ABDnın Ortadoğuyu işgal planı
Abone olABD'de Başkan adaylarından General Clark, Ortadoğu planlarını anlattı: 5 yıl içinde 7 ülkeyi işgal edeceğiz.
Beş yıl içinde yedi ülkeyi ele geçireceğiz: Irak, Suriye, Beş
yıl içinde yedi ülkeyi ele geçireceğiz: Irak, Suriye,
Lübnan, Libya, Somali, Sudan, İran...” Amerika Birleşik
Devletleri Ordusu Generali General Wesley Clark,1999-Yugoslavya
Savaşı sırasında NATO Avrupa Müttefik Birlikleri Başkomutanıydı.
2004’te Demokrat Parti’nin Başkan adayı olarak gösterildi.
Clark “Irak’ta Yapmamız gereken şey, Amerikan gücünün diplomatik,
ekonomik, legal ve askeri tüm unsurlarını kullanan bir stratejiye
sahip olmaktır. Hemen şimdi bölgeye üst düzey bir diplomatik grup
gönderirdim. İran ve Suriye’yle engelsiz ve önkoşulsuz müzakereler
yapardım. Halihazırdaki 150 bin askeri çekmek ya da 50 bin daha
göndermek dahil tüm planlarımın bilinmesine izin verirdim.”
diyor.
Kanada Merkezli Düşünce Kuruluşu Democracy Now Global Research'dan
Amy Goodman'ın röportajı
Başkanlık için aday olacak mısınız?
General Clark: Olmayacağım demedim.
Neyi bekliyorsunuz?
General Clark: Şu an tartışma özgürlüğüm olmayan bir kaç ön koşul
için bekliyorum. Ancak şunu söyleyeceğim, bu konu hakkında her gün
düşünüyorum.
İran hakkında konuşalım.Tüm bu gelişmeler, kitle imha
silahlarının varlığı iddiasıyla yönlenen Irak savaşının
başlangıcının bir tekrarı mı?
General Clark: Evet, bir bakıma. Fakat bildiğiniz gibi tarih
kendini özellikle iki kez tekrar etmez. 2002’de Kongre’deki
tanıklığımda uyardığım konu şuydu: “Eğer bir devlet
hakkında endişelenmek istiyorsanız, bu Irak değil, İran
olmalıdır”. Ancak bu hükümet ve yönetimimiz, Irak için
endişelenmek istedi, İran için değil.
Nedenini biliyordum çünkü 11 Eylül’ün hemen ardından
Pentagon’daydım. 11 Eylül’den 10 gün sonra, Pentagon’a gittim.
Generallerden biri beni içeri çağardı. “Irak’la savaşa
girmeye karar verdik”.Ya 20 Eylül ya da o sıralardaydı.
“Irak’la savaşa mı gireceğiz? Neden?” dedim. “Bilmiyorum” dedi,
“Bana kalırsa başka ne yapacaklarını bilmiyorlar”.
Birkaç hafta sonra onu tekrar görmek için gittim, o sıralar
Afganistan’ı bombalıyorduk. “Hala Irak’la savaşa girme durumunda
mıyız” diye sordum. “Daha da kötüsü” dedi.
Masasına uzandı, bir kağıt aldı. ‘Bunu az önce yukarıdan aldım’
-Savunma Bakanı’nın ofisinden anlamına geliyordu- ‘Beş yıl
içinde, Irak’la başlayan sonrasında Suriye, Lübnan, Libya, Somali
ve Sudan’la devam edip İran’la bitecek yedi ülkeyi nasıl ele
geçireceğimizi anlatan bir not.’ “
İRAN ABD'NİN SADDAM'I DEVİRMESİNDEN MEMNUN
Şu ülkelere geri dönelim.
