Türkiye olarak Abdülhamit’in gidişi ile beraber çok fazla
darbeli süreçler yaşadık.
Abdülhamit dahi darbe ile gitti denilebilir.
Ve o tarihten itibaren darbeler, koalisyon dönemleri, tek
partili zorlama bir süreç, yasaklar, hapisler, vs. uğraşıp
durduk!
Daha doğrusu bizi uğraştırdılar!
Batıda 1571’de başlayan “Türklere karşı önlem alınmalı” teyakkuz
hali 1683 ile biraz daha ivme kazandı ve bize karşı Avrupa Birliği
kuruldu.
Siz buna Haçlı ya da Bizans Birliği de diyebilirsiniz.
Abdülhamit sonrası 2002’ye kadar olan süreci yukarıda kısa bir
cümle ile özetlemeye çalıştım, detaya gerek olmadığı
kanaatindeyim.
2002'den itibaren zorlu Mekke dönemini
yaşadık, 15 Temmuz Fetullahçı Terör Örgütü’nün darbe
girişimiyle yeniden millet olmaya doğru adım
attık.
Sayın Cumhurbaşkanımızın o tarihten itibaren nöbette
kalın, sizi meydanlarda görmek istiyorum demesinin sebebini de dün
mitingde anladık.
Başkomutan aslında bizleri meydanda tutarak hem
olası bir tehlikeye karşı müteyakkız hali devam ettirmemizi
isterken hem de birlik ve beraberlik oluşsun
istiyordu.
Ve bu da gerçekleşti.
Demokrasi ve Şehitler Mitinginde bu birlikteliği
ülkenin ve siyasi arenanın her rengiyle müşahede
ettik.
Evet, 2002’den beri zorlu Mekke dönemini
yaşadık, şimdi ilmek ilmek Medine dönemini
yaşama ve yaşatma vaktidir...
Politik mühendisliklerin ve stratejilerin yapıldığı bir
coğrafyanın milletiyiz.
Üzerimizde çizilen planlar, krokiler bizi Abdülhamit’ten
itibaren bu zamana kadar tarihin nesnesi halinde
tuttu!
Bu planları bozmanın, tarihin öznesi haline gelmenin vaktidir bu
miting birlikteliğinin göstergesi.
Global krizler doğurarak kendilerine bağımlı, silik, kimliksiz,
pasif bireyler topluluğundan oluşan bir millet olmamız için üst
aklın egemen güçleri FETÖ maşasıyla bu durumun daha da diplerde
yaşanması için kanlı bir darbe girişimini hayata geçirdiler.
Önce millet sonrasında ise Başkomutanımız Recep Tayyip Erdoğan
sayesinde bu bertaraf edildi ve Demokrasi mitingi ile beraber
taçlandırıldı.
Batı hem bizi hem İslam coğrafyasını öyle bir algı ile kontrol
altında tutmaya çalıştı ki her tarafta ya “barbar Türkler” ya da
“İslamcı terör” algısını kabul ettirmeye çalıştı.
“Müslüman görünce kafanı çevir ya kaç ya kovala!”
“Zira o, olsa olsa bir teröristtir!”
Formül bu minvalde bir algıyla işlendi uzun yıllardır.
Bu darbe girişimindeki tasmalı maşa FETÖ’cülerin sebebiyet
verdiği bir vakıayı daha tespit etmiş olduk.
Batılı halkların bu algıya yenik düşmesinin müsebbibi
FETÖ’ymüş.
Her ülkede açtıkları okulları ve sair kurumları aslında bu tür
bir algı çalışmasının zeminini de beslemiş.
Batıda "İslam terör dini!" algısı artık şüphe yok ki
FETÖ yüzündendir...
Dedik ya ilmek ilmek Medine dönemini yaşama ve yaşatma vaktidir;
artık bu miting birlikteliği ile beraber bütün ülkece bu algının
yok olabilmesi için her birimiz gayret etmeliyiz.
Avrupa’da yaşayan vatandaşlarımıza da çok iş düşüyor.
Yeniden Millet oluyoruz!
Bu millet uzun süre Batıya karşı bizleri savunabilecek ve
hakkımızı koruyabilecek bir liderden yoksun yaşadı.
Yeniden Millet olarak biliyoruz ki liderimiz güçlü ve
samimi.
Demokrasi mitinginde gördüğümüz fotoğraf bu tespitimizin
ispatıdır;
CHP muhalefetiyle, Bahçeli Devletçe duruşuyla, TSK
ciddiyetiyle, Türkiye Milletçe bir kez daha gösterdi ki bu milletin
Lideri Recep Tayyip Erdoğan’dır.
Sayın Devlet Bahçeli’nin de dediği gibi “Yeni Seferimiz
Yenikapı’dan başlamıştır.”
Liderimizle beraber çıktığımız tarihin öznesi olma yolunda,
gazamız mübarek olsun.
Medine dönemi bundan sonra gazalarla süslenecek ve
Allah’ın inayetiyle zaferlerle hedefe ulaşacaktır.
twitter.com/msbeser
facebook.com/msbeser