ABD'den Arap ülkelerine İsrail çağrısı
Abone olUAEK daimi temsilcisi Davies, Arap ülkelerinin nükleer konusundaki kararını geri çekmelerini istedi.
ABD'nin Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK)
nezdindeki daimi temsilcisi Büyükelçi Glyn Davies, İsrail'in
Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması'na katılmasını
isterken geçtiğimiz yıl Arap ülkelerinin benimsediği kararın geri
çekilmesini istedi.
ABD'nin Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) nezdindeki daimi
temsilcisi Büyükelçi Glyn Davies, İsrail'in Nükleer Silahların
Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması'na katılmasının ve bu ülkenin
nükleer tesislerinin UAEK denetimine açılmasının istendiği, Arap
ülkelerinin önerisiyle geçen yıl benimsenen kararın geri
çekilmesini talep etti.
ABD arabuluculuğunda İsrail ve Filistin arasında doğrudan görüşme
sürecinin başlatıldığını anımsatan Davies, bu karar tasarısının,
müzakere sürecini olumsuz etkileyeceğini, ayrıca Orta Doğu'nun
kitle imha silahlarından arındırılması amacıyla başlatılacak
müzakereleri olumsuz etkileyeceğini belirtti.
Arap ülkelerinin geçen yıl sunduğu ve İran'ın da desteklediği,
İsrail'in nükleer denetime açılmasının istendiği, bağlayıcı
niteliği bulunmayan karar tasarısı, UAEK Yönetim Kurulu'nda az
farkla kabul edilmişti. Arap ülkeleri, 20 Eylülde başlayacak olan
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na da benzer bir karar tasarısı
sunmaya hazırlanıyor.
Bugün başlayan UAEK Yönetim Kurulu toplantısı sırasında
gazetecilere açıklamalar yapan Davies, UAEK kararının
İsrail-Filistin barış görüşmeleri sürecini, ayrıca Mısır'ın
önerisiyle 2012'de toplanması planlanan "Orta Doğu'nun Kitle İmha
Silahlarından Arındırılması Konferansı" sürecini olumsuz
etkileyebileceğini belirterek, "Geniş kapsamlı barış sürecine
buradan olumlu sinyaller göndermeliyiz" dedi. Büyükelçi, İsrail'in
Arap ülkeleri tarafından "parya" durumuna düşürülmemesi gerektiğini
ifade etti.
ABD tarafından da desteklenen 2012 Konferansı süreci, İsrail'in
tepkisine yol açmıştı. Ancak ABD Başkanı Barack Obama yönetimi,
İsrail'in güvenliğini tehlikeye sokacak hiçbir girişimi
desteklemeyeceğini açıklamış, silahsızlanma sürecinde İsrail'i
yalnız bırakmayacağını vaat etmişti.