General Clark: Irak’la başlıyor, sonra Suriye ve
Lübnan, ardından Libya, Somali, Sudan ve İran’a dönüyor. İran’a
baktığınızda, “Bu bir tekrar mı” dediniz, tam anlamıyla bir tekrar
değil. Doğrusu şu: Başlangıçtan beri İran, ABD’nin Irak’taki
varlığını hem bir tehdit hem bir lütuf olarak gördü.
Çünkü Saddam Hüseyin’i ve Baas’ı ele geçirdik. Onlar başa
çıkamamıştı, biz onlar için bunu yaptık. Aynı zamanda bir tehdit,
çünkü bu listede sıradaki onlar.
İRAN KENDİNİ SAVAŞIN İÇİNDE GÖRÜYOR
İran’ın yerinde olsaydınız büyük ihtimalle ABD’yle zaten bir savaş
içinde olduğunuza inanırdınız. Çünkü rejimlerinin değişmesi
gerektiğini iddia ediyoruz, Kongre’den bunun için 75 milyon dolar
tahsis etmesini istiyoruz, İrak’a (metinden aynen) sızan ve her
şeyi havaya uçuran terörist grupları sözüm ona destekliyoruz.
Bunu yapmıyorsak bile haberdarız ve cesaretlendiriyoruz. Sonuç
olarak İran’la karşı karşıya gelme durumu ya da kriz noktasına
gelinmesi şaşırtıcı değil. Benim işaret ettiğim nokta İranlıların
iyi adamlar olduğu değil- ki değiller-; son, en son çare olması
dışında güç kullanmamanız gerektiğidir. Bir askeri seçenek var, ama
kötü bir seçenek.
İŞGAL EDİLECEK 5 ÜLKEYE GİZLİ OPERASYONLAR
DÜZENLENİYOR
Suudi Arabistan destekli Sünni İslamcı
grupların güçlenmesi ve İran’ı arkasına alan Şiilerin
zayıflatılması çabaları kapsamında, Bush yönetimi ve Suudi
Arabistan; Ortadoğu’da Lübnan, Suriye, İran gibi pek çok bölgede
gizli operasyonlar için para aktarıyor.
Bu örtülü para akışının bir kısmı Lübnan’da El-Kaide bağlantılı
cihad yanlısı gruplara gidiyor.
Şiilerle mücadelenin finansmanı, Prens Bender ve -Kongre’den onay
almadan-ABD nakit akışıyla sağlanıyor, böylece para El-Kaide
bağlantılı Sünnilere ulaşmış oluyor.
SUUDİLER ABD'DEN RAHATSIZ
Bakın Suudiler, Irak
neticesinden muazzam çıkarlar elde edeceklerinin farkında ve
bölgede özellikle ABD’nin kararına güvenmiyorlar. Irak’ta
yeterliliğimizi tam olarak kanıtlamadık, bu yüzden işleri kendi
çıkarlarına çevirmeye çalışıyorlar. Asıl tehlike, aslında oldukça
karmaşıktır çünkü diyelim ki sadece “ Irak’tan artık çekil”
diyenlerin isteklerine göre hareket edeceğiz. Peki, tamam. Bunu
teknik olarak yapabiliriz. Korkunç olur..
Ancak, ayrıldığınızda Suudiler, Şiilerle savaşmak için birilerini
bulmak zorunda kalacak. Kimi bulacaklar? El-Kaide’yi. Çünkü hem
radikal hem de savaşmaya gönüllü Sünni gruplar muhtemelen El-Kaide
uzantılı gruplar olacak. Bu bakımdan bölgeden erken ayrılmamız
garip bir tutarsızlık içerir. Öyle bir durumda, Suudilerin Irak’ın
içerisinde tutunabilmek ve İran’ın genişleme politikasını bloke
etmek için artık alenen kaynak aktardıkları oldukça güçlü Sünni bir
grubun, bize karşı oluşturduğu tehdidi güçlendirmiş oluruz.
Çeviren: Saliha Ziya
Kaynak Dünya Gündemi