nevruz'a dek "mutlak eylemsizlik" açıklaması, HDP seçime
parti olarak girmesi konusunda Öcalan'ın ne diyeceğini merak
ediyor, Öcalan'ın ne diyeceğine bakıyor.
Aslında ilk planlama 3 Şubat Salı, yani bugün için yapılmıştı.
Marmara’daki fırtına engel oldu, hâlâ da küçük bir ihtimal de olsa
bugün yapılabilir, ama yüksek ihtimalle yarın 4 Şubat Çarşamba günü
yapılacak.
Son iki buçuk süren görüşmelerin en geniş katılımlısı, en
kapsamlısı ve 7 Haziran seçimlerine giden yolda en kritik olanı
sayılıyor, hem devlet, hem HDP kaynaklarına göre.
En çok merak edilen iki konu var:
1- Hükümet, yasadışı PKK lideri Abdullah Öcalan’ın o beklenen
“mutlak eylemsizlik” çağrısını bu toplantı
sonrasında yapıp yapmayacağını merak ediyor. Malum, Başbakan
Yardımcısı Yalçın Akdoğan geçen hafta en geç 21 Mart Nevruz gününe
dek böyle bir açıklama beklendiğini söylemişti.
2- HDP de 7 Haziran seçimlerine parti olarak mı, yoksa
alışıldık olduğu üzere bağımsız milletvekilleri yoluyla mı
girilmesi konusunda Öcalan’ın ne diyeceğini merak
ediyor. Malum, hem HDP, hem PKK’daki eğilim adaletsiz
yüzde 10 barajına meydan okunması yönünde; tabii meclis dışında
kalmayı göze alarak.
Özetle hükümet de, HDP de PKK liderinin ne diyeceğini merak ediyor,
deyim yerindeyse ağzının içine
bakıyor.
Doğrudan diyalog sürecini 2012’de başbakan iken başlatan
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da, onu 2 Ekim kararnamesiyle müzakere
sürecine dönüştüren Başbakan Ahmet Davutoğlu da Öcalan’ın
“eylemsizlik” çağrısı gelip gereği yerine getirilmedikçe daha ileri
adımların atılmayacağını söylüyor.
PKK IŞİD'E RAĞMEN SİLAH BIRAKIR MI?
Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütünün Irak ve Suriye’deki
yükselişi, Musul, Kobani, şimdi Kerkük gibi gelişmeler sonucu
PKK’nın tamamen silah bırakması seçeneği zaten şu anda masadan
kalkmış durumda.
Ama hükümet en azından Türkiye sınırları içinde, hem de seçim
iklimine girilirken “kamu düzeninin” bozulmasını istemiyor.
Öte yandan, mesela yerel yönetimlere geniş mali ve idari özerklik
Avrupa Yerel Yönetimler Şartı imzalanmış, Meclis’te onaylanmayı
bekliyor, o açıklama geldiğinde. Valiliklerin kullanımına verilen
toplam 50 bin devlet kadrosu da öyle.
IŞİD MÜCADELESİNDEN SONRA BATININ GÖZÜNDE PKK'NIN
KONUMU
Ancak PKK, özellikle 6-7 Ekim olaylarını durdurmak için
Davutoğlu’nun MİT aracılığıyla Öcalan’dan çağrı yapmasını istediği
günden bu yana, siyasi üstünlüğü eline geçirdiğine inanıyor. Irak
ve Suriye’de IŞİD’e karşı verilen savaş ise, yalnızca Batı âleminde
PKK’nın “terörist” görüntüsünün “IŞİD’e karşı terörist” olarak
kırılmasına yol açmakla kalmadı, aynı zamanda PKK’nın askeri
anlamda hem sayı hem eğitim olarak iki yıl öncesine göre
gelişmesine de yol açtı.
HÜKÜMETLE PAZARLIK
Kandil ve Brüksel, bu durumun kendilerine hükümetle pazarlıkta
fazladan güç kattığına inanıyor, pazarlığın şartlarını değiştirmek
istiyorlar. Mesela Başbakanlık Başdanışmanı ve diyalog sürecinin
aktörlerinden olan Hatem Ete’nin “Kürt özerkliği olmaması koşuluyla
müzakere başladı” sözüne, Zübeyir Aydar, “Hayır, biz statü
istiyoruz” karşılığını veriyor.
SEÇİM VE MÜZAKERE SÜRECİ
Hem hükümet, hem HDP kanadı gelinen özel koşullarda müzakere süreci
ile seçim sürecinin iç içe geçtiği gerçeğini kabul ediyor.
O yüzden Öcalan’ın hem eylemsizlik duyurusu, hem de HDP’nin seçim
tutumu konusunda bu müzakere oturumunda söyleyecekleri önümüzdeki
günlerde bizi nelerin beklediğini anlamak açısından had safhada
önem taşıyacak.